PrismAccordion
Kayıtlı Kullanıcı
**Bilgi Kutusu**
Şimdi bakın, birden karşınıza çıkan o hesap blokesi meselesi var ya, hani babadan, anadan, dededen kalma miras yüzünden bankadaki paraya el konmuş gibi… İşte o durum aslında yasal bir prosedür zinciri, adeta bir labirent. İlk durak genelde o vefat haberini takiben bankaların kendini sağlama alma çabasıyla başlar, bir de devletin "veraset ve intikal vergisi" adı altında, abi kusura bakma ama, o mirasın vergi yükümlülüğünü takip etme mecburiyeti var. Yani ortada kimin, neyin, ne kadar hakkı olduğu tam netleşene kadar o paranın kıpırdamaması, bankanın kanuni yükümlülüğü, vallahi ne yapsınlar…
Mirasçılık belgesi olmadan, yani halk arasındaki adıyla veraset ilamı olmadan, o hesaplardaki tek bir kuruşa dokunmak, hatta bilgi almak bile hak getire, imkansız gibi bir şey. Bu belgeyi ya Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edeceksin, ya da daha pratik bir yol olarak noterlere gideceksin, son dönemde çıkan uygulamalar sağ olsun işimizi bayağı kolaylaştırdı bu konuda. Oradan alınacak o küçücük kağıt parçası, aslında tüm kapıları aralayacak sihirli anahtarın ta kendisi, mirasçıların kimler olduğunu, oranlarını gösteriyor, hani o malum paylaşıma zemin hazırlıyor.
Hesaplarda yatan nakit paranın vefat sonrası akıbeti, evet, direkt o veraset ilamıyla belirlenen hisselere göre şekillenir. Amaç, terekenin yani ölen kişinin geride bıraktığı tüm malvarlığının, mirasçılar arasında adilce ve yasalara uygun dağıtılmasını sağlamak. Burada devreye veraset ve intikal vergisi giriyor; bu öyle bir vergi ki, mirasın büyüklüğüne göre oranları değişiyor, bildiğin artan oranlı tarifeler mevcut. Yani diyelim ki büyük bir miras söz konusu, o zaman ödenecek vergi de ona göre hatırı sayılır bir meblağa tekabül edebilir, öyle basit bir mesele değil...
Peki, bu vergi mevzuu nasıl işliyor? Vefat tarihinden itibaren dört ay içinde, mirasçıların topluca ya da ayrı ayrı ilgili vergi dairesine, hani o mirasın tüm detaylarını içeren bir veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermeleri gerekiyor. Bu beyanname olayı biraz karmaşık gelebilir ilk başta, içinde neler yok ki; banka hesapları, taşınmazlar, araçlar, hisse senetleri… Her birini tek tek belirtmek, değerlerini yazmak zorundasın. E, haliyle bir muhasebeciden, mali müşavirden destek almak şart, hele ki miras çetrefilliyse, aman diyeyim.
Veraset ve intikal vergisi beyannamesini verdin diyelim, sonra ne olacak? Vergi dairesi o beyannameyi inceler, gerekli hesaplamaları yapar ve sana bir tahakkuk fişi gönderir, bildiğin borcunu gösteren bir belge. İşte o borcu, genelde ikişer aylık dönemler halinde, üç taksitte ödeme imkanı tanınır. Ödemelerin tamamlanması, ya da belirli limitlerin altında kaldığı için vergi borcunun hiç çıkmaması durumunda, ki bu da olası, vergi dairesinden "ilişik kesme belgesi" veya halk arasında bilinen adıyla "borcu yoktur" yazısı alacaksın. Bu belge olmazsa, banka o blokenin düğmesini açmaz, vallahi billahi açmaz.
