**Bilgi Kutusu**
SIM kartın blokesi kalktı mı, oh mis gibi nefes aldın di mi ilk başta, biliyoruz bu rahatlama hissini. Ama hemen ardından, o kısa süreli huzurun peşine takılıp gelen ince bir sızı var ya, "Acaba biri bir şeyler kurcaladı mı?" işte o sızıyla yüzleşme vakti geldi. Şimdi o minicik SIM kartın eski PIN'ini, PUK'unu hemen değiştir kardeşim, vallahi billahi eski defterleri kapatmanın en hızlı yolu bu; hele o fabrikanın sana verdiği varsayılan şifreler yok mu, en basit ama en hayati güvenlik deliği onlar, biliyoruz ki çoğu kişi hiç dokunmaz bile, aman ha... Yeni bir sayfa açıyoruz, öyle değil mi?
Cihazın ekran kilidi, parmak izi, yüz tanıma... ne varsa aç abi, yoksa sokağın ortasında çalınan telefonun ekranı açık kalsın mı şimdi? Parmak izi okuyucun mu var, ayarlarını kontrol et, yüz tanıma sistemin ne kadar güvenli, bir de ona bak; hatta mümkünse PIN'i de sağlam bir parola yap, bak mesela, "12345" gibi çocuk oyuncağı şifreler var ya, onları unut gitsin, dijital dünyada karşılığı olmayan, akılda kalıcı ama tahmin edilemez bir şeyler bul kendine. Bu, senin dijital evinin anahtarı, yahu; paspasın altına saklamayız ki gerçek anahtarı da...
Peki ya o her yere uzanan dijital kollarımız, e-postalarımız, sosyal medya hesaplarımız... Ne olursun, hepsinin şifresini tek tek gözden geçir, "beni hatırla" tuşuna basıp oturduğun her koltuktan kalkarken, o dijital ayak izlerini de siliyor musun bir kontrol et. Özellikle de kurtarma e-postası veya telefon numarası tanımlıysa hesaplarında, onların da güncelliğini ve güvenliğini bir kontrol etmeli, yoksa başkasının eline geçerse, geçmiş olsun demekten başka ne gelir elimizden...
Bankacılık uygulamaları var ya, işte orası en hassas nokta, oraya dokunurken elimiz titrer, biliyoruz. Mobil bankacılık şifreleri, uygulama içindeki güvenlik ayarları, hatta o anlık onay SMS'leri... Her birini sil baştan düzenle. Bak mesela, bazı bankalar uygulamaya girişte kimlik doğrulama adımları ekliyor, işte onları aktif et, bankanla konuş, "benim güvenliğimi nasıl artırabilirim" diye sor. Kredi kartı bilgilerinin uygulamada kayıtlı olup olmadığını, limitlerini kontrol et, ne olur ne olmaz, insan ömür boyu pişman olur sonra...
İki faktörlü kimlik doğrulama, hani o her yere kurduğumuz ekstra kapı, işte onun ayarlarını da şöyle bir süzgeçten geçir. SMS ile gelen kodlar, artık o kadar da güvenli değil, biliyoruz, bazen bu siber hırsızlar SIM kart kopyalama işini bile becerebiliyor. O yüzden Google Authenticator veya benzeri bir uygulama kullanıyorsan, o kodların doğru çalıştığından, yedek anahtarların güvende olduğundan emin ol. Hatta varsa eski kayıtlı cihazları sistemden kaldırmayı da unutma, olur da eski bir telefonda açık kalmıştır...
Uygulamalara verdiğin izinler var ya, hani fotoğraflara, konuma, mikrofona erişim, işte onlara bir el at. Eskiden "evet" dediğin her şeye şimdi "hayır" diyebilirsin, hatta "uygulama kullanılırken izin ver" gibi daha kısıtlayıcı seçenekleri seç. Arka planda çalışan, aslında hiç de ihtiyacın olmayan uygulamalar var ya, onları da şöyle bir kontrol listene al, kapat veya tamamen kaldır, hem pil ömrü uzar hem de veri güvenliğin artar. Her şeyin yedeği olsun diyoruz, ama neyin ne kadar yedeklendiğini kimse bilmiyor.
Gözün kulağın açık olsun diyorum ya hep, işte şimdi tam da o an. Şüpheli SMS'ler, garip e-postalar, "beni ara" diyen tuhaf aramalar... Bunlara karşı hepten uyanık ol, olur mu? SIM kartın blokesi kalktı diye her şey sütliman oldu demek değil bu, aksine, bir nevi "yeniden doğuş" bu dijital dünyada. Herhangi bir gariplik sezer veya dolandırıldığını düşünürsen, hemen operatörünle, bankanla iletişime geç, hatta savcılığa haber ver. Kimse kolay lokma değil artık, değil mi?
