AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
**Bilgi Kutusu**
Bir sabah uyandın, kahveni almışsın eline, bildirimlere bakayım derken bir de ne göresin: "Hesabın kapatıldı." Şaka mı bu şimdi? Yılların emeği, anılar, paylaşımlar... Yok oldu gitti işte, sanki hiç var olmamış gibi. Ne alaka şimdi, ne yaptım ben? İnsan bir afallıyor, elden ayaktan düşüyor resmen, vallahi billahi.
Hemen "İtiraz Et" butonuna abandın değil mi? Sanki sihirli bir düğme o, basınca her şey düzelecekmiş gibi. Ama o iş öyle olmuyor işte. O itiraz dediğin, aslında buzdağının görünen ucu. Karşında devasa, ruhsuz bir algoritma var, senin kişisel hikayenle falan ilgilenmiyor. Kimlik doğrulama istiyorlar, neden kapatıldığına dair bir açıklama yapıyorlar, genelde de ezbere oluyor o açıklamalar...
Çok iyi hatırlıyorum, yıllar önce gazetecilik yaparken de benzer hikayelerle gelirdi insanlar. "Abi ya, sayfam uçtu, ne yapacağım ben şimdi?" derlerdi. Cevap hep aynıydı: "Sakin ol, derin bir nefes al ve süreci doğru yönet." O itiraz süresi dediğin şey kritik. Genelde 30 gün verilir, ama sen bunu "son gün hallederim" diye erteleme. Her geçen gün, senin aleyhine işliyor, bunu bil.
İşin en acı kısmı ne biliyor musun? Karşında derdini anlatabileceğin canlı bir muhatap yok. Bir telefon numarası yok, bir e-posta adresi yok ki oturup iki laf edesin. "Destek ekibi" diye bir hayalet var, o da genelde otomatik yanıtlarla çalışıyor. Yapay zeka senin kişisel haklılığını anlamaz ki, kurala bakar, ihlali görür, kapatır... Kimin sesi çıkacak?
O "Topluluk Standartları" dediği metin var ya, hani kimsenin okumadığı o upuzun metin... İşte onun bir yerinde bir virgülü yanlış anlamışlardır belki, ya da bir fotoğrafı, bir yorumu bambaşka bir yere çekmişlerdir. Bazen bir arkadaşının paylaştığı bir şeyden bile sen nasibini alabilirsin, zincirleme reaksiyon gibi... Çok sinir bozucu, kabul ediyorum.
Sakın ha, yeni bir hesap açıp eski isminle takılmaya falan kalkma. Facebook'un sistemleri bunu anında yakalar, bir hesabın kapandıysa, ikinci bir ihlal denemesi seni tamamen sistem dışı bırakır. Yani, "tamamen banlandın, bir daha da gelme" derler. Bu yüzden, eski hesabını geri almaya odaklanmak en doğrusu, abi.
Peki ne yapacaksın? İtiraz metnini yazarken duygusal patlamalardan uzak dur. Gayet net, kısa ve öz bir şekilde, "Benim hesabım şu tarihte haksız yere kapatıldı, ben asla Topluluk Standartlarınızı ihlal etmedim" diyeceksin. Gerekirse kimliğini tekrar, net bir şekilde yükle, selfie falan istiyorlarsa ver gitsin. Kısacası, onların kurallarına göre oynamak zorundasın, başka çaren yok.
Meta'nın bu devasa yapısı karşısında kendini bir karınca gibi hissediyorsun değil mi? Öyle hissetmekte de haklısın. Ama unutma, bazen karıncalar da tek başına değil, birleşerek devleri dize getirebilir. Yani, demek istediğim, elinden gelen her şeyi yap, itirazı gönder, ama bir yandan da alternatiflerine bak. Tüm yumurtalarını tek sepete koymamak lazım, sosyal medyada da aynı kural geçerli... Ne olacağı belli olmaz.
İtirazın sonucunu beklerken sabırlı olmaktan başka şansın yok. Bir hafta da sürebilir, bir ay da... Hatta bazen hiç geri dönmeyebilirler bile, bu da bir ihtimal. O zaman da oturup düşünmek lazım: Bu kadar kontrolsüz bir platformda hayatımın bu kadar büyük bir bölümünü tutmak doğru mu? Başka alternatiflerim var mıydı, var mı? Bu soruları sormak bile başlı başına bir kazançtır... Vallahi.