Hesap blokesinin kaldırılması için son adım ise, tüm o topladığın belgelerle, yani veraset ilamıyla, ilişik kesme belgesiyle veya borcu yoktur yazısıyla bankaya başvurmak. Banka senin o belgeleri görmeden tek bir işlem yapmaz, hani o vergi borcunun ödendiğine dair resmi onayı görmek ister. Tüm mirasçılar aynı anda bankaya gitmek zorunda değil, her biri kendi payına düşeni almak için ayrı ayrı başvurabilir, ama tabii o belgelerin eksiksiz olması şart, yoksa kapıdan geri çevirirler. Bazen tüm mirasçıların ortak bir hesap açıp, blokeyi kaldırdıktan sonra parayı oraya aktarmaları daha pratik bir çözüm olabilir, sonra oradan bölüşürler...
Ha bir de şu var; mirasçılar arasında bir anlaşmazlık söz konusuysa, yani kimin ne kadar pay alacağı konusunda bir ihtilaf varsa, o zaman işler daha da sarpa sarar. Hani o basit görünen süreç bir anda içinden çıkılmaz bir hale bürünebilir. Bu durumda banka blokesini kaldırmak için tüm mirasçıların ortak iradesi ve mutabakatı gerekir ki, bu da bazen mahkeme yoluyla çözülmek zorunda kalınan durumlara yol açar, bayağı yıpratıcı bir süreçtir, hele bir de yurt dışından mirasçı varsa... O zaman uluslararası hukuk, konsolosluklar falan derken, durum iyice karmaşıklaşır.
Unutma, her adımda doğru ve eksiksiz bilgi hayati önem taşıyor. Özellikle bu veraset ve intikal vergisinin beyan süreleri, ödeme vadeleri… Kaçırırsan faiz biniyor, üstüne bir de cezalar ekleniyor. Yani, hani o bankada yatan para hayra dönecek derken, bir bakmışsın bir sürü ekstra masraf çıkmış karşına. O yüzden, ilk andan itibaren bir uzmanla çalışmak, ya bir avukat ya da mali müşavirle yol almak, bu labirentten en az hasarla çıkmanın en akılcı yolu. Yoksa kendi başına bu işlere kalkışmak, abi vallahi bayağı bir baş ağrısı, öyle diyeyim... En azından süreç hakkında bilgi almak bile başlı başına bir külfet olabilir.
Şimdi bakın, birden karşınıza çıkan o hesap blokesi meselesi var ya, hani babadan, anadan, dededen kalma miras yüzünden bankadaki paraya el konmuş gibi… İşte o durum aslında yasal bir prosedür zinciri, adeta bir labirent. İlk durak genelde o vefat haberini takiben bankaların kendini sağlama alma çabasıyla başlar, bir de devletin "veraset ve intikal vergisi" adı altında, abi kusura bakma ama, o mirasın vergi yükümlülüğünü takip etme mecburiyeti var. Yani ortada kimin, neyin, ne kadar hakkı olduğu tam netleşene kadar o paranın kıpırdamaması, bankanın kanuni yükümlülüğü, vallahi ne yapsınlar…
Mirasçılık belgesi olmadan, yani halk arasındaki adıyla veraset ilamı olmadan, o hesaplardaki tek bir kuruşa dokunmak, hatta bilgi almak bile hak getire, imkansız gibi bir şey. Bu belgeyi ya Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edeceksin, ya da daha pratik bir yol olarak noterlere gideceksin, son dönemde çıkan uygulamalar sağ olsun işimizi bayağı kolaylaştırdı bu konuda. Oradan alınacak o küçücük kağıt parçası, aslında tüm kapıları aralayacak sihirli anahtarın ta kendisi, mirasçıların kimler olduğunu, oranlarını gösteriyor, hani o malum paylaşıma zemin hazırlıyor.
Hesaplarda yatan nakit paranın vefat sonrası akıbeti, evet, direkt o veraset ilamıyla belirlenen hisselere göre şekillenir. Amaç, terekenin yani ölen kişinin geride bıraktığı tüm malvarlığının, mirasçılar arasında adilce ve yasalara uygun dağıtılmasını sağlamak. Burada devreye veraset ve intikal vergisi giriyor; bu öyle bir vergi ki, mirasın büyüklüğüne göre oranları değişiyor, bildiğin artan oranlı tarifeler mevcut. Yani diyelim ki büyük bir miras söz konusu, o zaman ödenecek vergi de ona göre hatırı sayılır bir meblağa tekabül edebilir, öyle basit bir mesele değil...
