PrismLagoon
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi dinle beni, bu hesap askıya alma meseleleri var ya, tam bir baş belası. Gelir bir gün, tık diye karşına dikilir. İnsan neye uğradığını şaşırır, eli ayağına dolanır, o an ne yapacağını bilemezsin. Vallahi öyle. Hele hele işin ucunda para, itibar varsa, yandı gülüm keten helva. Ama işte, tecrübe konuşuyor abi, her seferinde "yandık bittik" demekle olmuyor bu işler. Biraz soğuk kanlı olmak lazım, bu sistemlerin nasıl çalıştığını bilmek lazım.
Bak, ilk başta bir panik dalgası gelir, "Neden, ne yaptım?" diye çırpınırsın. Ama çoğu zaman onların o ilk askıya alma kararı, otomatik bir sistemin işi oluyor, biliyor musun? Yani bir algoritma, bir filtre takılıp kalıyor bir şeye. Senin hareketlerin, içeriklerin, bir yerde çakışıyor onların kırmızı çizgisinde. İnsan faktörü sonradan giriyor devreye, sen itiraz ettikten sonra... İşte o yüzden ilk şoku atlatıp nefes almak, sakinleşmek ilk kural.
Şimdi gelelim itiraz olayına. O itiraz dediğin şey, sıradan bir "Ben yapmadım" dilekçesi değil. Kusura bakma ama onların gözünde sen zaten yaptın. Hani suçlu olduğunu farz ediyorlar ya, işte öyle. Sen kendini aklamak zorundasın. Bunun için de elinde veri, kanıt olması şart. Neyi yanlış anladıklarını, nerede haksızlığa uğradığını tane tane, maddeler halinde anlatman lazım. Laf ebeliğiyle olmaz bu işler.
Ha, kuralları da bileceksin. Nerede askıya alındın, hangi platformda? Onların kullanım koşulları, topluluk kuralları maddeler halinde önünde olacak. İnan bana, çoğu insan o uzun, sıkıcı metinleri okumaz, sonra da "Ben bilmiyordum" der. Ama bu, mazeret değil onlar için. "Okumak zorundaydın" derler, pat diye kapıyı gösterirler. O yüzden, senin askıya alınmana sebep olabilecek maddeler neler, iyi bakacaksın.
Ve o itirazı yazarken sakın duygusal olma, ağlak bir tonla "Ama ben mağdurum" falan yazma. Kimse dinlemez. Tam tersine, teknik, mantıklı ve saygılı ama bir o kadar da net olacaksın. "Şu maddeye göre askıya alınmışım, ancak benim durumumda X Y Z nedenlerinden dolayı bu madde tam olarak geçerli değildir çünkü kanıtım A B C'dir" diyeceksin. Bak, bu ton var ya, bu sert ama mantıklı ton, kapıları aralar.
Bazen de haksız yere askıya alınırız, olur öyle şeyler. Sistem hatasıdır, başka bir şeydir. İşte o zaman daha da çok kanıta, daha çok netliğe ihtiyacın var. Ekran görüntüleri, log kayıtları, yazışmalar... Ne varsa toplayacaksın. Sunacaksın. Hiçbir şeyi atlamayacaksın. Adeta bir avukat gibi, dosyayı hazırlayacaksın.
Peki ya bir hata yaptıysan? Yanlışlıkla ya da bilmeden bir kuralı çiğnediysen? O zaman da inkara gitmeyeceksin, bu tamamen yanlış bir strateji. Tam tersine, hatanı kabul edeceksin. Diyeceksin ki "Evet, şunu yaptım, bu bir hataydı. Bunun neden kaynaklandığını anladım ve bir daha tekrarlanmaması için şu adımları atacağım." Bak, bu samimi ve çözüm odaklı yaklaşım, çoğu zaman işe yarar. Onların görmek istediği de zaten bu, senin dersini alıp almadığın.
Bir de şu var: İtiraz ettin, ilk seferde reddedildin... Moralini bozma hemen. Bazen inat etmek, tekrar itiraz etmek gerekebiliyor. Ama öyle günde on kere mail atmak değil bu. Her itirazında yeni bir bilgi, yeni bir bakış açısı sunabiliyor musun, ona bak. Eğer aynı şeyleri tekrarlarsan, otomatik yanıtlardan öteye geçemezsin. Değişik bir yol dene, olaya farklı bir pencereden bak... Bazen bir kelime, bir cümle her şeyi değiştirebilir.
