QuartzRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
Bankaya bir girdin, baktın ki hesaplarında, maaşında yüksek limitli bir haciz blokesi var. Ne yapacağını şaşırdın değil mi? O an dünya başına yıkılır gibi olur, sanki nefes alamazsın. "Nasıl olur bu, nereden çıktı şimdi bu devasa meblağ?" diye beyninde binbir soru döner durur. Paniklemek en doğal tepki, ama boşuna kendini yorma, o an önemli olan sakin kalıp ne yapacağını bilmek. Çünkü o blokeyi oradan kaldırmak, o korkutucu yüksek limiti eritmek mümkün, ama öyle hop diye sihirli değnekle değil, doğru adımlarla ve biraz da dirayetle... Bu işin şakası yok, biliyorum, can yakıcı ama oturup ağlamak yerine çözüm arayacaksın, başka yolu yok.
Hemen ilk iş, o bankayı arıyorsun, ama ne için biliyor musun? Bankacılar sana borcunun neden kaynaklandığını, neyin nesini açıklamazlar, onların işi o parayı kesip alacaklıya göndermek sadece. Onlar sadece uygulayıcı, emir kulu. Senin oradan alacağın tek ve yegane bilgi, "Bu haciz hangi icra dairesinden geldi, dosya numarası ne?" İşte bu altın değerindeki bilgiyi almadan, vallahi billahi adım atamazsın, boşuna vakit kaybetme. Hangi şehrin, hangi icra dairesi olduğunu, hatta mümkünse alacaklı adını da öğrenmeye bak, sonraki adımlar için elini çok sağlamlaştırır bu bilgi.
O kritik bilgiyi cebine koyduktan sonra, işte o zaman başlıyor asıl mücadele. Hangi icra dairesinden geldiğini öğrendin ya, şimdi o dairesiyle iletişime geçip dosya içeriğini öğrenmen şart. Yani bu para neden bu kadar şişmiş, bu borç gerçekten neyin nesi, alacaklı kim, ne zamandır var, faizler mi bu kadar tırmandı... Tüm bu detayları öğrenmeden, bir kör dövüşüne girmiş olursun, ne nereye vuracağını bilemezsin. Belki bir hata var, belki bir itiraz süresi kaçtı, belki de yıllanmış küçük bir borç faizlerle devasa bir şeye dönüşmüş... Bunları anlamak, senin yol haritanı çizecek, açık konuşalım.
En kestirme yol ne, biliyor musun? O borcu ödemek. Ama biliyorum, bu kadar yüksek meblağı öyle hop diye cebinden çıkaracak halin yok, değil mi? Zaten olsa bu dertlerle uğraşmazdın. İşte tam da bu noktada devreye müzakere giriyor, yani alacaklıyla konuşma, anlaşma yeteneğin. Kreditor, o kişi ya da kurum, amacı parasını geri almak. Senin de amacın borcu kapatıp blokeyi kaldırmak. Ortak payda var yani. Adamla masaya oturacaksın abi, başka yolu yok. Varsa tek seferde bir kısmını ödeme teklifiyle git, belki faizlerden indirim yaparlar. Yoksa, taksitlendirme seçeneklerini zorla, ama öyle ağlamayla sızlamayla değil, gerçekçi ve uygulanabilir bir planla. Unutma, ödenmeyen borç kimseye yaramaz, alacaklı da bunun farkında, bu senin pazarlık gücün.
Peki ya borç haksızsa? Ya da o meblağ sana ait değilse, ya da senin itiraz süren geçmiş ve şimdi eli kolu bağlı kalmışsan? İşte o zaman işler biraz daha karmaşık bir hal alır, hukuki yollara başvurman gerekebilir. İtirazın iptali davası açmak, menfi tespit davası açmak gibi seçenekler gündeme gelir. Bu tür durumlar, vallahi billahi avukatsız bu işe kalkışmak intihar gibi bir şeydir. Çünkü hukuki süreçler çetrefillidir, dilekçeler, süreler, kanun maddeleri... Kendi başına altından kalkmak pek mümkün değil. O yüksek limitli blokenin altında yatan hukuki bir hata varsa, ancak bir avukat bunu fark eder ve gereken adımı atar, yoksa sadece para ve zaman kaybedersin.
İster öde, ister anlaş, ister mahkeme yoluyla çöz... En nihayetinde o borç bir şekilde kapatıldığında, işin bitmiyor, daha bir adım daha var. Ödeme dekontu, anlaşma belgesi, mahkeme kararı gibi elindeki tüm evraklarla koşa koşa icra dairesine gidiyorsun. Neden mi? Çünkü o blokenin resmen kaldırılması gerekiyor. Öyle "ödendi" demekle olmaz, yazılı belgeyle, resmi talimatla olur bu iş. İcra dairesi de bankana o blokenin kaldırılması için talimat gönderecek, sonra da gelsin bakalım hesabın tekrar serbest hali... Takip etmezsen, vallahi unutulur gider, sonra bir bakmışsın hala blokeli, sonra bir daha uğraş dur, gerek yok böyle şeylere.
Bu süreç insanı yorar, üzer, hatta uykularını kaçırır, biliyorum. Sinirleri yıpratır, cebi yakar. Ama inan bana, bu tür yüksek limitli haciz blokeleriyle karşılaşan binlerce insan var ve çoğu bir şekilde bu işin üstesinden geliyor. Sen de geleceksin. Bir de şu var, abi ya, bu durumdan ders çıkarman lazım. Bir daha böyle bir duruma düşmemek için ne yapman gerektiğini iyi düşün. Finansal durumunu daha sıkı takip etmek, borçlarını ertelememek, gelen her tebligatı önemsemek... Çünkü o yüksek limitli blokenin ardında genellikle bir ihmal ya da erteleme hikayesi vardır. Bu seferlik bu badireyi atlat, ama bir sonrakine hazırlıklı ol, hatta hiç olmaması için ne gerekiyorsa yap.
