PrismLagoon
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi abi, düşün ki sen böyle sakin sakin kahveni yudumluyorsun, belki de İnteraktif Vergi Dairesi'ne bir girip ne var ne yok bir bakayım dedin, hani rutin kontrol falan... Bir de ne görüyorsun? Ekranın bir köşesinde "e-haciz" diye kocaman bir ibare belirmiş. O an dünya duruyor sanki, bir anda beynine kan fışkırıyor, oysa biz, yani sen de ben de, bu memleketin insanları olarak, bir sürü dertle uğraşırken bazen o tebligat denen şeylerin, o e-maillerin, mesajların ucunu kaçırıyoruz, ne yapalım?
Banka hesabına konulan blokaj, vallahi billahi öyle aniden çat diye karşımıza çıkıyor ki... Hani o meşhur e-Devlet kapısından ya da Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) kendi sitesindeki borç sorgulama ekranlarından bir bakıyorsun; trafik cezasıymış, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ymiş, SGK prim borcuymuş... Bunlar böyle ince ince işlenmiş, sistemin içinde tıkır tıkır dönen çarklar gibi... Sen bazen o bildirimleri fark etmesen bile, sistem kendi içinde kusursuz bir otomasyonla yoluna devam ediyor işte, sonra da karşına böyle bir sürprizle çıkıveriyorlar.
Hani derler ya, "çarklar dönüyor" diye, işte bu e-haciz sistemi de öyle bir şey... Vergi dairelerinin alacakları için, biliyorsun, eskiden kâğıt kürek peşinde koşuşturulur, kapına memur gelir, zarf bırakır falan... Şimdi öyle mi? Artık GİB, bankalarla, o koca koca finans kuruluşlarıyla öyle sıkı bir entegrasyon kurmuş ki... Senin T.C. kimlik numaranı sisteme girdikleri an, mevcut borçların neyse, neyin nesiyse... hop, direkt banka hesaplarına bir talimat gönderiyorlar, göz açıp kapayana kadar da o paranın üzerine bir "elektronik haciz" işareti konulmuş oluyor, abi.
Peki, şimdi biz bu durumla karşılaştık, ne olacak? O anki şokla bir durup düşünmek lazım aslında... Gözünle gördüğün o "e-haciz" ibaresi ne anlama geliyor, hangi borçtan kaynaklanıyor? Bazen küçücük bir borç bile, hani o unuttuğumuz, önemsemediğimiz ya da görmediğimiz bir trafik cezası bile, koskoca hesabımızı, üç kuruş birikimimizi bir anda kilitleyebiliyor... İşte o yüzden, bu online vergi ödeme sistemindeki borç sorgulama ekranları var ya, onlar bize sadece borç miktarını göstermiyor, aynı zamanda böyle bir durumla karşılaşırsak detaylı bilgiye de ulaşabileceğimiz bir kapı aralıyor, kapının ardında neler var neler...
Bir yandan da düşününce, bu kadar hızlı ve dijitalleşen bir çağda yaşıyoruz... O tebligatlar da artık e-Tebligat olarak geliyor çoğunlukla, biliyorsun. Kimi zaman spam'e düşüyor, kimi zaman gelen kutusunun derinliklerinde kaybolup gidiyor... Biz de, hani iş güç peşinde koştururken, o elektronik posta adreslerimizi her gün kontrol etmeye vakit bulamıyoruz ki... Ve sonra, ansızın, o hesabımızda bekleyen para, sanki bir bulut gibi uçup gitmiş, üzerine bir kilit vurulmuş... İşte bu durum, hepimize, yani bu dijital dünyanın içinde yaşayan herkese bir uyarı aslında, öyle değil mi?
Vallahi billahi, insan kendi kendine soruyor: "Ya ben bu borcu nasıl kaçırdım?" diye... Halbuki sistem, çok acımasız da olsa, kendi içinde bir mantıkla çalışıyor. Borç oluşmuş, tebligat gönderilmiş (elektronik de olsa), belirli bir süre geçmiş ve ödeme yapılmamış... İşte tam bu noktada, o otomasyon devreye giriyor ve "Dur bakalım, bu borç ödenmemiş, alacağımızı tahsil etmemiz lazım" diyerek harekete geçiyor... Yani aslında sistemin "kötü niyeti" yok, sadece işini yapıyor, ama bizler için o an, tam bir kabus senaryosu...
E-haciz bilgisi dediğin şey, aslında sadece bir borcun tahsilat mekanizması değil, aynı zamanda bizim, yani vatandaşların, mali disiplin konusunda ne kadar uyanık olmamız gerektiğini de bize hatırlatan, can yakan bir tecrübe oluyor... Mesela, birikmiş bir vergi borcun mu var? Ya da unutulmuş bir idari para cezası mı? Bunları, o online sistemler üzerinden düzenli olarak kontrol etmek, hani derler ya, "işi baştan sıkı tutmak" gibi bir şey... Aksi takdirde, bir sabah uyandığında, banka hesabında ya da maaşında hiç beklemediğin bir sürprizle karşılaşabilirsin, karşılaşanlar da çok oldu zaten...
Şimdi ne yapalım? Yani tamamen bu durumdan kaçınmak mümkün mü? En azından olası bir e-haciz sürpriziyle karşılaşmamak için ne kadar dikkatli olsak azdır. O İnteraktif Vergi Dairesi, o E-Devlet kapısı, bizim için birer alarm sistemi gibi aslında... Düzenli aralıklarla girip borç sorgulama ekranlarına bakmak, tebligatları kontrol etmek... Bu, hani dişini fırçalamak gibi bir şey olmalı artık, günlük rutinimizin bir parçası... Yoksa o banka hesabındaki paranın üzerine konulan o kilit var ya, o kilit, can yakıcı bir ders olarak kalabilir insanın aklında, kalıyor da...