Bu işler genelde bir bürokrasi labirenti gibidir. İnsan yorulur, sinirlenir, pes etmek ister. Ama pes ettiğin an, o hesabı temelli kaybetmiş olursun. O yüzden biraz sabır, biraz da strateji lazım. Onlar senin kurallarına göre oynuyor, sen de onların kurallarına göre oynamayı öğrenmelisin. Başka türlü kazanamazsın bu oyunu... Vallahi billahi.
Bak, ilk başta bir panik dalgası gelir, "Neden, ne yaptım?" diye çırpınırsın. Ama çoğu zaman onların o ilk askıya alma kararı, otomatik bir sistemin işi oluyor, biliyor musun? Yani bir algoritma, bir filtre takılıp kalıyor bir şeye. Senin hareketlerin, içeriklerin, bir yerde çakışıyor onların kırmızı çizgisinde. İnsan faktörü sonradan giriyor devreye, sen itiraz ettikten sonra... İşte o yüzden ilk şoku atlatıp nefes almak, sakinleşmek ilk kural.
Şimdi gelelim itiraz olayına. O itiraz dediğin şey, sıradan bir "Ben yapmadım" dilekçesi değil. Kusura bakma ama onların gözünde sen zaten yaptın. Hani suçlu olduğunu farz ediyorlar ya, işte öyle. Sen kendini aklamak zorundasın. Bunun için de elinde veri, kanıt olması şart. Neyi yanlış anladıklarını, nerede haksızlığa uğradığını tane tane, maddeler halinde anlatman lazım. Laf ebeliğiyle olmaz bu işler.
Ha, kuralları da bileceksin. Nerede askıya alındın, hangi platformda? Onların kullanım koşulları, topluluk kuralları maddeler halinde önünde olacak. İnan bana, çoğu insan o uzun, sıkıcı metinleri okumaz, sonra da "Ben bilmiyordum" der. Ama bu, mazeret değil onlar için. "Okumak zorundaydın" derler, pat diye kapıyı gösterirler. O yüzden, senin askıya alınmana sebep olabilecek maddeler neler, iyi bakacaksın.
Ve o itirazı yazarken sakın duygusal olma, ağlak bir tonla "Ama ben mağdurum" falan yazma. Kimse dinlemez. Tam tersine, teknik, mantıklı ve saygılı ama bir o kadar da net olacaksın. "Şu maddeye göre askıya alınmışım, ancak benim durumumda X Y Z nedenlerinden dolayı bu madde tam olarak geçerli değildir çünkü kanıtım A B C'dir" diyeceksin. Bak, bu ton var ya, bu sert ama mantıklı ton, kapıları aralar.
Bazen de haksız yere askıya alınırız, olur öyle şeyler. Sistem hatasıdır, başka bir şeydir. İşte o zaman daha da çok kanıta, daha çok netliğe ihtiyacın var. Ekran görüntüleri, log kayıtları, yazışmalar... Ne varsa toplayacaksın. Sunacaksın. Hiçbir şeyi atlamayacaksın. Adeta bir avukat gibi, dosyayı hazırlayacaksın.
Peki ya bir hata yaptıysan? Yanlışlıkla ya da bilmeden bir kuralı çiğnediysen? O zaman da inkara gitmeyeceksin, bu tamamen yanlış bir strateji. Tam tersine, hatanı kabul edeceksin. Diyeceksin ki "Evet, şunu yaptım, bu bir hataydı. Bunun neden kaynaklandığını anladım ve bir daha tekrarlanmaması için şu adımları atacağım." Bak, bu samimi ve çözüm odaklı yaklaşım, çoğu zaman işe yarar. Onların görmek istediği de zaten bu, senin dersini alıp almadığın.
Bir de şu var: İtiraz ettin, ilk seferde reddedildin... Moralini bozma hemen. Bazen inat etmek, tekrar itiraz etmek gerekebiliyor. Ama öyle günde on kere mail atmak değil bu. Her itirazında yeni bir bilgi, yeni bir bakış açısı sunabiliyor musun, ona bak. Eğer aynı şeyleri tekrarlarsan, otomatik yanıtlardan öteye geçemezsin. Değişik bir yol dene, olaya farklı bir pencereden bak... Bazen bir kelime, bir cümle her şeyi değiştirebilir.
Bu işler genelde bir bürokrasi labirenti gibidir. İnsan yorulur, sinirlenir, pes etmek ister. Ama pes ettiğin an, o hesabı temelli kaybetmiş olursun. O yüzden biraz sabır, biraz da strateji lazım. Onlar senin kurallarına göre oynuyor, sen de onların kurallarına göre oynamayı öğrenmelisin. Başka türlü kazanamazsın bu oyunu... Vallahi billahi.