borcu

Dün bir arkadaşım aradı, sesi biraz düşüktü. "Abi, bankadaki ortak hesaba haciz gelmiş, ne yapacağız biz?" diye sordu. İşte o an anladım ki, bu konu sandığımızdan çok daha fazla insanın başına gelebiliyor. Vergi borcu, beklenmedik bir anda karşımıza çıkıp hayatımızı alt üst edebiliyor. Özellikle...

Borç batağının derinliklerinde nefes almak, her zaman uzun vade seçeneğinin cazibesinde saklıdır, kabul edelim ki büyük bir cazibe bu. O anki bunalımı hafifleten, ödeme taksitlerini görünürde küçülten, o an için omuzlardaki yükü hafifleten, vallahi de billahi de ferahlatan bir etki yaratır...

Vergi borcu taksitlendirmede en fazla kaç taksit yapılır, bu soruya çok kişi kafa yoruyor, biliyorum. Benim de yıllardır duyduğum, her af çıktığında tekrar tekrar sorulan bir mevzu bu. İnanın bana, bu konuda net "şu kadar taksittir" diye bir cevap vermek mümkün değil. Keşke olsaydı da herkes...

Şimdi o e-haciz muhabbeti var ya, hani birden bire hesabına çöken o kara bulut, vallahi billahi insanın uykularını kaçırır, nabzını hızlandırır. Çoğumuz bilmiyoruz belki ama, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın sistemi, borcun vadesi geçer geçmez, hele bir de o malum tebligat sana ulaşmadıysa ya da...

Şimdi şu vergi borcu yapılandırması mevzuu var ya, aslında çoğu kişinin derdi o ihtiyati haciz meselesi. Vallahi insanı bir anda kilitliyor, ne yapacağını şaşırıyorsun. Bankadaki paraya bloke, tapudaki gayrimenkule şerh... Tamam, borcun var ama bu ne hız Allah aşkına. Yapılandırmaya başvurdun...

O son taksiti ödediğimizde var ya, içimiz bir garip oluyor. Sanki yılların yükü kalktı, omuzlarımız hafifledi. Oh be, nihayet bitti, kurtulduk şu borçtan diye bir oh çekiyoruz, tabi öyle kolay değil vallahi billahi. Ama o sevinçle beraber aklımıza hemen bir soru düşüyor, o bankaya teminat olarak...

**Bilgi Kutusu** **Vergi borcu yapılandırması... Ah, şu devletle vatandaş arasındaki o meşhur köprü! Bazen sağlam, bazen sallantıda. Peki bu köprüyü geçerken karşımıza çıkan engebelerden biri olan gecikme faizi hesaplaması, gerçekten de üstesinden gelinmesi zor bir bilmece mi? Yoksa doğru...

Kredi kartını yapılandırdın, oh be dünya varmış dedin değil mi? Ama sonra o kartı tekrar kullanmak... İşte orada bir duracaksın. Çünkü işler sandığından biraz daha karışık olabilir. Şimdi şöyle düşün, yapılandırma dediğin şey aslında bir nevi erteleme. Yani borcu tamamen silmedin, sadece ödeme...

Abi, şimdi yapılandırma borcu dedin mi akan sular durulur. Cebinde para yok, taksitler birikmiş, kara kara düşünüyorsun ya hani... İşte o anda imdadına yetişen bir numara var, adı referans numarası. Vallahi billahi kurtarıcı gibi bir şey bu. Peki, bu numara ne işe yarar, nereden bulunur, nasıl...

**Bilgi Kutusu** **Borcunu bir yakının ödedi, e-haciz kalkar mı diyorsun? Cevap basit: Evet, kalkar. Ama hemen sevinme, süreç biraz detaylı. Haczin kalkması için borcun tamamen ödenmesi şart. İster sen öde, ister baban, ister arkadaşın... Kimin ödediği önemli değil, önemli olan borcun...