Banka hesabına konulan blokaj, vallahi billahi öyle aniden çat diye karşımıza çıkıyor ki... Hani o meşhur e-Devlet kapısından ya da Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) kendi sitesindeki borç sorgulama ekranlarından bir bakıyorsun; trafik cezasıymış, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ymiş, SGK prim borcuymuş... Bunlar böyle ince ince işlenmiş, sistemin içinde tıkır tıkır dönen çarklar gibi... Sen bazen o bildirimleri fark etmesen bile, sistem kendi içinde kusursuz bir otomasyonla yoluna devam ediyor işte, sonra da karşına böyle bir sürprizle çıkıveriyorlar.
Hani derler ya, "çarklar dönüyor" diye, işte bu e-haciz sistemi de öyle bir şey... Vergi dairelerinin alacakları için, biliyorsun, eskiden kâğıt kürek peşinde koşuşturulur, kapına memur gelir, zarf bırakır falan... Şimdi öyle mi? Artık GİB, bankalarla, o koca koca finans kuruluşlarıyla öyle sıkı bir entegrasyon kurmuş ki... Senin T.C. kimlik numaranı sisteme girdikleri an, mevcut borçların neyse, neyin nesiyse... hop, direkt banka hesaplarına bir talimat gönderiyorlar, göz açıp kapayana kadar da o paranın üzerine bir "elektronik haciz" işareti konulmuş oluyor, abi.
Peki, şimdi biz bu durumla karşılaştık, ne olacak? O anki şokla bir durup düşünmek lazım aslında... Gözünle gördüğün o "e-haciz" ibaresi ne anlama geliyor, hangi borçtan kaynaklanıyor? Bazen küçücük bir borç bile, hani o unuttuğumuz, önemsemediğimiz ya da görmediğimiz bir trafik cezası bile, koskoca hesabımızı, üç kuruş birikimimizi bir anda kilitleyebiliyor... İşte o yüzden, bu online vergi ödeme sistemindeki borç sorgulama ekranları var ya, onlar bize sadece borç miktarını göstermiyor, aynı zamanda böyle bir durumla karşılaşırsak detaylı bilgiye de ulaşabileceğimiz bir kapı aralıyor, kapının ardında neler var neler...
Bir yandan da düşününce, bu kadar hızlı ve dijitalleşen bir çağda yaşıyoruz... O tebligatlar da artık e-Tebligat olarak geliyor çoğunlukla, biliyorsun. Kimi zaman spam'e düşüyor, kimi zaman gelen kutusunun derinliklerinde kaybolup gidiyor... Biz de, hani iş güç peşinde koştururken, o elektronik posta adreslerimizi her gün kontrol etmeye vakit bulamıyoruz ki... Ve sonra, ansızın, o hesabımızda bekleyen para, sanki bir bulut gibi uçup gitmiş, üzerine bir kilit vurulmuş... İşte bu durum, hepimize, yani bu dijital dünyanın içinde yaşayan herkese bir uyarı aslında, öyle değil mi?
Vallahi billahi, insan kendi kendine soruyor: "Ya ben bu borcu nasıl kaçırdım?" diye... Halbuki sistem, çok acımasız da olsa, kendi içinde bir mantıkla çalışıyor. Borç oluşmuş, tebligat gönderilmiş (elektronik de olsa), belirli bir süre geçmiş ve ödeme yapılmamış... İşte tam bu noktada, o otomasyon devreye giriyor ve "Dur bakalım, bu borç ödenmemiş, alacağımızı tahsil etmemiz lazım" diyerek harekete geçiyor... Yani aslında sistemin "kötü niyeti" yok, sadece işini yapıyor, ama bizler için o an, tam bir kabus senaryosu...
E-haciz bilgisi dediğin şey, aslında sadece bir borcun tahsilat mekanizması değil, aynı zamanda bizim, yani vatandaşların, mali disiplin konusunda ne kadar uyanık olmamız gerektiğini de bize hatırlatan, can yakan bir tecrübe oluyor... Mesela, birikmiş bir vergi borcun mu var? Ya da unutulmuş bir idari para cezası mı? Bunları, o online sistemler üzerinden düzenli olarak kontrol etmek, hani derler ya, "işi baştan sıkı tutmak" gibi bir şey... Aksi takdirde, bir sabah uyandığında, banka hesabında ya da maaşında hiç beklemediğin bir sürprizle karşılaşabilirsin, karşılaşanlar da çok oldu zaten...
Şimdi ne yapalım? Yani tamamen bu durumdan kaçınmak mümkün mü? En azından olası bir e-haciz sürpriziyle karşılaşmamak için ne kadar dikkatli olsak azdır. O İnteraktif Vergi Dairesi, o E-Devlet kapısı, bizim için birer alarm sistemi gibi aslında... Düzenli aralıklarla girip borç sorgulama ekranlarına bakmak, tebligatları kontrol etmek... Bu, hani dişini fırçalamak gibi bir şey olmalı artık, günlük rutinimizin bir parçası... Yoksa o banka hesabındaki paranın üzerine konulan o kilit var ya, o kilit, can yakıcı bir ders olarak kalabilir insanın aklında, kalıyor da...