SapphireTempo
Kayıtlı Kullanıcı
Bir de şu var ki, hani hayatında hiç beklemediğin anda pat diye bir blokeyle karşılaşmak... Hesabın dondurulmuş, paran içeride kalmış, ne olduğunu anlamıyorsun bile, şaka mı bu şimdi diye kendi kendine soruyorsun belki. Dolandırıcılık şüphesi deniyor, vay be, ben mi dolandırıcı oldum şimdi birden, ne iş... İşte o his var ya, o bambaşka bir şey.
Sonra başlıyorsun araştırmaya, ne yapacağım diye düşünmeye. Bankayı arıyorsun, savcılığa gidiyorsun, bir sürü evrak, bir sürü prosedür... Derken bir süre geçiyor, bakıyorsun ki işler öyle hemen çözülecek gibi değil, biraz uzun soluklu bir süreç bu anlaşılan.
E şimdi o arada senin de kendine göre işlerin gücün var, değil mi abi? Gündelik hayat devam ediyor, sen gidip sürekli adliye koridorlarında vakit harcayamıyorsun ki. İşte tam o noktada o ek süre meselesi çıkıyor karşına, hani böyle bir soluklanma, bir nefes alma ihtiyacı gibi bir şey bu aslında.
Ya düşünsene, sen bir yandan paranı kurtarmaya çalışırken, diğer yandan da hayatını idame ettireceksin. Ev kirası var, faturalar var, çoluk çocuk var belki... Bunların hepsi duruyor mu o süreçte? Durmuyor tabii ki, hatta belki o bloke yüzünden daha da zorlaşıyor her şey, vallahi billahi.
Sistem kendi işleyişinde haklı olabilir, hani "tedbir alalım" diyorlar, "mağduriyet olmasın." Ama öbür yandan, o tedbirin altında kalan vatandaşın hali ne olacak? Onun mağduriyeti kimin umurunda pek... İşte bu çelişkiyi iyi anlamak lazım, yoksa işin içinden çıkmak zorlaşıyor.
Peki bu ek süreyi nasıl isteyeceksin, kime ne diyeceksin? Durup dururken "bana biraz daha zaman verin" demekle olmuyor tabii, muhakkak bir dayanağı olmalı. Neden bu süreye ihtiyacın var, ne yapacaksın bu ek sürede... Bunları iyi anlatman gerekiyor.
Boş durmayacaksın o sürede, yoksa zaten sana kim niye ek süre versin ki? Yeni deliller mi bulacaksın, eksik evrakları mı tamamlayacaksın, belki avukatınla daha detaylı bir strateji mi belirleyeceksin... Yani bu bir "rahatlama" süresi değil, daha çok "çözüm üretme" süresi aslında, iyi değerlendirmek lazım.
Kimsenin başına gelmesin ama geldi mi de insanı yoruyor be abi. Sadece maddiyat değil ki, o stres, o belirsizlik insanı ruhsal olarak da yıpratıyor. O yüzden bu ek süre bazen sadece evrak tamamlamak için değil, biraz da kafanı toparlamak için önemli olabiliyor, kendine gelmek için.
İlgili makamlarla konuşurken de çok önemli bu, derdini doğru anlatmak. Hani böyle bağırıp çağırmak yerine, sakin ve mantıklı bir dille neden bu ek süreye ihtiyacın olduğunu izah etmek... Belki o zaman karşıdaki de seni daha iyi anlar, yardımcı olmak ister, empati kurar.
Sonuçta amaç ne? Blokenin kalkması, değil mi? Ve bunun adil bir şekilde, mümkünse en az mağduriyetle gerçekleşmesi... İşte o ek süre, bazen bu adil sonuca giden yolda çok kritik bir viraj olabiliyor, vallahi billahi öyle.
Sonra başlıyorsun araştırmaya, ne yapacağım diye düşünmeye. Bankayı arıyorsun, savcılığa gidiyorsun, bir sürü evrak, bir sürü prosedür... Derken bir süre geçiyor, bakıyorsun ki işler öyle hemen çözülecek gibi değil, biraz uzun soluklu bir süreç bu anlaşılan.
E şimdi o arada senin de kendine göre işlerin gücün var, değil mi abi? Gündelik hayat devam ediyor, sen gidip sürekli adliye koridorlarında vakit harcayamıyorsun ki. İşte tam o noktada o ek süre meselesi çıkıyor karşına, hani böyle bir soluklanma, bir nefes alma ihtiyacı gibi bir şey bu aslında.
Ya düşünsene, sen bir yandan paranı kurtarmaya çalışırken, diğer yandan da hayatını idame ettireceksin. Ev kirası var, faturalar var, çoluk çocuk var belki... Bunların hepsi duruyor mu o süreçte? Durmuyor tabii ki, hatta belki o bloke yüzünden daha da zorlaşıyor her şey, vallahi billahi.
Sistem kendi işleyişinde haklı olabilir, hani "tedbir alalım" diyorlar, "mağduriyet olmasın." Ama öbür yandan, o tedbirin altında kalan vatandaşın hali ne olacak? Onun mağduriyeti kimin umurunda pek... İşte bu çelişkiyi iyi anlamak lazım, yoksa işin içinden çıkmak zorlaşıyor.
Peki bu ek süreyi nasıl isteyeceksin, kime ne diyeceksin? Durup dururken "bana biraz daha zaman verin" demekle olmuyor tabii, muhakkak bir dayanağı olmalı. Neden bu süreye ihtiyacın var, ne yapacaksın bu ek sürede... Bunları iyi anlatman gerekiyor.
Boş durmayacaksın o sürede, yoksa zaten sana kim niye ek süre versin ki? Yeni deliller mi bulacaksın, eksik evrakları mı tamamlayacaksın, belki avukatınla daha detaylı bir strateji mi belirleyeceksin... Yani bu bir "rahatlama" süresi değil, daha çok "çözüm üretme" süresi aslında, iyi değerlendirmek lazım.
Kimsenin başına gelmesin ama geldi mi de insanı yoruyor be abi. Sadece maddiyat değil ki, o stres, o belirsizlik insanı ruhsal olarak da yıpratıyor. O yüzden bu ek süre bazen sadece evrak tamamlamak için değil, biraz da kafanı toparlamak için önemli olabiliyor, kendine gelmek için.
İlgili makamlarla konuşurken de çok önemli bu, derdini doğru anlatmak. Hani böyle bağırıp çağırmak yerine, sakin ve mantıklı bir dille neden bu ek süreye ihtiyacın olduğunu izah etmek... Belki o zaman karşıdaki de seni daha iyi anlar, yardımcı olmak ister, empati kurar.
Sonuçta amaç ne? Blokenin kalkması, değil mi? Ve bunun adil bir şekilde, mümkünse en az mağduriyetle gerçekleşmesi... İşte o ek süre, bazen bu adil sonuca giden yolda çok kritik bir viraj olabiliyor, vallahi billahi öyle.