PrismAccordion
Kayıtlı Kullanıcı
Yeni bir kredi başvurusu yapmayı düşündünüz mü hiç, hele ki banka blokesi gibi ağır bir yük altındayken? Hadi canım, dediğinizi duyar gibiyim; "Tabii ki denenebilir, ya tutarsa..." Ne yazık ki bu öyle "ya tutarsa" diye geçiştirilecek bir mesele değil abi, mevzu çok daha derinlere uzanıyor ve sistemin işleyişini bilmek şart oluyor...
Bankalar size neden kredi verir ki? Güven ararlar, ödeme gücü beklerler, risk analizi yaparlar; olay bundan ibaret. Şimdi düşünün, sistemde "bloke" diye kocaman bir kırmızı bayrak dururken, sizden para çıkışı olduğuna dair resmi bir kayıt varken, hangi banka sizin “güvenilir” olduğunuzu düşünür? Açık konuşalım, bu durum doğrudan finansal bir intihar vakası gibi algılanır.
Kredi kayıt sistemleri denilen o görünmez ama her şeyi bilen yapının aslında ne kadar acımasız olduğunu, blokeli bir hesabı olan herkes çok iyi bilir. O notunuz var ya, hani bazen yükselir bazen düşer dediğimiz KKB puanınız... İşte o bloke yüzünden yerlerde sürünür, neredeyse sıfıra yaklaşır. Bu durumda "ben kredi çekebilir miyim?" diye sormanız, bana sorarsanız biraz hayalperestlik olur. Çünkü o puan, bankanın size bakış açısını belirleyen en temel kriterlerden biri.
Peki ya ipotekli kredi, yani bir gayrimenkulü teminat göstersek durum değişir mi? İlk bakışta mantıklı gelebilir, değil mi? "Elimde sağlam bir teminat var, banka neden vermesin?" diye düşünebilirsiniz. Ne var ki, teminatınız olsa bile, o bloke sizin genel finansal sağlığınızdaki ciddi bir sorunun göstergesi olarak algılanır; bankalar için bu, sadece bir varlık değil, aynı zamanda borç ödeme niyetinizin ve kabiliyetinizin de sorgulandığı bir durumdur. Güven sarsıldı mı, teminatın büyüklüğü bile bazen yeterli gelmez, vallahi billahi.
Aslında esas mesele, yeni bir kredi başvurusu yapıp yapamayacağınızdan ziyade, o banka blokesinin neden var olduğu ve nasıl kaldırılabileceğidir, bence. Çözüm, genelde o borcun kapatılması ya da yasal süreçlerin tamamlanmasıyla gelir. Yani bu durumda yeni bir borcun altına girmek, yangına benzinle gitmekten başka bir şey değildir; bu bir kısır döngüye yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
Öncelik, blokenin kaynağını anlamak ve ortadan kaldırmak. Avukatınızla konuşun, icra müdürlüğüyle iletişime geçin, bankanızla masaya oturun... Bu adımları atmadan atacağınız her yeni kredi başvuru adımı, boşuna zaman ve enerji kaybı, hatta kredi notunuzu daha da zedeleyecek gereksiz bir kayıt bırakmaktan öteye gitmez. Sonuç hep aynı kapıya çıkar: "Maalesef olumsuz."
Unutmayın, finansal sistemde güven her şeyin önünde gelir. Bankalar risk almak istemez, bu onların doğası. Bloke, sizinle ilgili "güvenmiyorum" diyen kocaman bir fısıltıdır. Bu fısıltı durdukça, kapısını çaldığınız her bankadan alacağınız cevap bellidir: "Üzgünüz..." Yani anlayacağınız, önce blokenizi kaldırın, sonra kredi defterini tekrar açın, aksi halde sonuç hep hüsran olacaktır.
Bankalar size neden kredi verir ki? Güven ararlar, ödeme gücü beklerler, risk analizi yaparlar; olay bundan ibaret. Şimdi düşünün, sistemde "bloke" diye kocaman bir kırmızı bayrak dururken, sizden para çıkışı olduğuna dair resmi bir kayıt varken, hangi banka sizin “güvenilir” olduğunuzu düşünür? Açık konuşalım, bu durum doğrudan finansal bir intihar vakası gibi algılanır.
Kredi kayıt sistemleri denilen o görünmez ama her şeyi bilen yapının aslında ne kadar acımasız olduğunu, blokeli bir hesabı olan herkes çok iyi bilir. O notunuz var ya, hani bazen yükselir bazen düşer dediğimiz KKB puanınız... İşte o bloke yüzünden yerlerde sürünür, neredeyse sıfıra yaklaşır. Bu durumda "ben kredi çekebilir miyim?" diye sormanız, bana sorarsanız biraz hayalperestlik olur. Çünkü o puan, bankanın size bakış açısını belirleyen en temel kriterlerden biri.
Peki ya ipotekli kredi, yani bir gayrimenkulü teminat göstersek durum değişir mi? İlk bakışta mantıklı gelebilir, değil mi? "Elimde sağlam bir teminat var, banka neden vermesin?" diye düşünebilirsiniz. Ne var ki, teminatınız olsa bile, o bloke sizin genel finansal sağlığınızdaki ciddi bir sorunun göstergesi olarak algılanır; bankalar için bu, sadece bir varlık değil, aynı zamanda borç ödeme niyetinizin ve kabiliyetinizin de sorgulandığı bir durumdur. Güven sarsıldı mı, teminatın büyüklüğü bile bazen yeterli gelmez, vallahi billahi.
Aslında esas mesele, yeni bir kredi başvurusu yapıp yapamayacağınızdan ziyade, o banka blokesinin neden var olduğu ve nasıl kaldırılabileceğidir, bence. Çözüm, genelde o borcun kapatılması ya da yasal süreçlerin tamamlanmasıyla gelir. Yani bu durumda yeni bir borcun altına girmek, yangına benzinle gitmekten başka bir şey değildir; bu bir kısır döngüye yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
Öncelik, blokenin kaynağını anlamak ve ortadan kaldırmak. Avukatınızla konuşun, icra müdürlüğüyle iletişime geçin, bankanızla masaya oturun... Bu adımları atmadan atacağınız her yeni kredi başvuru adımı, boşuna zaman ve enerji kaybı, hatta kredi notunuzu daha da zedeleyecek gereksiz bir kayıt bırakmaktan öteye gitmez. Sonuç hep aynı kapıya çıkar: "Maalesef olumsuz."
Unutmayın, finansal sistemde güven her şeyin önünde gelir. Bankalar risk almak istemez, bu onların doğası. Bloke, sizinle ilgili "güvenmiyorum" diyen kocaman bir fısıltıdır. Bu fısıltı durdukça, kapısını çaldığınız her bankadan alacağınız cevap bellidir: "Üzgünüz..." Yani anlayacağınız, önce blokenizi kaldırın, sonra kredi defterini tekrar açın, aksi halde sonuç hep hüsran olacaktır.
