Şüpheli Etkinlik Uyarısı İhmali Sonuçları

Şüpheli Etkinlik Uyarısı İhmali Sonuçları

IndigoMarigold

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
257
Tepkime puanı
0
IndigoMarigold
Bir şüpheli etkinlik uyarısını göz ardı etmek mi? İşte o an, domino taşları çoktan devrilmeye başlar, zincirleme bir felaketin ilk halkası çatırdayarak kopar. O küçücük, belki de önemsiz görünen ihbar, bir anda devasa bir güvenlik gedigine, hatta daha da kötüsü, telafisi güç bir itibar krizine dönüşebilir. Nereden baksanız, bir kıvılcım yangına dönüverir, geriye sadece kül ve pişmanlık kalır.

İtibar dediğin, yıllarca ilmek ilmek örülen bir değerdir; ancak tek bir uyarıyı kulak ardı etmekle bir çırpıda tuzla buz olabilir, yerle bir olur. Müşterilerin, paydaşların, hatta kendi çalışanların gözünde güvenilirlik algısı sarsıldığında, geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini anlamak hiç de kolay olmaz. Kimsenin "Biz uyarılmıştık ama dinlemedik" deme lüksü yok bu alemde, vallahi billahi yok... Sonrası mı? Sürekli bir savunma mekanizması, yalanlanan haberler, zorlama açıklamalar silsilesi...

İşin maliyeti mi? Ah, o en acı kısımdır. Başlangıçta "hallederiz" diye geçiştirilen ufak bir sinyal, sonrasında milyon dolarlık zararlara, hukuki süreçlere, siber saldırıların temizlenmesine ve hatta operasyonel kesintilere yol açar, kimse farkına bile varamaz ne olup bittiğinin. Kapanan kapılar, duran üretim bantları, ödenen fahiş tazminatlar... İşte o zaman anlaşılır, o baştaki minicik uyarının aslında ne kadar değerli olduğu.

Peki ya insan faktörü? Ekip içinde baş gösteren güvensizlik, parmakla işaretleşmeler, "Kim hata yaptı?" soruları... Motivasyon yerle bir olur, verimlilik düşer ve o bir zamanlar sapasağlam duran takım ruhu dağılır gider. Herkes bir korku, bir endişe sarmalının içine düşer; "Acaba bir sonraki ne olacak?" sorusu zihinleri kemirip durur. Bunun adı sadece bir kriz yönetimi değil, resmen bir hayatta kalma mücadelesi...

Bir düşünün şimdi, bu ihmalkarlık sadece sizin kapınızı çalmakla kalır mı sanıyorsunuz? Hayır abi, bu tür olaylar sektöre, hatta bazen tüm ekosisteme kötü bir emsal teşkil eder. Başkaları da aynı hatayı yapma cüretini gösterir, "Onlara bir şey olmadıysa bize de olmaz" diye düşünürler. Bu, domino etkisinin sadece kendi içimizde kalmayıp, dışarıya doğru da dalga dalga yayılması demektir, tehlikenin boyutları büyüdükçe büyür...

Gelecek mi? Gelecek, bu tür derslerden yeterince pay çıkarılmazsa, daha da karanlık bir tablo çizebilir. Herkesin gözü önünde duran, bas bas bağıran bir sinyali bile okuyamıyorsak, yarın karşımıza çıkacak devasa tehditlere nasıl karşı koyacağız? Hani, insan kendine sormadan edemiyor: Gerçekten bu kadar kör mü olduk, yoksa bile isteye mi göz yumuyoruz felaketlere?

Halbuki mesele o kadar basit ki... O uyarıyı dikkate almak, biraz zaman ayırıp incelemek, potansiyel tehlikeyi ortadan kaldırmak... Bu kadarcık bir çaba ile kurtarılabilecekleri bir düşünsenize. Ama yok, insanız ya, illa ki o en dibi görmeden, o en acı deneyimi yaşamadan idrak edemiyoruz bazen... İnanılır gibi değil.

Şüpheli etkinliğin ihmali, sadece teknik bir hata değildir; bu, kurumsal bir körlük, bir vicdan meselesi, en önemlisi de geleceğe dair bir teminatın elden kaçırılmasıdır. Bugün es geçilen her uyarı, yarının kaçınılmaz bedeli olarak karşımıza dikilecektir. İşte bu kadar net, bu kadar apaçık ortada... Başka da söz yok.
 
Geri