AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi düşün bakalım, hani hayatını birleştirdiğin insanla, en yakın dostunla ya da ne bileyim, güvendiğin bir akrabanla bir ortak hesap açarsın ya... Orada biriken paranın aslında ikinize de ait olduğunu, ikinizin de emeği olduğunu bilirsin. Sonra bir gün bir bakarsın, hop, o hesapta hiç beklemediğin, hiç bilmediğin bir işlem dönmüş. Gözünü açıp kapayıncaya kadar bir tuhaflık, bir gariplik...
İşte tam da o an, insanın içini bir kurt kemirir durur. O "şüpheli işlem" denen şeyin ne olduğunu bilemeden, belki de hiç alakası olmayan bir mevzu yüzünden, hesabına bir el uzanır gibi olur... Bir anda o güvenli liman gibi gördüğün banka hesabın, bir anda dikenli tellere dönüşüverir. Ne olduğunu anlamadan, adını bile koyamadığın bir durumun içine düşersin.
Bankalar var ya, onlar da kendi çaplarında haklılar aslında. Kara para aklama, terörün finansmanı falan... Bunlar öyle basit şeyler değil ki. Her işlemi didik didik inceliyorlar, o kocaman sistemler sürekli çalışıyor. Ama işte o "şüpheli" damgası, bazen bir kişinin ufak bir hatası, belki de kötü niyetli bir hareketi yüzünden, tüm o ortaklığa, o hesaba sıçrayıveriyor... Sanki bir virüs gibi, her şeyi etkiliyor.
Peki, şimdi o hesapta sen varsın, bir de o diğer kişi... İşlemi yapan o olsa bile, fatura kime kesilecek? Bloke, sadece işlemi yapanın mı hesabına konulacak, yoksa o ortaklığın doğası gereği, hesaptaki her şeye mi uzanacak? İşte bu soru, insanın uykusunu kaçırır abi ya. O hesapta senin de birikmişlerin varsa, geleceğe dair planların, hatta belki de o gün ödemen gereken bir faturanın parası varsa... Vallahi billahi, insan bir anda ne yapacağını şaşırıyor.
Bir sabah uyanırsın, her şey günlük rutininde devam ediyor sanırsın. İnternet bankacılığına girersin, bir de bakmışsın ki... Erişemiyorsun. Ya da paranı çekemiyorsun. Bir işlem yapmaya kalksan, hata mesajları... Telefon açarsın bankaya, saatlerce beklersin. Sonunda bir yetkiliye ulaşınca duyduğun ilk şey "hesabınızda şüpheli işlem tespit edilmiştir" olur. İşte o an dünya başına yıkılır. Kendi kendine konuşmaya başlarsın, "Ne şüphelisi ya, ben ne yaptım ki şimdi?" diye...
Aslında burada mesele, ortak hesap olmanın getirdiği o sorumluluk zinciri. Bir halka koptuğunda ya da bir halka paslandığında, tüm zincirin etkilenmesi gibi bir şey bu. Ortaklık demek, her hareketten karşılıklı sorumluluk demek, biliyorsun. O yüzden, bankalar da ne yapsın? Riski minimize etmek isterken, en kolay yolu seçebilirler... Yani tüm hesabı...
Şimdi kimsenin canını sıkmak istemem ama, bazen o en yakınım dediğin insan bile, seni böyle bir çıkmazın içine sokabilir. İyi niyetle de yapsa, kötü niyetle de yapsa... Sonuç değişmeyebiliyor. Belki küçük bir para transferi, belki de internette şüpheli bir alışveriş... Ama o sistemlerin gözünde, "şüpheli" tanımına girdi mi, gerisi teferruat olabiliyor.
Peki ya o hesabın bloke olması, sadece paraya erişememe sorunundan ibaret mi? Yok canım, insan kendini suçlu gibi hisseder bazen. Sanki bir şey gizlemiş, bir yanlış yapmış gibi... Oysaki en ufak bir fikrin bile yoktur. Bir de o açıklamaları yapma zorunluluğu... Bankaya anlatacaksın, belki savcılığa gideceksin, kim bilir daha neler... O bürokratik süreçler, insanın enerjisini alır götürür.
Bu durumu yaşayanlar bilir, o süreçte en çok yıpratan şey ne paradır, ne de bankadaki işlemler... En çok yıpratan, o güvendiğin ilişkinin sarsılmasıdır. "Bana neden söylemedi?", "Neden böyle bir şey yaptı?" gibi sorular zihnini kemirir durur. Ortaklık demek, şeffaflık demek değil miydi? İşte o zaman, o ince çizgi, bir anda kalın bir duvar gibi karşında belirir.
