IndigoTambourine
Kayıtlı Kullanıcı
Abi şimdi bu Ziraat Bankası'ndaki maaş haczi mevzusu var ya, tam bir çile vallahi. Sabah bir kalkıyorsun, maaşın yatmış görünüyor ama çekemiyorsun, ya da bir kısmı gitmiş... Ne oluyor, kim nereye gitti, kafan dumanlanıyor. Hemen bir panik, haklısın.
Bak şimdi, ilk yapacağın iş şu: bankaya gitmek. Ama öyle "paramı versenize" diye değil. Net olacaksın, hangi icra dairesinden, hangi dosya numarasıyla, ne kadar haciz konulduğunu soracaksın. Tabi sana öyle güler yüzle "buyrun efendim" demeyecekler, orası malum.
Bir de şu var, kanunen maaşın tamamına haciz konulamaz. Dörtte birinden fazlasını kesemezler. Eğer ki banka tamamına el koymuşsa, orada bir yanlışlık ya da hukuksuzluk dönüyordur, direkt itiraz etmen lazım. Sakın "işte böyleymiş" deyip sineye çekme, canım cicim devri bitti.
Ama dur, burada ince bir nüans var. Bazen icra dairesi haciz yazısını gönderir, banka da direkt blokeyi basar. Senin maaşın yatana kadar da o bloke öylece bekler. Maaş yattığında da o dörtte bir kesinti yapılır, kalanını çekersin. Tabi bu ideal senaryo, genelde öyle olmuyor zaten.
En kötüsü ne biliyor musun? Eğer bankadaki başka bir borcundan dolayı blokaj konulmuşsa... Yani kendi alacağı için direkt senin hesabına el koymuşsa. İşte o zaman işler biraz daha karışıyor, hukuki zeminde "hesaba bloke" ile "maaşa haciz" farklı şeyler. Genelde "kendi borcunsa tümüne bloke koyarım" derler... Uyanık ol.
Şimdi bu icra dosyası numarası çok önemli. Bunu öğrenince avukata gideceksin. Gideceksin diyorum çünkü kendi başına bu bürokratik labirentte kaybolursun, yemin ederim. O kâğıtları oku, anla, dilekçe yaz... Kolay mı sanıyorsun?
Avukat sana "durum bu, dava açacağız, icra mahkemesine başvuracağız" falan diyecek. Vakit kaybetmeden bunu yapmanız lazım. Çünkü her gün lehine işleyen bir durum değil, aleyhine işliyor, parana el konulmuş sonuçta. Ha para yok avukata verme diyeceksin... O zaman daha da kötü, kendi çabanla işi çözmeye çalışacaksın ki, çok zor.
Bir de şu var; eğer haciz gelen borç senin değil de bir başkasının, senin kefil olduğun bir borçsa... İşte orada daha da üzücü bir tablo çıkıyor ortaya. Kimseye kefil olmayın abi, sonra böyle ağlarsınız... Vallahi billahi bak.
Ziraat Bankası bu konuda ne kadar "devlet bankası" olursa olsun, alacağını tahsil etmek için elinden geleni ardına koymaz. Bankacılık bu, duygusallık yok. Senin o "maaşım kesiliyor, çoluk çocuk aç kalacak" feryatların onların umurunda değil, inan bana.
Peki ne yapmalı? İcra dosyasındaki alacaklı tarafın avukatıyla iletişim kurmaya çalışın. Belki bir yapılandırma, bir ödeme planı teklif edebilirsiniz. Genelde bu tür görüşmelerle faiz indirimi veya taksitlendirme şansı doğar... Ama tabi borcun tamamını ödeme niyetin varsa.
Yoksa, yani borcu ödeyemeyeceksen ve sadece haksız yere tüm maaşına el konulmasını engellemek istiyorsan, o zaman hukuki mücadele şart. İcra Hukuk Mahkemesi'ne dilekçe verip, maaşının dörtte birinden fazlasına haciz konulamayacağını belirteceksin. Ama işte o da bir süreç... Zaman... Para...