Peki, bu vergi mevzuu nasıl işliyor? Vefat tarihinden itibaren dört ay içinde, mirasçıların topluca ya da ayrı ayrı ilgili vergi dairesine, hani o mirasın tüm detaylarını içeren bir veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermeleri gerekiyor. Bu beyanname olayı biraz karmaşık gelebilir ilk başta, içinde neler yok ki; banka hesapları, taşınmazlar, araçlar, hisse senetleri… Her birini tek tek belirtmek, değerlerini yazmak zorundasın. E, haliyle bir muhasebeciden, mali müşavirden destek almak şart, hele ki miras çetrefilliyse, aman diyeyim.
Veraset ve intikal vergisi beyannamesini verdin diyelim, sonra ne olacak? Vergi dairesi o beyannameyi inceler, gerekli hesaplamaları yapar ve sana bir tahakkuk fişi gönderir, bildiğin borcunu gösteren bir belge. İşte o borcu, genelde ikişer aylık dönemler halinde, üç taksitte ödeme imkanı tanınır. Ödemelerin tamamlanması, ya da belirli limitlerin altında kaldığı için vergi borcunun hiç çıkmaması durumunda, ki bu da olası, vergi dairesinden "ilişik kesme belgesi" veya halk arasında bilinen adıyla "borcu yoktur" yazısı alacaksın. Bu belge olmazsa, banka o blokenin düğmesini açmaz, vallahi billahi açmaz.
Hesap blokesinin kaldırılması için son adım ise, tüm o topladığın belgelerle, yani veraset ilamıyla, ilişik kesme belgesiyle veya borcu yoktur yazısıyla bankaya başvurmak. Banka senin o belgeleri görmeden tek bir işlem yapmaz, hani o vergi borcunun ödendiğine dair resmi onayı görmek ister. Tüm mirasçılar aynı anda bankaya gitmek zorunda değil, her biri kendi payına düşeni almak için ayrı ayrı başvurabilir, ama tabii o belgelerin eksiksiz olması şart, yoksa kapıdan geri çevirirler. Bazen tüm mirasçıların ortak bir hesap açıp, blokeyi kaldırdıktan sonra parayı oraya aktarmaları daha pratik bir çözüm olabilir, sonra oradan bölüşürler...
Ha bir de şu var; mirasçılar arasında bir anlaşmazlık söz konusuysa, yani kimin ne kadar pay alacağı konusunda bir ihtilaf varsa, o zaman işler daha da sarpa sarar. Hani o basit görünen süreç bir anda içinden çıkılmaz bir hale bürünebilir. Bu durumda banka blokesini kaldırmak için tüm mirasçıların ortak iradesi ve mutabakatı gerekir ki, bu da bazen mahkeme yoluyla çözülmek zorunda kalınan durumlara yol açar, bayağı yıpratıcı bir süreçtir, hele bir de yurt dışından mirasçı varsa... O zaman uluslararası hukuk, konsolosluklar falan derken, durum iyice karmaşıklaşır.
Unutma, her adımda doğru ve eksiksiz bilgi hayati önem taşıyor. Özellikle bu veraset ve intikal vergisinin beyan süreleri, ödeme vadeleri… Kaçırırsan faiz biniyor, üstüne bir de cezalar ekleniyor. Yani, hani o bankada yatan para hayra dönecek derken, bir bakmışsın bir sürü ekstra masraf çıkmış karşına. O yüzden, ilk andan itibaren bir uzmanla çalışmak, ya bir avukat ya da mali müşavirle yol almak, bu labirentten en az hasarla çıkmanın en akılcı yolu. Yoksa kendi başına bu işlere kalkışmak, abi vallahi bayağı bir baş ağrısı, öyle diyeyim... En azından süreç hakkında bilgi almak bile başlı başına bir külfet olabilir.