IndigoDriftwood
Kayıtlı Kullanıcı
**Bilgi Kutusu**
**O anı bir düşünün; dakikalarca uğraşmışsınız, formları doldurmuş, seçenekleri işaretlemiş, tam da "işlemi tamamla" butonuna basacaksınız ki, ekranınızda beliriyor o lanet olası mesaj: "SMS onay kodunuz gönderilemedi." Vallahi içten içe bir şeyler kopuyor, bütün hevesiniz kursağınızda kalıyor be abi. Dakikalarca bekliyorsunuz, telefonunuzu kapatıp açıyorsunuz, sinyal mi zayıf diye cama çıkıp bakıyorsunuz... Sanki sizin telefonunuzda, sizin hattınızda bir problem var gibi, değil mi? Ama durum öyle değil işte, çoğu zaman sorun bambaşka yerlerde gizleniyor.
Forumları bir dolaşın bakalım, nelerle karşılaşacaksınız... Yüzlerce, binlerce şikayet. "Saatlerdir bekliyorum, kod gelmiyor," "Uygulamaya giremiyorum, hesap bloke oldu," "Yeni üye olacaktım, hevesim kaçtı." İnsanlar çıldırma noktasına geliyor. Oysa sadece basit bir güvenlik adımı olarak konumlandırılan bu SMS onayı, çoğu zaman dijital kapıların ardında kalmalarına, en basit işlemlerini dahi yapamamalarına neden oluyor. Hani o dijitalleşme bize hayatı kolaylaştıracaktı ya, bazen ters tepiyor işte... Müşteriyi tam da o kritik anda yüzüstü bırakmak, hele de böyle bir güvenlik bariyeri yüzünden, akıl alır gibi değil.
Mesele sadece teknik bir aksaklık mı dersiniz? Hayır, bu durumun psikolojik bir boyutu da var. Düşünsenize, bir hizmeti kullanmak için can atıyorsunuz, belki bir kampanya yakaladınız, belki çok acil bir ödeme yapmanız gerekiyor. Ama o kod gelmiyor. Sistem size diyor ki "Sen kimsin ki, geçemezsin." Bu, kullanıcıda derin bir çaresizlik hissi yaratıyor. "Yapamıyorum," "Sistem beni istemiyor," "Ben mi beceriksizim?" gibi düşünceler kafasında dönmeye başlıyor. O anki hayal kırıklığı, markayla olan bağını da zedeliyor, güvenini sarsıyor. Bir daha o platforma kolay kolay ısınamaz ki insan...
Peki, bu işin perdesi arkasında neler var, hiç düşündünüz mü? Bazen mobil operatörlerin spam filtreleri aşırı hassas olabiliyor, kurumsal mesajları bile "istenmeyen" kategorisine atabiliyor. Ya da o hizmetin kullandığı SMS gateway (mesaj geçidi) sağlayıcısı ile ilgili bir problem var. Belki de gönderilen kodlar uluslararası hatlardan geliyor ve ülkenin güvenlik duvarlarına takılıyor. Yani, topu tamamen kullanıcıya atmak, "Telefonunu kontrol et" demek, işin en kolayına kaçmak oluyor. Halbuki biraz derinlemesine bakılsa, sorunun kökeni çok farklı yerden çıkabilir.
Hani derler ya "Güven bir kerede kazanılır, bir kerede kaybedilir" diye... İşte bu SMS onayı sorunu, o "bir kerede kayıp" anlarından birini yaratabiliyor. Özellikle e-ticaret siteleri için düşünün: Müşteri bir ürün almak istiyor, sepete atmış, ödeme ekranına gelmiş, tam da parayı basacak... Kod gelmiyor. Eh, ne yapsın? Vazgeçer gider. Belki rakip firmadan alır, belki de hiç almaz. Kayıp sadece o tek işlemle sınırlı kalmıyor, o müşterinin gelecekteki potansiyel alışverişleri de silinip gidiyor. Marka imajı da cabası...
Aslında bu tür durumlar, şirketler için harika birer geri bildirim fırsatı. Müşterinin yaşadığı zorluğu anlamak, sadece "destek talebi oluşturun" demek yerine, sorunun kökenine inmek... Bir müşteri hizmetleri temsilcisinin "Sizi anlıyorum, bu çok can sıkıcı bir durum olmalı" demesi bile, o anki gerginliği biraz olsun alabilir. Ama çoğu zaman otomatik yanıtlar, robot gibi tekrarlanan cümleler... Yeterli değil be kardeşim, insan bir empati bekliyor, gerçekten dinlendiğini hissetmek istiyor.
Özetle, SMS onayı denilen şey, dijital dünyamızın olmazsa olmazlarından biri haline geldi, doğru. Güvenlik için önemli, iki faktörlü kimlik doğrulama dediğimiz hadise de mühim. Ama bu kadar temel bir güvenlik adımının, kullanıcıları sistem dışına itmesi, onların deneyimini mahvetmesi... Bu, üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir çelişki. Şirketler gerçekten kullanıcıyı önemsiyorsa, bu denklemi yeniden kurmaları, alternatif çözüm yolları sunmaları şart. Yoksa o müşteriler birer birer kaçıp gider, geri dönmeleri de zor olur, vallahi zor olur.