SIM kartın blokesi kalktı mı, oh mis gibi nefes aldın di mi ilk başta, biliyoruz bu rahatlama hissini. Ama hemen ardından, o kısa süreli huzurun peşine takılıp gelen ince bir sızı var ya, "Acaba biri bir şeyler kurcaladı mı?" işte o sızıyla yüzleşme vakti geldi. Şimdi o minicik SIM kartın eski PIN'ini, PUK'unu hemen değiştir kardeşim, vallahi billahi eski defterleri kapatmanın en hızlı yolu bu; hele o fabrikanın sana verdiği varsayılan şifreler yok mu, en basit ama en hayati güvenlik deliği onlar, biliyoruz ki çoğu kişi hiç dokunmaz bile, aman ha... Yeni bir sayfa açıyoruz, öyle değil mi?
Cihazın ekran kilidi, parmak izi, yüz tanıma... ne varsa aç abi, yoksa sokağın ortasında çalınan telefonun ekranı açık kalsın mı şimdi? Parmak izi okuyucun mu var, ayarlarını kontrol et, yüz tanıma sistemin ne kadar güvenli, bir de ona bak; hatta mümkünse PIN'i de sağlam bir parola yap, bak mesela, "12345" gibi çocuk oyuncağı şifreler var ya, onları unut gitsin, dijital dünyada karşılığı olmayan, akılda kalıcı ama tahmin edilemez bir şeyler bul kendine. Bu, senin dijital evinin anahtarı, yahu; paspasın altına saklamayız ki gerçek anahtarı da...
Peki ya o her yere uzanan dijital kollarımız, e-postalarımız, sosyal medya hesaplarımız... Ne olursun, hepsinin şifresini tek tek gözden geçir, "beni hatırla" tuşuna basıp oturduğun her koltuktan kalkarken, o dijital ayak izlerini de siliyor musun bir kontrol et. Özellikle de kurtarma e-postası veya telefon numarası tanımlıysa hesaplarında, onların da güncelliğini ve güvenliğini bir kontrol etmeli, yoksa başkasının eline geçerse, geçmiş olsun demekten başka ne gelir elimizden...
Bankacılık uygulamaları var ya, işte orası en hassas nokta, oraya dokunurken elimiz titrer, biliyoruz. Mobil bankacılık şifreleri, uygulama içindeki güvenlik ayarları, hatta o anlık onay SMS'leri... Her birini sil baştan düzenle. Bak mesela, bazı bankalar uygulamaya girişte kimlik doğrulama adımları ekliyor, işte onları aktif et, bankanla konuş, "benim güvenliğimi nasıl artırabilirim" diye sor. Kredi kartı bilgilerinin uygulamada kayıtlı olup olmadığını, limitlerini kontrol et, ne olur ne olmaz, insan ömür boyu pişman olur sonra...
İki faktörlü kimlik doğrulama, hani o her yere kurduğumuz ekstra kapı, işte onun ayarlarını da şöyle bir süzgeçten geçir. SMS ile gelen kodlar, artık o kadar da güvenli değil, biliyoruz, bazen bu siber hırsızlar SIM kart kopyalama işini bile becerebiliyor. O yüzden Google Authenticator veya benzeri bir uygulama kullanıyorsan, o kodların doğru çalıştığından, yedek anahtarların güvende olduğundan emin ol. Hatta varsa eski kayıtlı cihazları sistemden kaldırmayı da unutma, olur da eski bir telefonda açık kalmıştır...
Uygulamalara verdiğin izinler var ya, hani fotoğraflara, konuma, mikrofona erişim, işte onlara bir el at. Eskiden "evet" dediğin her şeye şimdi "hayır" diyebilirsin, hatta "uygulama kullanılırken izin ver" gibi daha kısıtlayıcı seçenekleri seç. Arka planda çalışan, aslında hiç de ihtiyacın olmayan uygulamalar var ya, onları da şöyle bir kontrol listene al, kapat veya tamamen kaldır, hem pil ömrü uzar hem de veri güvenliğin artar. Her şeyin yedeği olsun diyoruz, ama neyin ne kadar yedeklendiğini kimse bilmiyor.
Gözün kulağın açık olsun diyorum ya hep, işte şimdi tam da o an. Şüpheli SMS'ler, garip e-postalar, "beni ara" diyen tuhaf aramalar... Bunlara karşı hepten uyanık ol, olur mu? SIM kartın blokesi kalktı diye her şey sütliman oldu demek değil bu, aksine, bir nevi "yeniden doğuş" bu dijital dünyada. Herhangi bir gariplik sezer veya dolandırıldığını düşünürsen, hemen operatörünle, bankanla iletişime geç, hatta savcılığa haber ver. Kimse kolay lokma değil artık, değil mi?