OrchidRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
Bir sabah kapı çalar, o meşum sarı zarf uzanır eline. Kim bilir kaç kişinin kâbusudur bu an, bir anda hayatın altüst olur. "İcra Takibi Ödeme Emri" yazısı gözüne çarpar çarpmaz, dünya başına yıkılır, nefes alamazsın sanki. Peki, o an ne yapacaksın? İlk şoku atlattıktan sonra, sakin kalıp gerçekten ne olup bittiğini anlamak, her şeyden daha elzem... Boş yere paniklemek, hele hele görmezden gelmek, en büyük hata değil mi şimdi?
E-Devlet, vallahi billahi, günümüzün kurtarıcı meleği gibi. Hani derler ya, her şeyin bir çaresi vardır diye, işte burası o çarelerden biri. Kimileri bilmiyor, kimileri umursamıyor ama o tebligat gerçekten sana mı geldi, içindeki borç miktarı doğru mu, hangi esas numaralı dosya üzerinden gönderildi, kimler alacaklı? Tüm bu soruların cevabı, sadece birkaç tık ötede. Giriyorsun e-Devlet'e, "Hukuksal Bilgilerim" kısmına, oradan "İcra Dosyası Sorgulama"ya... Aha, işte orada, tüm çıplaklığıyla karşında duruyor olabilir tüm detaylar. Ya da durmuyor mu? Orası da ayrı bir muamma.
Yaşandı bunlar, kaç kere duyduk, kaç kere şahit olduk. Bir tebligat gelir, adam "bana gelmedi" der, "hiç haberim olmadı" diye feryat eder. İyi de, bu sistem boşuna mı kuruldu abi? Posta tebligatının kapıya bırakılıp, mahalle muhtarına ya da komşuya teslim edilme ihtimali... İşte tam da bu noktada, o tebligatın gerçekten sana ulaşmış olup olmadığını sorgulamak gerekiyor. Ulaşmadıysa bile hukuken ulaşmış sayılır mı? Bak işte bu, mevzuatın o can sıkıcı detaylarından biri. Bilmeyen yandı, bilesin...
UYAP Vatandaş Portalı diye bir nimet var aslında. Hani e-Devlet'ten göremediğin ya da daha derinlemesine bakmak istediğin durumlar olur ya, işte o zaman buraya dalman gerekir. Mahkemelerin, icra dairelerinin online kapısı gibi düşün. Oradan ilgili dosyanın esas numarasını girip, ödeme emrinin detaylarına, tebligatın akıbetine, hatta dosyaya yatırılmış belgelere kadar her şeyi görebilirsin. Ama tabii, bunun için dosyaya erişim yetkinin olması, ya da vekilin olması... Yoksa, boş yere girip çıktım dersin sadece. Bir bakmışsın, o ödeme emri aslında sana değil, bir başka vatandaşa gidiyormuş... Kim bilir?
Telefon etmek mi? İcra dairesine gitmek mi? En klişe, en eskimeyen yöntemler bunlar. Ama en doğrusu mu? Kim bilir... Bazen öyle bir yoğunluk olur ki, kimse seni dinlemez bile. "Sisteme bakın" derler, "avukatınıza sorun" diye başlarından savarlar. Sanki herkesin bir avukatı var, ya da herkes hukuki süreçlere bu kadar hakim. Oysa o tebligat, belki de hatalı bir adrese, yanlış bir kişiye gitmiştir. Ya da borç, zaten çoktan ödenmiştir de, sistemde güncellenmemiştir... Vallahi billahi, olur böyle şeyler.
O ödeme emrinin üstündeki yedi günlük itiraz süresi, bazen hayat ile ölüm arasındaki ince çizgi gibidir. Geçirdin mi, geçmiş olsun. Borç kesinleşir, sonra gelsin hacizler, gelsin maaş kesintileri... İşte o yüzden, o tebligatın içeriğini en kısa sürede, en doğru şekilde kontrol etmek, hatta mümkünse bir hukukçu gözüyle baktırmak, hayati önem taşır. Öyle değil mi? Kendi kendine halletmeye çalışıp, sonra daha büyük sorunlara yol açmak... Bu, kendine yapılabilen en büyük kötülüklerden biri değil mi şimdi?