Gümrük kapısından içeri girerken her şey güzel de, sonrası malum işte. O mal senin değil devletin malı gibi bir süre. Vergiyi ödeyemezsen, o mallar da seninle vedalaşır, devletin olur gider. Haciz dediğin, kapıya dayanmadan önce e-haciz diye bir şey var artık, biliyorsun değil mi? Dijital dünya...

Vergi borcun mu var? Eyvah eyvah! Devlet amca alacağını tahsil etmek için bir sürü yol deneyecek, hazırlıklı ol derim. Çünkü bu işin şakası yok, vallahi billahi yok. Şöyle düşün, sen birinden alacaklı olsan, o da ödemese ne yaparsın? Hukuki yollara başvurursun değil mi? İşte devlet de aynı şeyi...

Bilgi Kutusu Yapılandırma borçlarınızı zahmetsizce yönetmenin ve ödeme günlerini asla kaçırmamanın en pratik yolu, bankanız aracılığıyla vereceğiniz otomatik ödeme talimatıdır. Bu basit adım, hem zihninizi boşaltır hem de olası gecikme faizlerinden sizi korur. O borç yapılandırma meselesi var...

Vallahi billahi bu soru o kadar çok geliyor ki... Hani "Yapılandırma yaptım, borcumu da ödedim, e şimdi ipotek kendiliğinden kalkar mı?" diye. Gel bir konuşalım şunu abi. Öncelikle şunu bil: Bankalar veya alacaklı kurumlar durduk yere hiçbir şeyi kaldırmazlar. Hatta kaldırmak istemezler desek...

Şimdi o anı düşün, SGK'dan bir yazı geliyor, ya da bir tebligat... Haciz ibaresi, buz gibi bir his yayılıyor içine, değil mi? O panik, o "eyvah şimdi ne olacak" endişesi... Yıllarca bu sahneleri çok gördüm, çok dinledim. Kimse istemez böyle bir durumla karşılaşmayı, vallahi billahi. Ama bazen...

Kredi borcu yapılandırması masasına mı oturdunuz? Sakın ola bankanın size sunduğu o güler yüzlü, "çözüm odaklı" tablolarına aldanmayın; zira o esneklik kelimesinin ardında, kurumun soğuk ve matematiksel kâr maksimizasyonu yatar, başka hiçbir şey değil. Müşteri memnuniyeti mi? Hadi canım, o...

Sabah telefonumda o bildirim belirince dünyam başıma yıkıldı sandım... "Hesabınız bloke edilmiştir." Bir an nefes alamadım, mideme bir yumruk yemiş gibi oldum. Yılların emeği, birikimi, hatta o gün markete gidecek para, hepsi bir anda kilit altına alınmıştı, nasıl olurdu böyle bir şey, kimsenin...

Şimdi düşünsene bir, sabah kalktın, olağan bir gün işte, kahveni yudumluyorsun falan… Bir baktın ki banka hesabın bomboş ya da bloke edilmiş. Aman Allah'ım! İşte o an varya, o an dünya başına yıkılıyor sanki, insan bir an afallıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor, hani ne yalan söyleyeyim, bende...

Vergi borcu yapılandırması... Ah, ne kadar da karmaşık bir konu! Devletin sunduğu bu imkan, aslında bir can simidi. Ama o simide tutunmak da marifet ister. Ödeme güçlüğü beyanı, bu sürecin en kritik noktalarından biri. "Ben ödeyemiyorum, halim yok" demenin bir yolu bu. Peki, bu beyanı nasıl...

Şimdi şu vergi borcu meselesi, insana bazen gerçekten uykusuz geceler yaşatıyor değil mi? Bir bakıyorsun, hele bu ekonomik dalgalanmalar zamanında, hesaplar şaşıyor, ödemeler birikiyor… Sonra o zarflar gelmeye başlayınca insan bir an ne yapacağını şaşırıyor, eli ayağına dolaşıyor. Hani derler...