PrismAccordion
Kayıtlı Kullanıcı
Bir gün bir yazı gelir, maaşınızın bir kısmına el konulmuştur, şok olursunuz. O meşhur "maaş haczi" denen durum, abi ya, gerçekten can sıkar insanı. Ama bu sadece başlangıç, durumun içinden çıkmak için atacağınız ilk adım o dilekçe… Hadi bakalım, neymiş ne değilmiş bu işin aslı?
O kâğıt parçası, o dilekçe dediğin şey, aslında senin sesin. İcra dairesi, işveren, alacaklı… Herkesin karşısında durup "Ben buradayım, haklarım var!" deme şeklin. Basit bir metin sanma sakın, orada her kelimenin, her virgülün bir ağırlığı var, vallahi billahi.
Maaşının tamamına göz dikenler mi dersin, dörtte bir kuralını hiçe sayanlar mı… İşte burada senin o dilekçen devreye girer. Yasa açık: Medeni Kanun’un o ilgili maddeleri… Çeyrekten fazla alamazlar, hatta asgari ücretin altındaysa hiç dokunamazlar. Bu bilgiyi cebine koy, sıkıca tut, lazım olacak.
Sana gelen tebliğatın tarihi var ya, işte o milat. Süreç işlemeye başladı, ne kadar beklersen o kadar aleyhine işler her şey. Hemen, derhal, vakit kaybetmeden harekete geçmek zorundasın, yoksa "hakkım vardı ama kullanmadım" diye hayıflanırsın sonra...
Ne yazacaksın bu dilekçeye peki? Duygusallığı kenara bırak, rakamlara odaklan. Kimden ne kadar alacağın var, ne kadar kesinti yapıldı, yasal sınırlar neydi… Bunları net bir şekilde belirt. Talep kısmın da net olmalı: "Fazla kesintinin durdurulmasını talep ediyorum," mesela. Nokta.
İcra müdürlüğüne mi yazacaksın, işverenine mi, yoksa her ikisine birden mi? Duruma göre değişir bu. Borcun aslına itiraz ediyorsan icra dairesi, kesinti miktarına itiraz ediyorsan işveren… Ama en garanti yol, her ihtimale karşı ikisine de durumu bildirmek, değil mi? Bilgi güçtür, iletişim hayati.
Panik yapma, ama tetikte ol. Bu süreç biraz yıpratıcıdır, kabul edelim. Ama işte tam da bu yüzden soğukkanlılığını korumalısın. Herhangi bir yanlış adım, boş yere fazladan para ödemene sebep olabilir. İnsan kendine kızar sonra, niye dikkat etmedim diye…
Bazı alacaklılar, ne bileyim, farklı yollardan gelmeye çalışır. Haczin kapsamını genişletme, yeni dosyalar açma… İşte bu yüzden her adımı dikkatle takip etmen şart. O dilekçeyi gönderdin mi, peşini bırakma, gelen giden evrakı kontrol etmeyi unutma…
Bilgi sahibi olmak, inan ki, en büyük kalkanın. Yasal mevzuatı biraz kurcalasan, neyin ne olduğunu anlasan, kimse seni kolay kolay kandıramaz. Hukuk karmaşık gelebilir, ama temel haklarını bilmek zorundayız, abi ya.
Sonuçta bu senin maaşın, senin emeğin. Haksız yere tek kuruşunu bile vermemek için savaşmak hakkın. O dilekçe sadece bir kâğıt parçası değil, senin o savaştaki ilk mermin, abi... İyi kullan onu.
O kâğıt parçası, o dilekçe dediğin şey, aslında senin sesin. İcra dairesi, işveren, alacaklı… Herkesin karşısında durup "Ben buradayım, haklarım var!" deme şeklin. Basit bir metin sanma sakın, orada her kelimenin, her virgülün bir ağırlığı var, vallahi billahi.
Maaşının tamamına göz dikenler mi dersin, dörtte bir kuralını hiçe sayanlar mı… İşte burada senin o dilekçen devreye girer. Yasa açık: Medeni Kanun’un o ilgili maddeleri… Çeyrekten fazla alamazlar, hatta asgari ücretin altındaysa hiç dokunamazlar. Bu bilgiyi cebine koy, sıkıca tut, lazım olacak.
Sana gelen tebliğatın tarihi var ya, işte o milat. Süreç işlemeye başladı, ne kadar beklersen o kadar aleyhine işler her şey. Hemen, derhal, vakit kaybetmeden harekete geçmek zorundasın, yoksa "hakkım vardı ama kullanmadım" diye hayıflanırsın sonra...
Ne yazacaksın bu dilekçeye peki? Duygusallığı kenara bırak, rakamlara odaklan. Kimden ne kadar alacağın var, ne kadar kesinti yapıldı, yasal sınırlar neydi… Bunları net bir şekilde belirt. Talep kısmın da net olmalı: "Fazla kesintinin durdurulmasını talep ediyorum," mesela. Nokta.
İcra müdürlüğüne mi yazacaksın, işverenine mi, yoksa her ikisine birden mi? Duruma göre değişir bu. Borcun aslına itiraz ediyorsan icra dairesi, kesinti miktarına itiraz ediyorsan işveren… Ama en garanti yol, her ihtimale karşı ikisine de durumu bildirmek, değil mi? Bilgi güçtür, iletişim hayati.
Panik yapma, ama tetikte ol. Bu süreç biraz yıpratıcıdır, kabul edelim. Ama işte tam da bu yüzden soğukkanlılığını korumalısın. Herhangi bir yanlış adım, boş yere fazladan para ödemene sebep olabilir. İnsan kendine kızar sonra, niye dikkat etmedim diye…
Bazı alacaklılar, ne bileyim, farklı yollardan gelmeye çalışır. Haczin kapsamını genişletme, yeni dosyalar açma… İşte bu yüzden her adımı dikkatle takip etmen şart. O dilekçeyi gönderdin mi, peşini bırakma, gelen giden evrakı kontrol etmeyi unutma…
Bilgi sahibi olmak, inan ki, en büyük kalkanın. Yasal mevzuatı biraz kurcalasan, neyin ne olduğunu anlasan, kimse seni kolay kolay kandıramaz. Hukuk karmaşık gelebilir, ama temel haklarını bilmek zorundayız, abi ya.
Sonuçta bu senin maaşın, senin emeğin. Haksız yere tek kuruşunu bile vermemek için savaşmak hakkın. O dilekçe sadece bir kâğıt parçası değil, senin o savaştaki ilk mermin, abi... İyi kullan onu.