Velhasıl kelam, o sarı zarf kapına geldiğinde, hele hele adı "ödeme emri" ise, gözünü dört açacaksın. E-Devlet'e dalacaksın, UYAP'ı karıştıracaksın, gerekirse o icra dairesinin kapısına dayanacaksın. Çünkü o tebligatın doğru olup olmadığını, gerçekten sana ait olup olmadığını kontrol etmek, senin en doğal hakkın, aynı zamanda en büyük sorumluluğun... Görmezden gelmek, sadece kendi kuyunu kazmaktır, başka bir şey değil...
E-Devlet, vallahi billahi, günümüzün kurtarıcı meleği gibi. Hani derler ya, her şeyin bir çaresi vardır diye, işte burası o çarelerden biri. Kimileri bilmiyor, kimileri umursamıyor ama o tebligat gerçekten sana mı geldi, içindeki borç miktarı doğru mu, hangi esas numaralı dosya üzerinden gönderildi, kimler alacaklı? Tüm bu soruların cevabı, sadece birkaç tık ötede. Giriyorsun e-Devlet'e, "Hukuksal Bilgilerim" kısmına, oradan "İcra Dosyası Sorgulama"ya... Aha, işte orada, tüm çıplaklığıyla karşında duruyor olabilir tüm detaylar. Ya da durmuyor mu? Orası da ayrı bir muamma.
Yaşandı bunlar, kaç kere duyduk, kaç kere şahit olduk. Bir tebligat gelir, adam "bana gelmedi" der, "hiç haberim olmadı" diye feryat eder. İyi de, bu sistem boşuna mı kuruldu abi? Posta tebligatının kapıya bırakılıp, mahalle muhtarına ya da komşuya teslim edilme ihtimali... İşte tam da bu noktada, o tebligatın gerçekten sana ulaşmış olup olmadığını sorgulamak gerekiyor. Ulaşmadıysa bile hukuken ulaşmış sayılır mı? Bak işte bu, mevzuatın o can sıkıcı detaylarından biri. Bilmeyen yandı, bilesin...
UYAP Vatandaş Portalı diye bir nimet var aslında. Hani e-Devlet'ten göremediğin ya da daha derinlemesine bakmak istediğin durumlar olur ya, işte o zaman buraya dalman gerekir. Mahkemelerin, icra dairelerinin online kapısı gibi düşün. Oradan ilgili dosyanın esas numarasını girip, ödeme emrinin detaylarına, tebligatın akıbetine, hatta dosyaya yatırılmış belgelere kadar her şeyi görebilirsin. Ama tabii, bunun için dosyaya erişim yetkinin olması, ya da vekilin olması... Yoksa, boş yere girip çıktım dersin sadece. Bir bakmışsın, o ödeme emri aslında sana değil, bir başka vatandaşa gidiyormuş... Kim bilir?
Telefon etmek mi? İcra dairesine gitmek mi? En klişe, en eskimeyen yöntemler bunlar. Ama en doğrusu mu? Kim bilir... Bazen öyle bir yoğunluk olur ki, kimse seni dinlemez bile. "Sisteme bakın" derler, "avukatınıza sorun" diye başlarından savarlar. Sanki herkesin bir avukatı var, ya da herkes hukuki süreçlere bu kadar hakim. Oysa o tebligat, belki de hatalı bir adrese, yanlış bir kişiye gitmiştir. Ya da borç, zaten çoktan ödenmiştir de, sistemde güncellenmemiştir... Vallahi billahi, olur böyle şeyler.
O ödeme emrinin üstündeki yedi günlük itiraz süresi, bazen hayat ile ölüm arasındaki ince çizgi gibidir. Geçirdin mi, geçmiş olsun. Borç kesinleşir, sonra gelsin hacizler, gelsin maaş kesintileri... İşte o yüzden, o tebligatın içeriğini en kısa sürede, en doğru şekilde kontrol etmek, hatta mümkünse bir hukukçu gözüyle baktırmak, hayati önem taşır. Öyle değil mi? Kendi kendine halletmeye çalışıp, sonra daha büyük sorunlara yol açmak... Bu, kendine yapılabilen en büyük kötülüklerden biri değil mi şimdi?
Velhasıl kelam, o sarı zarf kapına geldiğinde, hele hele adı "ödeme emri" ise, gözünü dört açacaksın. E-Devlet'e dalacaksın, UYAP'ı karıştıracaksın, gerekirse o icra dairesinin kapısına dayanacaksın. Çünkü o tebligatın doğru olup olmadığını, gerçekten sana ait olup olmadığını kontrol etmek, senin en doğal hakkın, aynı zamanda en büyük sorumluluğun... Görmezden gelmek, sadece kendi kuyunu kazmaktır, başka bir şey değil...
