CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Telefon kilitlendi mi, PIN kodu üst üste yanlış girildi mi… O anki telaşı bilirim. Vallahi insan bir panikliyor. O küçücük SIM kart, birden devasa bir sorun gibi görünüyor gözüne.
Sonra akla o meşhur PUK kodu geliyor. Hani SIM kartın plastik kartında yazan o esrarengiz numaralar silsilesi var ya. Çoğu zaman atarız onu bir kenara, hiç lazım olmaz sanırız.
Ama lazım oldu mu, hele de o kartı bulamazsak… İşte o zaman işler karışıyor abi. İlk çaldığımız kapı kim oluyor dersin? Tabii ki operatör.
Peki operatör, bizim PUK kodumuzu nasıl biliyor da bize veriyor? Aslında basit. Bütün SIM kartların PUK kodları, onların sisteminde kayıtlı. Yani evet, o bilgiye erişimleri var.
Bu durum biraz tuhaf değil mi? Kendi kişisel anahtarımız gibi bir şey, ama bir başkasının da elinde… İnsan ister istemez düşünüyor, bu ne kadar güvenli acaba?
Gerçi onlar da hemen vermiyorlar kodu. Kimlik doğrulaması yapıyorlar. "Hatta son aradığınız numarayı söyleyin, doğum tarihinizi onaylayın" falan diye sorup duruyorlar. Güvenlik için, biliyoruz.
Ama yine de, o bilginin orada bir yerlerde, bir sunucuda, belki de bir çağrı merkezi çalışanının ekranında görünebiliyor olması… Biraz rahatsız edici, ne bileyim.
Bir yandan iyi, çünkü gerçekten unuttuğumuzda ya da kaybettiğimizde yardımımıza koşuyorlar. Yoksa kalırız öyle telefonsuz, dünyayla bağlantımız kopar.
Diğer yandan ise, bu denli kişisel bir verinin kolayca erişilebilir olması… "Kolayca" derken, prosedürler var tabii ama yine de… O hassas denge işte.
Zaten bütün mesele burada düğümlenmiyor mu? Teknoloji bize kolaylıklar sunarken, aynı zamanda gizliliğimizden ödün vermemizi istiyor gibi…
Kimi zaman mecburiyet, kimi zaman da konfor uğruna bu tür tavizler veriyoruz. Operatörün PUK kodunu bilmesi de bu durumun sadece bir yansıması gibi. Ne yapsınlar ki, işleyiş böyle kurulu.
Sonra akla o meşhur PUK kodu geliyor. Hani SIM kartın plastik kartında yazan o esrarengiz numaralar silsilesi var ya. Çoğu zaman atarız onu bir kenara, hiç lazım olmaz sanırız.
Ama lazım oldu mu, hele de o kartı bulamazsak… İşte o zaman işler karışıyor abi. İlk çaldığımız kapı kim oluyor dersin? Tabii ki operatör.
Peki operatör, bizim PUK kodumuzu nasıl biliyor da bize veriyor? Aslında basit. Bütün SIM kartların PUK kodları, onların sisteminde kayıtlı. Yani evet, o bilgiye erişimleri var.
Bu durum biraz tuhaf değil mi? Kendi kişisel anahtarımız gibi bir şey, ama bir başkasının da elinde… İnsan ister istemez düşünüyor, bu ne kadar güvenli acaba?
Gerçi onlar da hemen vermiyorlar kodu. Kimlik doğrulaması yapıyorlar. "Hatta son aradığınız numarayı söyleyin, doğum tarihinizi onaylayın" falan diye sorup duruyorlar. Güvenlik için, biliyoruz.
Ama yine de, o bilginin orada bir yerlerde, bir sunucuda, belki de bir çağrı merkezi çalışanının ekranında görünebiliyor olması… Biraz rahatsız edici, ne bileyim.
Bir yandan iyi, çünkü gerçekten unuttuğumuzda ya da kaybettiğimizde yardımımıza koşuyorlar. Yoksa kalırız öyle telefonsuz, dünyayla bağlantımız kopar.
Diğer yandan ise, bu denli kişisel bir verinin kolayca erişilebilir olması… "Kolayca" derken, prosedürler var tabii ama yine de… O hassas denge işte.
Zaten bütün mesele burada düğümlenmiyor mu? Teknoloji bize kolaylıklar sunarken, aynı zamanda gizliliğimizden ödün vermemizi istiyor gibi…
Kimi zaman mecburiyet, kimi zaman da konfor uğruna bu tür tavizler veriyoruz. Operatörün PUK kodunu bilmesi de bu durumun sadece bir yansıması gibi. Ne yapsınlar ki, işleyiş böyle kurulu.