**O anı bir düşünün; dakikalarca uğraşmışsınız, formları doldurmuş, seçenekleri işaretlemiş, tam da "işlemi tamamla" butonuna basacaksınız ki, ekranınızda beliriyor o lanet olası mesaj: "SMS onay kodunuz gönderilemedi." Vallahi içten içe bir şeyler kopuyor, bütün hevesiniz kursağınızda kalıyor be abi. Dakikalarca bekliyorsunuz, telefonunuzu kapatıp açıyorsunuz, sinyal mi zayıf diye cama çıkıp bakıyorsunuz... Sanki sizin telefonunuzda, sizin hattınızda bir problem var gibi, değil mi? Ama durum öyle değil işte, çoğu zaman sorun bambaşka yerlerde gizleniyor.
Forumları bir dolaşın bakalım, nelerle karşılaşacaksınız... Yüzlerce, binlerce şikayet. "Saatlerdir bekliyorum, kod gelmiyor," "Uygulamaya giremiyorum, hesap bloke oldu," "Yeni üye olacaktım, hevesim kaçtı." İnsanlar çıldırma noktasına geliyor. Oysa sadece basit bir güvenlik adımı olarak konumlandırılan bu SMS onayı, çoğu zaman dijital kapıların ardında kalmalarına, en basit işlemlerini dahi yapamamalarına neden oluyor. Hani o dijitalleşme bize hayatı kolaylaştıracaktı ya, bazen ters tepiyor işte... Müşteriyi tam da o kritik anda yüzüstü bırakmak, hele de böyle bir güvenlik bariyeri yüzünden, akıl alır gibi değil.
Mesele sadece teknik bir aksaklık mı dersiniz? Hayır, bu durumun psikolojik bir boyutu da var. Düşünsenize, bir hizmeti kullanmak için can atıyorsunuz, belki bir kampanya yakaladınız, belki çok acil bir ödeme yapmanız gerekiyor. Ama o kod gelmiyor. Sistem size diyor ki "Sen kimsin ki, geçemezsin." Bu, kullanıcıda derin bir çaresizlik hissi yaratıyor. "Yapamıyorum," "Sistem beni istemiyor," "Ben mi beceriksizim?" gibi düşünceler kafasında dönmeye başlıyor. O anki hayal kırıklığı, markayla olan bağını da zedeliyor, güvenini sarsıyor. Bir daha o platforma kolay kolay ısınamaz ki insan...
Peki, bu işin perdesi arkasında neler var, hiç düşündünüz mü? Bazen mobil operatörlerin spam filtreleri aşırı hassas olabiliyor, kurumsal mesajları bile "istenmeyen" kategorisine atabiliyor. Ya da o hizmetin kullandığı SMS gateway (mesaj geçidi) sağlayıcısı ile ilgili bir problem var. Belki de gönderilen kodlar uluslararası hatlardan geliyor ve ülkenin güvenlik duvarlarına takılıyor. Yani, topu tamamen kullanıcıya atmak, "Telefonunu kontrol et" demek, işin en kolayına kaçmak oluyor. Halbuki biraz derinlemesine bakılsa, sorunun kökeni çok farklı yerden çıkabilir.
Hani derler ya "Güven bir kerede kazanılır, bir kerede kaybedilir" diye... İşte bu SMS onayı sorunu, o "bir kerede kayıp" anlarından birini yaratabiliyor. Özellikle e-ticaret siteleri için düşünün: Müşteri bir ürün almak istiyor, sepete atmış, ödeme ekranına gelmiş, tam da parayı basacak... Kod gelmiyor. Eh, ne yapsın? Vazgeçer gider. Belki rakip firmadan alır, belki de hiç almaz. Kayıp sadece o tek işlemle sınırlı kalmıyor, o müşterinin gelecekteki potansiyel alışverişleri de silinip gidiyor. Marka imajı da cabası...
Aslında bu tür durumlar, şirketler için harika birer geri bildirim fırsatı. Müşterinin yaşadığı zorluğu anlamak, sadece "destek talebi oluşturun" demek yerine, sorunun kökenine inmek... Bir müşteri hizmetleri temsilcisinin "Sizi anlıyorum, bu çok can sıkıcı bir durum olmalı" demesi bile, o anki gerginliği biraz olsun alabilir. Ama çoğu zaman otomatik yanıtlar, robot gibi tekrarlanan cümleler... Yeterli değil be kardeşim, insan bir empati bekliyor, gerçekten dinlendiğini hissetmek istiyor.
Özetle, SMS onayı denilen şey, dijital dünyamızın olmazsa olmazlarından biri haline geldi, doğru. Güvenlik için önemli, iki faktörlü kimlik doğrulama dediğimiz hadise de mühim. Ama bu kadar temel bir güvenlik adımının, kullanıcıları sistem dışına itmesi, onların deneyimini mahvetmesi... Bu, üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir çelişki. Şirketler gerçekten kullanıcıyı önemsiyorsa, bu denklemi yeniden kurmaları, alternatif çözüm yolları sunmaları şart. Yoksa o müşteriler birer birer kaçıp gider, geri dönmeleri de zor olur, vallahi zor olur.