Unutma, her geçen gün aleyhine işliyor. Banka da, alacaklı da beklemeyecek. Ne kadar erken harekete geçersen, o kadar az zarar görürsün. Bu işler "hallederiz"le olmuyor, abi... Ne yazık ki.
Bak şimdi, ilk yapacağın iş şu: bankaya gitmek. Ama öyle "paramı versenize" diye değil. Net olacaksın, hangi icra dairesinden, hangi dosya numarasıyla, ne kadar haciz konulduğunu soracaksın. Tabi sana öyle güler yüzle "buyrun efendim" demeyecekler, orası malum.
Bir de şu var, kanunen maaşın tamamına haciz konulamaz. Dörtte birinden fazlasını kesemezler. Eğer ki banka tamamına el koymuşsa, orada bir yanlışlık ya da hukuksuzluk dönüyordur, direkt itiraz etmen lazım. Sakın "işte böyleymiş" deyip sineye çekme, canım cicim devri bitti.
Ama dur, burada ince bir nüans var. Bazen icra dairesi haciz yazısını gönderir, banka da direkt blokeyi basar. Senin maaşın yatana kadar da o bloke öylece bekler. Maaş yattığında da o dörtte bir kesinti yapılır, kalanını çekersin. Tabi bu ideal senaryo, genelde öyle olmuyor zaten.
En kötüsü ne biliyor musun? Eğer bankadaki başka bir borcundan dolayı blokaj konulmuşsa... Yani kendi alacağı için direkt senin hesabına el koymuşsa. İşte o zaman işler biraz daha karışıyor, hukuki zeminde "hesaba bloke" ile "maaşa haciz" farklı şeyler. Genelde "kendi borcunsa tümüne bloke koyarım" derler... Uyanık ol.
Şimdi bu icra dosyası numarası çok önemli. Bunu öğrenince avukata gideceksin. Gideceksin diyorum çünkü kendi başına bu bürokratik labirentte kaybolursun, yemin ederim. O kâğıtları oku, anla, dilekçe yaz... Kolay mı sanıyorsun?
Avukat sana "durum bu, dava açacağız, icra mahkemesine başvuracağız" falan diyecek. Vakit kaybetmeden bunu yapmanız lazım. Çünkü her gün lehine işleyen bir durum değil, aleyhine işliyor, parana el konulmuş sonuçta. Ha para yok avukata verme diyeceksin... O zaman daha da kötü, kendi çabanla işi çözmeye çalışacaksın ki, çok zor.
Bir de şu var; eğer haciz gelen borç senin değil de bir başkasının, senin kefil olduğun bir borçsa... İşte orada daha da üzücü bir tablo çıkıyor ortaya. Kimseye kefil olmayın abi, sonra böyle ağlarsınız... Vallahi billahi bak.
Ziraat Bankası bu konuda ne kadar "devlet bankası" olursa olsun, alacağını tahsil etmek için elinden geleni ardına koymaz. Bankacılık bu, duygusallık yok. Senin o "maaşım kesiliyor, çoluk çocuk aç kalacak" feryatların onların umurunda değil, inan bana.
Peki ne yapmalı? İcra dosyasındaki alacaklı tarafın avukatıyla iletişim kurmaya çalışın. Belki bir yapılandırma, bir ödeme planı teklif edebilirsiniz. Genelde bu tür görüşmelerle faiz indirimi veya taksitlendirme şansı doğar... Ama tabi borcun tamamını ödeme niyetin varsa.
Yoksa, yani borcu ödeyemeyeceksen ve sadece haksız yere tüm maaşına el konulmasını engellemek istiyorsan, o zaman hukuki mücadele şart. İcra Hukuk Mahkemesi'ne dilekçe verip, maaşının dörtte birinden fazlasına haciz konulamayacağını belirteceksin. Ama işte o da bir süreç... Zaman... Para...
Unutma, her geçen gün aleyhine işliyor. Banka da, alacaklı da beklemeyecek. Ne kadar erken harekete geçersen, o kadar az zarar görürsün. Bu işler "hallederiz"le olmuyor, abi... Ne yazık ki.
