CoralBrocade
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi o yapılandırma borçları var ya, hani devlete olan borçları taksitlendirdik, rahatladık derken... Bir anlık dalgınlık, bir yoğunluk, bir de bakmışsın taksiti kaçırmışsın. Eh, sonra başlıyor o malum dert, gecikme zammı meselesi... İnsanın canını sıkar vallahi, hele de hesaplaması.
Yani bu gecikme zammı, normal şartlarda ödenmeyen bir vergi borcu için hesaplanan zamma çok benzese de, yapılandırma borçlarında durum biraz daha farklı işliyor aslında, orası önemli. Düşünsenize, devlet size kolaylık sağlamış, borcu bölmüş, faizi düşürmüş... O yüzden, o kolaylığın kıymeti bilinmeli ve ödemelerde dikkatli olunmalı diyorum hep.
Hesaplama dediğin şeyin temelinde, kaçırdığın o taksit tutarı yatar elbette. Üzerine bir de, o taksitin son ödeme tarihinden, senin onu fiilen ödediğin güne kadar geçen süre var... Gün gün, teker teker sayılır, abi. Yani, bir gün bile fark eder, boşuna dememişler zaman nakittir diye, hele bu işlerde.
Peki o zammın oranı ne olacak? İşte burası biraz daha spesifik. Yapılandırma kanunlarının kendisi, genelde bu gecikme zammının oranını da belirler. Yani, öyle kafana göre bir oran değil. Çoğu zaman standart gecikme zammı oranından daha düşük bir oran belirlenir ki, o da aslında bir nevi kolaylık sayılır, anladın mı? Hani "bari buradan yakmayalım" der gibi...
Şimdi, asıl mesele şu ki, bu gecikme zammını ödemekle iş bitmiyor bazen. Yapılandırmanın en büyük tehdidi, taksitleri arka arkaya aksatmak ya da o gecikme zamlarıyla birlikte borcu ödememek... O zaman tüm yapılandırma bozulabiliyor, eski yüksek faizli haline geri dönüveriyor borç, en kötüsü bu. Aman dikkat...
Yani, yapılması gereken aslında çok basit gibi duruyor ama uygulaması her zaman kolay olmuyor tabi: Takvimleri iyi takip etmek, ödeme hatırlatıcıları kurmak... Bir de, eğer geciktiysen, hemen ilgili kanun maddesine bakıp ya da bir bilene danışıp o zammı doğru hesaplamak, sonra da bir an önce ödemek lazım.
Yoksa sonra o küçük gibi görünen gecikme zammı, bir bakmışsın koca bir yüke dönüşmüş, hem de yapılandırmanın bütün o güzelliğini alıp götürmüş... Yazık olmasın fırsatlara, değil mi? Biraz dikkat ve takip yeter aslında.
Yani bu gecikme zammı, normal şartlarda ödenmeyen bir vergi borcu için hesaplanan zamma çok benzese de, yapılandırma borçlarında durum biraz daha farklı işliyor aslında, orası önemli. Düşünsenize, devlet size kolaylık sağlamış, borcu bölmüş, faizi düşürmüş... O yüzden, o kolaylığın kıymeti bilinmeli ve ödemelerde dikkatli olunmalı diyorum hep.
Hesaplama dediğin şeyin temelinde, kaçırdığın o taksit tutarı yatar elbette. Üzerine bir de, o taksitin son ödeme tarihinden, senin onu fiilen ödediğin güne kadar geçen süre var... Gün gün, teker teker sayılır, abi. Yani, bir gün bile fark eder, boşuna dememişler zaman nakittir diye, hele bu işlerde.
Peki o zammın oranı ne olacak? İşte burası biraz daha spesifik. Yapılandırma kanunlarının kendisi, genelde bu gecikme zammının oranını da belirler. Yani, öyle kafana göre bir oran değil. Çoğu zaman standart gecikme zammı oranından daha düşük bir oran belirlenir ki, o da aslında bir nevi kolaylık sayılır, anladın mı? Hani "bari buradan yakmayalım" der gibi...
Şimdi, asıl mesele şu ki, bu gecikme zammını ödemekle iş bitmiyor bazen. Yapılandırmanın en büyük tehdidi, taksitleri arka arkaya aksatmak ya da o gecikme zamlarıyla birlikte borcu ödememek... O zaman tüm yapılandırma bozulabiliyor, eski yüksek faizli haline geri dönüveriyor borç, en kötüsü bu. Aman dikkat...
Yani, yapılması gereken aslında çok basit gibi duruyor ama uygulaması her zaman kolay olmuyor tabi: Takvimleri iyi takip etmek, ödeme hatırlatıcıları kurmak... Bir de, eğer geciktiysen, hemen ilgili kanun maddesine bakıp ya da bir bilene danışıp o zammı doğru hesaplamak, sonra da bir an önce ödemek lazım.
Yoksa sonra o küçük gibi görünen gecikme zammı, bir bakmışsın koca bir yüke dönüşmüş, hem de yapılandırmanın bütün o güzelliğini alıp götürmüş... Yazık olmasın fırsatlara, değil mi? Biraz dikkat ve takip yeter aslında.