O yüzden, ortak hesapların ruhu var derler ya... Onu beslemek, korumak lazım. Her iki tarafın da attığı adımdan haberdar olması, açık iletişim kurması şart. Yoksa bir kişinin attığı bir adım, diğerinin tüm hayatını, tüm planlarını altüst edebilir... Bloke sadece parayı değil, bazen çok daha fazlasını da götürebilir... İşte o zaman geriye sadece bir sürü soru işareti ve kocaman bir belirsizlik kalır...
İşte tam da o an, insanın içini bir kurt kemirir durur. O "şüpheli işlem" denen şeyin ne olduğunu bilemeden, belki de hiç alakası olmayan bir mevzu yüzünden, hesabına bir el uzanır gibi olur... Bir anda o güvenli liman gibi gördüğün banka hesabın, bir anda dikenli tellere dönüşüverir. Ne olduğunu anlamadan, adını bile koyamadığın bir durumun içine düşersin.
Bankalar var ya, onlar da kendi çaplarında haklılar aslında. Kara para aklama, terörün finansmanı falan... Bunlar öyle basit şeyler değil ki. Her işlemi didik didik inceliyorlar, o kocaman sistemler sürekli çalışıyor. Ama işte o "şüpheli" damgası, bazen bir kişinin ufak bir hatası, belki de kötü niyetli bir hareketi yüzünden, tüm o ortaklığa, o hesaba sıçrayıveriyor... Sanki bir virüs gibi, her şeyi etkiliyor.
Peki, şimdi o hesapta sen varsın, bir de o diğer kişi... İşlemi yapan o olsa bile, fatura kime kesilecek? Bloke, sadece işlemi yapanın mı hesabına konulacak, yoksa o ortaklığın doğası gereği, hesaptaki her şeye mi uzanacak? İşte bu soru, insanın uykusunu kaçırır abi ya. O hesapta senin de birikmişlerin varsa, geleceğe dair planların, hatta belki de o gün ödemen gereken bir faturanın parası varsa... Vallahi billahi, insan bir anda ne yapacağını şaşırıyor.
Bir sabah uyanırsın, her şey günlük rutininde devam ediyor sanırsın. İnternet bankacılığına girersin, bir de bakmışsın ki... Erişemiyorsun. Ya da paranı çekemiyorsun. Bir işlem yapmaya kalksan, hata mesajları... Telefon açarsın bankaya, saatlerce beklersin. Sonunda bir yetkiliye ulaşınca duyduğun ilk şey "hesabınızda şüpheli işlem tespit edilmiştir" olur. İşte o an dünya başına yıkılır. Kendi kendine konuşmaya başlarsın, "Ne şüphelisi ya, ben ne yaptım ki şimdi?" diye...
Aslında burada mesele, ortak hesap olmanın getirdiği o sorumluluk zinciri. Bir halka koptuğunda ya da bir halka paslandığında, tüm zincirin etkilenmesi gibi bir şey bu. Ortaklık demek, her hareketten karşılıklı sorumluluk demek, biliyorsun. O yüzden, bankalar da ne yapsın? Riski minimize etmek isterken, en kolay yolu seçebilirler... Yani tüm hesabı...
Şimdi kimsenin canını sıkmak istemem ama, bazen o en yakınım dediğin insan bile, seni böyle bir çıkmazın içine sokabilir. İyi niyetle de yapsa, kötü niyetle de yapsa... Sonuç değişmeyebiliyor. Belki küçük bir para transferi, belki de internette şüpheli bir alışveriş... Ama o sistemlerin gözünde, "şüpheli" tanımına girdi mi, gerisi teferruat olabiliyor.
Peki ya o hesabın bloke olması, sadece paraya erişememe sorunundan ibaret mi? Yok canım, insan kendini suçlu gibi hisseder bazen. Sanki bir şey gizlemiş, bir yanlış yapmış gibi... Oysaki en ufak bir fikrin bile yoktur. Bir de o açıklamaları yapma zorunluluğu... Bankaya anlatacaksın, belki savcılığa gideceksin, kim bilir daha neler... O bürokratik süreçler, insanın enerjisini alır götürür.
Bu durumu yaşayanlar bilir, o süreçte en çok yıpratan şey ne paradır, ne de bankadaki işlemler... En çok yıpratan, o güvendiğin ilişkinin sarsılmasıdır. "Bana neden söylemedi?", "Neden böyle bir şey yaptı?" gibi sorular zihnini kemirir durur. Ortaklık demek, şeffaflık demek değil miydi? İşte o zaman, o ince çizgi, bir anda kalın bir duvar gibi karşında belirir.
O yüzden, ortak hesapların ruhu var derler ya... Onu beslemek, korumak lazım. Her iki tarafın da attığı adımdan haberdar olması, açık iletişim kurması şart. Yoksa bir kişinin attığı bir adım, diğerinin tüm hayatını, tüm planlarını altüst edebilir... Bloke sadece parayı değil, bazen çok daha fazlasını da götürebilir... İşte o zaman geriye sadece bir sürü soru işareti ve kocaman bir belirsizlik kalır...
