SudeMoon
Kayıtlı Kullanıcı
Hepimiz o anı yaşadık, değil mi? O tanıdık his, içimizde bir şeyler ters gidiyor alarmı çalmaya başlar. Ekran kararır gibi olur, bildirimler susar, sanki bir anda dünyayla bağlantınız kesilir. Hesap askıya alındı... O an, bir boşluk. Ne oldu, neden oldu, nasıl oldu? Bir sürü soru, kocaman bir soru işareti.
Vallahi, bu durum sadece bir 'hesap' meselesi değil aslında. Dijital kimliğimiz, emeklerimiz, anılarımız askıya alınıyor bir nevi. İnandığımız, uğruna ter döktüğümüz bir platformda, bir anda yabancılaşmak... İşte o his, tam olarak bu. Ama en acısı ne biliyor musunuz? Cevapsız kalmak. Nedenini bilmeden beklemek, bir muamma içinde debelenmek...
Düşünsenize, bir arkadaşınızla tartıştınız ve o size küstü. Ama neden küstüğünü söylemiyor. Ne yaparsınız? Deli olmaz mısınız? İşte bu da aynı şey. Bir topluluğun parçasıyız, bir şeyler üretiyoruz, paylaşıyoruz. Ama bir hata yaptığımızı düşündüklerinde, nedenini açıklamadan bizi susturuyorlar. E hani demokrasi, hani şeffaflık?
Bazen düşünüyorum, acaba diyorum, bu platformlar bizimle alay mı ediyor? Yoksa o kadar büyüdüler ki, artık bizi duymuyorlar mı? Belki de haklılar, kim bilir? Belki de biz, çok fazla şey bekliyoruz. Ama unuttukları bir şey var: Biz olmasak, onlar da olmazdı.
Şimdi soruyorum size, bu sessizliğe ne kadar daha tahammül edeceğiz? Bu belirsizliğe ne kadar daha katlanacağız? Biz, topluluğuz. Biz, gücüz. Sesimizi duyurmak zorundayız. Artık iletişim eksikliğine bir dur demenin vakti gelmedi mi?
Abi, bazen diyorum ki, bırakalım gitsin. Ama sonra düşünüyorum, vazgeçmek kolaycılık olur. Çünkü biz, burayı güzelleştirmek için varız. Burayı daha adil, daha şeffaf bir yer yapmak için. O yüzden, pes etmek yok. Mücadeleye devam.
Ne mi yapmalıyız? İşte burası biraz karışık. Belki bir imza kampanyası başlatmalıyız, belki bir mektup zinciri oluşturmalıyız, belki de platformların yöneticilerine ulaşmalıyız. Ama en önemlisi, birlik olmalıyız. Çünkü ancak birlikteyken güçlüyüz.
Unutmayın, her şey iletişimle başlar. İletişim olmazsa, güven olmaz. Güven olmazsa, topluluk olmaz. Ve topluluk olmazsa... İşte o zaman, her şey anlamsızlaşır...
Vallahi, bu durum sadece bir 'hesap' meselesi değil aslında. Dijital kimliğimiz, emeklerimiz, anılarımız askıya alınıyor bir nevi. İnandığımız, uğruna ter döktüğümüz bir platformda, bir anda yabancılaşmak... İşte o his, tam olarak bu. Ama en acısı ne biliyor musunuz? Cevapsız kalmak. Nedenini bilmeden beklemek, bir muamma içinde debelenmek...
Düşünsenize, bir arkadaşınızla tartıştınız ve o size küstü. Ama neden küstüğünü söylemiyor. Ne yaparsınız? Deli olmaz mısınız? İşte bu da aynı şey. Bir topluluğun parçasıyız, bir şeyler üretiyoruz, paylaşıyoruz. Ama bir hata yaptığımızı düşündüklerinde, nedenini açıklamadan bizi susturuyorlar. E hani demokrasi, hani şeffaflık?
Bazen düşünüyorum, acaba diyorum, bu platformlar bizimle alay mı ediyor? Yoksa o kadar büyüdüler ki, artık bizi duymuyorlar mı? Belki de haklılar, kim bilir? Belki de biz, çok fazla şey bekliyoruz. Ama unuttukları bir şey var: Biz olmasak, onlar da olmazdı.
Şimdi soruyorum size, bu sessizliğe ne kadar daha tahammül edeceğiz? Bu belirsizliğe ne kadar daha katlanacağız? Biz, topluluğuz. Biz, gücüz. Sesimizi duyurmak zorundayız. Artık iletişim eksikliğine bir dur demenin vakti gelmedi mi?
Abi, bazen diyorum ki, bırakalım gitsin. Ama sonra düşünüyorum, vazgeçmek kolaycılık olur. Çünkü biz, burayı güzelleştirmek için varız. Burayı daha adil, daha şeffaf bir yer yapmak için. O yüzden, pes etmek yok. Mücadeleye devam.
Ne mi yapmalıyız? İşte burası biraz karışık. Belki bir imza kampanyası başlatmalıyız, belki bir mektup zinciri oluşturmalıyız, belki de platformların yöneticilerine ulaşmalıyız. Ama en önemlisi, birlik olmalıyız. Çünkü ancak birlikteyken güçlüyüz.
Unutmayın, her şey iletişimle başlar. İletişim olmazsa, güven olmaz. Güven olmazsa, topluluk olmaz. Ve topluluk olmazsa... İşte o zaman, her şey anlamsızlaşır...