Tecil Talebi Reddedilirse E-Haciz Kalkar mı?

Tecil Talebi Reddedilirse E-Haciz Kalkar mı?

OrchidSpectrum

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 18
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
251
Tepkime puanı
1
OrchidSpectrum
Diyelim ki bir nefes alma umuduyla o tecil dilekçesini verdin, içinden bir ses "belki olur" diye fısıldadı durdu... Sonra bir gün o kâğıt geldi, soğuk bir ret cevabıyla. İşte tam da o an, "peki şimdi ne olacak, o e-haciz kalkacak mı yoksa daha da mı sıkacak boğazımızı?" sorusu, zihnine bir hançer gibi saplanır durur, değil mi abi ya? Vallahi hepimiz biliyoruz bu anları... O belirsizlik hissi, insanın içini kemirir durur.

O tecil talebi, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) belirli tebliğleri ve Vergi Usul Kanunu'ndaki (VUK) ilgili maddeler çerçevesinde, borçlunun mali durumunu ve borcun özelliklerini dikkate alarak değerlendirilir. Reddedilmesi durumunda, genellikle başvuruda sunulan teminatın yetersiz bulunması, borcun vadesinin çoktan geçmiş olması, mükellefin ödeme gücünün tecil şartlarını karşılamaması ya da daha önce defalarca tecil hakkının kötüye kullanılmış olması gibi somut gerekçeler sıralanır. Zaten tecil kararı alınana kadar geçici olarak durdurulan o e-haciz işlemleri, bu ret cevabıyla birlikte, adeta kış uykusundan uyanır gibi, kaldığı yerden aynen devam etme potansiyeli taşır... Yani, o kısacık mühlet, bitmiş olur.

E-haciz dediğimiz şey, abi ya, öyle kapına jandarmayla gelmez. O, dijital bir pençe, banka hesaplarına, alacaklarına, hatta maaşına sessizce, elektronik ortamda bir kilit vurur. Tecil talebinin reddiyle birlikte, bu kilit, eğer geçici olarak gevşemişse, yeniden sıkılaşır; hatta ilk defa uygulanacaksa hiç de beklemez. Özellikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca, borçlunun tüm mal varlığı, bu elektronik takip sisteminin merceği altına alınır ve borcun tahsili için gerekli adımlar atılır... Hiç şakası yoktur, vallahi billahi.

Peki bu durumda ne yapacağız, öylece duracak mıyız? Elbette hayır, öyle kolay kolay pes etmek olmaz, mücadele etmek zorundayız. Öncelikle, tecil talebinin reddine ilişkin tebliğde yer alan gerekçeleri çok iyi anlamak lazım; çünkü bu, yeni bir strateji geliştirmenin ilk adımıdır. Belki daha güçlü bir teminatla, ya da farklı bir ödeme planı ve taahhüdü sunarak yeniden tecil başvurusunda bulunulabilir. Ya da reddedilen bu idari karara karşı, tebliğ tarihinden itibaren belirli bir süre içinde idari yargı yoluna başvurma hakkın her zaman baki kalır. Hukuki süreçleri takip etmek, bazen ummadığın kapıları açar, sadece doğru avukata danışmak gerekebilir... Değil mi yani?

Unutma ki, bu süreçte zaman çok değerli; her geçen gün, o dijital pençenin daha da derine inmesine neden olabilir. Borcun türüne, miktarına ve mükellefiyet durumuna göre farklı çözüm yolları mevcut. Örneğin, bazı durumlarda, Vergi Dairesi ile birebir görüşerek bir ödeme planı oluşturmak, ya da borcun kaynağına göre farklı mevzuatlar kapsamında yapılandırma imkanlarını araştırmak, uzun vadeli ve daha sürdürülebilir bir çıkış kapısı sunabilir. Önemli olan, durumu kabullenip proaktif adımlar atmak; yoksa beklemek, sadece ve sadece aleyhine işler... İnan bana, bu böyle...
 
Geri