Bir sabah uyandın, kahveni almışsın eline, bildirimlere bakayım derken bir de ne göresin: "Hesabın kapatıldı." Şaka mı bu şimdi? Yılların emeği, anılar, paylaşımlar... Yok oldu gitti işte, sanki hiç var olmamış gibi. Ne alaka şimdi, ne yaptım ben? İnsan bir afallıyor, elden ayaktan düşüyor resmen, vallahi billahi.
Hemen "İtiraz Et" butonuna abandın değil mi? Sanki sihirli bir düğme o, basınca her şey düzelecekmiş gibi. Ama o iş öyle olmuyor işte. O itiraz dediğin, aslında buzdağının görünen ucu. Karşında devasa, ruhsuz bir algoritma var, senin kişisel hikayenle falan ilgilenmiyor. Kimlik doğrulama istiyorlar, neden kapatıldığına dair bir açıklama yapıyorlar, genelde de ezbere oluyor o açıklamalar...
Çok iyi hatırlıyorum, yıllar önce gazetecilik yaparken de benzer hikayelerle gelirdi insanlar. "Abi ya, sayfam uçtu, ne yapacağım ben şimdi?" derlerdi. Cevap hep aynıydı: "Sakin ol, derin bir nefes al ve süreci doğru yönet." O itiraz süresi dediğin şey kritik. Genelde 30 gün verilir, ama sen bunu "son gün hallederim" diye erteleme. Her geçen gün, senin aleyhine işliyor, bunu bil.
İşin en acı kısmı ne biliyor musun? Karşında derdini anlatabileceğin canlı bir muhatap yok. Bir telefon numarası yok, bir e-posta adresi yok ki oturup iki laf edesin. "Destek ekibi" diye bir hayalet var, o da genelde otomatik yanıtlarla çalışıyor. Yapay zeka senin kişisel haklılığını anlamaz ki, kurala bakar, ihlali görür, kapatır... Kimin sesi çıkacak?
O "Topluluk Standartları" dediği metin var ya, hani kimsenin okumadığı o upuzun metin... İşte onun bir yerinde bir virgülü yanlış anlamışlardır belki, ya da bir fotoğrafı, bir yorumu bambaşka bir yere çekmişlerdir. Bazen bir arkadaşının paylaştığı bir şeyden bile sen nasibini alabilirsin, zincirleme reaksiyon gibi... Çok sinir bozucu, kabul ediyorum.
Sakın ha, yeni bir hesap açıp eski isminle takılmaya falan kalkma. Facebook'un sistemleri bunu anında yakalar, bir hesabın kapandıysa, ikinci bir ihlal denemesi seni tamamen sistem dışı bırakır. Yani, "tamamen banlandın, bir daha da gelme" derler. Bu yüzden, eski hesabını geri almaya odaklanmak en doğrusu, abi.
Peki ne yapacaksın? İtiraz metnini yazarken duygusal patlamalardan uzak dur. Gayet net, kısa ve öz bir şekilde, "Benim hesabım şu tarihte haksız yere kapatıldı, ben asla Topluluk Standartlarınızı ihlal etmedim" diyeceksin. Gerekirse kimliğini tekrar, net bir şekilde yükle, selfie falan istiyorlarsa ver gitsin. Kısacası, onların kurallarına göre oynamak zorundasın, başka çaren yok.
Meta'nın bu devasa yapısı karşısında kendini bir karınca gibi hissediyorsun değil mi? Öyle hissetmekte de haklısın. Ama unutma, bazen karıncalar da tek başına değil, birleşerek devleri dize getirebilir. Yani, demek istediğim, elinden gelen her şeyi yap, itirazı gönder, ama bir yandan da alternatiflerine bak. Tüm yumurtalarını tek sepete koymamak lazım, sosyal medyada da aynı kural geçerli... Ne olacağı belli olmaz.
İtirazın sonucunu beklerken sabırlı olmaktan başka şansın yok. Bir hafta da sürebilir, bir ay da... Hatta bazen hiç geri dönmeyebilirler bile, bu da bir ihtimal. O zaman da oturup düşünmek lazım: Bu kadar kontrolsüz bir platformda hayatımın bu kadar büyük bir bölümünü tutmak doğru mu? Başka alternatiflerim var mıydı, var mı? Bu soruları sormak bile başlı başına bir kazançtır... Vallahi.