Hemen ilk iş, o bankayı arıyorsun, ama ne için biliyor musun? Bankacılar sana borcunun neden kaynaklandığını, neyin nesini açıklamazlar, onların işi o parayı kesip alacaklıya göndermek sadece. Onlar sadece uygulayıcı, emir kulu. Senin oradan alacağın tek ve yegane bilgi, "Bu haciz hangi icra dairesinden geldi, dosya numarası ne?" İşte bu altın değerindeki bilgiyi almadan, vallahi billahi adım atamazsın, boşuna vakit kaybetme. Hangi şehrin, hangi icra dairesi olduğunu, hatta mümkünse alacaklı adını da öğrenmeye bak, sonraki adımlar için elini çok sağlamlaştırır bu bilgi.
O kritik bilgiyi cebine koyduktan sonra, işte o zaman başlıyor asıl mücadele. Hangi icra dairesinden geldiğini öğrendin ya, şimdi o dairesiyle iletişime geçip dosya içeriğini öğrenmen şart. Yani bu para neden bu kadar şişmiş, bu borç gerçekten neyin nesi, alacaklı kim, ne zamandır var, faizler mi bu kadar tırmandı... Tüm bu detayları öğrenmeden, bir kör dövüşüne girmiş olursun, ne nereye vuracağını bilemezsin. Belki bir hata var, belki bir itiraz süresi kaçtı, belki de yıllanmış küçük bir borç faizlerle devasa bir şeye dönüşmüş... Bunları anlamak, senin yol haritanı çizecek, açık konuşalım.
En kestirme yol ne, biliyor musun? O borcu ödemek. Ama biliyorum, bu kadar yüksek meblağı öyle hop diye cebinden çıkaracak halin yok, değil mi? Zaten olsa bu dertlerle uğraşmazdın. İşte tam da bu noktada devreye müzakere giriyor, yani alacaklıyla konuşma, anlaşma yeteneğin. Kreditor, o kişi ya da kurum, amacı parasını geri almak. Senin de amacın borcu kapatıp blokeyi kaldırmak. Ortak payda var yani. Adamla masaya oturacaksın abi, başka yolu yok. Varsa tek seferde bir kısmını ödeme teklifiyle git, belki faizlerden indirim yaparlar. Yoksa, taksitlendirme seçeneklerini zorla, ama öyle ağlamayla sızlamayla değil, gerçekçi ve uygulanabilir bir planla. Unutma, ödenmeyen borç kimseye yaramaz, alacaklı da bunun farkında, bu senin pazarlık gücün.
Peki ya borç haksızsa? Ya da o meblağ sana ait değilse, ya da senin itiraz süren geçmiş ve şimdi eli kolu bağlı kalmışsan? İşte o zaman işler biraz daha karmaşık bir hal alır, hukuki yollara başvurman gerekebilir. İtirazın iptali davası açmak, menfi tespit davası açmak gibi seçenekler gündeme gelir. Bu tür durumlar, vallahi billahi avukatsız bu işe kalkışmak intihar gibi bir şeydir. Çünkü hukuki süreçler çetrefillidir, dilekçeler, süreler, kanun maddeleri... Kendi başına altından kalkmak pek mümkün değil. O yüksek limitli blokenin altında yatan hukuki bir hata varsa, ancak bir avukat bunu fark eder ve gereken adımı atar, yoksa sadece para ve zaman kaybedersin.
İster öde, ister anlaş, ister mahkeme yoluyla çöz... En nihayetinde o borç bir şekilde kapatıldığında, işin bitmiyor, daha bir adım daha var. Ödeme dekontu, anlaşma belgesi, mahkeme kararı gibi elindeki tüm evraklarla koşa koşa icra dairesine gidiyorsun. Neden mi? Çünkü o blokenin resmen kaldırılması gerekiyor. Öyle "ödendi" demekle olmaz, yazılı belgeyle, resmi talimatla olur bu iş. İcra dairesi de bankana o blokenin kaldırılması için talimat gönderecek, sonra da gelsin bakalım hesabın tekrar serbest hali... Takip etmezsen, vallahi unutulur gider, sonra bir bakmışsın hala blokeli, sonra bir daha uğraş dur, gerek yok böyle şeylere.
Bu süreç insanı yorar, üzer, hatta uykularını kaçırır, biliyorum. Sinirleri yıpratır, cebi yakar. Ama inan bana, bu tür yüksek limitli haciz blokeleriyle karşılaşan binlerce insan var ve çoğu bir şekilde bu işin üstesinden geliyor. Sen de geleceksin. Bir de şu var, abi ya, bu durumdan ders çıkarman lazım. Bir daha böyle bir duruma düşmemek için ne yapman gerektiğini iyi düşün. Finansal durumunu daha sıkı takip etmek, borçlarını ertelememek, gelen her tebligatı önemsemek... Çünkü o yüksek limitli blokenin ardında genellikle bir ihmal ya da erteleme hikayesi vardır. Bu seferlik bu badireyi atlat, ama bir sonrakine hazırlıklı ol, hatta hiç olmaması için ne gerekiyorsa yap.