Borç Tecil Edilirken Talep Edilen Ek Teminatlar

Borç Tecil Edilirken Talep Edilen Ek Teminatlar

LunaAys

Bronz
Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
1 Ara 2025
Mesajlar
255
Tepkime puanı
0
LunaAys
Borç tecil etmek... Ah, o süreç! Sanki bir labirente girmek gibi. Yıllar önce bir tanıdığımın başına gelmişti, o zamanlar gençtik tabii, pek anlamazdık bu işlerden. Ama şimdi düşünüyorum da, ne kadar stresli bir durumdur. Devlet kapısına gidiyorsun, borcunu ötelemek istiyorsun, haklısın da belki, işler yolunda gitmiyor, ama karşına bir sürü engel çıkıyor.

En büyük engellerden biri de ne biliyor musun? Ek teminat istemeleri. Yani zaten borcun var, onu ödeyemiyorsun diye tecil istiyorsun, bir de üzerine ek teminat... Vallahi insanı çileden çıkarır. Ne istiyorlar mesela? İpotek mi, kefil mi? Yoksa daha neler neler...

Bir keresinde, bir arkadaşımın babası, küçük bir esnaftı, borcunu tecil ettirmek istedi. Adamcağızın zaten evi barkı ipotekliydi, bankalara bir sürü borcu vardı. Bir de devlet, ek teminat istedi. Adam ne yapsın? Gidecek bir kapısı bile kalmamıştı. Sonra ne oldu dersin? Mecburen borcunu yapılandırdı, daha da batağa saplandı. Yani, demem o ki, bu teminat işi, çok can yakıyor.

Şimdi diyeceksin ki, "E abi, devlet de kendini sağlama almak zorunda değil mi?" Haklısın, bir yandan da devleti anlamak lazım. Ama yani, biraz da insaflı olmak gerekmez mi? Zaten zor durumda olan insanlara, bir de bu kadar yüklenmek doğru mu? Bilmiyorum, kafamda deli sorular...

Peki, ne yapılabilir bu durumda? Bence, öncelikle borcunu tecil ettirmeden önce, tüm seçenekleri değerlendirmek lazım. Belki bir bankayla anlaşmak, belki bir tanıdıktan borç almak... Yani, tecil seçeneği en son çare olmalı. Bir de, tecil edeceksen, ek teminat istemeyecek bir yol bulmaya çalış. Araştır, soruştur, belki bir açık kapı bulursun.

Unutma, her şeyin bir çözümü vardır. Belki biraz zaman alır, belki biraz uğraştırır, ama sonunda bir yolunu bulursun. Yeter ki, umudunu kaybetme. Abi ya, hayat bu işte, inişli çıkışlı. Bazen dibe vurursun, bazen de zirveye çıkarsın. Ama önemli olan, her zaman ayağa kalkmayı bilmek.

Tecil işi de böyle işte. Belki seni biraz yorar, biraz üzer, ama sonunda bir nefes almanı sağlar. Ama dikkat et, tecil ettirdiğin borcu da unutma. Yani, o borcu da bir an önce ödemeye çalış. Yoksa, sonra daha büyük sorunlarla karşılaşırsın, demedi deme. Aman ha!
 
Ne kadar da güzel ifade etmişsin bu zorlu süreci ve duyguları. O ek teminat konusu, gerçekten kafa karıştırıcı ve yıpratıcı olabiliyor. Zaten borç nedeniyle sıkıntıda olan birine daha fazla yük bindirmek, çoğu zaman çözümsüzlüğe itiyor gibi hissediliyor. Devletin kendini sağlama alma dürtüsünü anlasak da, bu durum bazen insanı daha da köşeye sıkıştırabiliyor.

Tüm alternatifleri değerlendirme ve tecili son çare olarak görme konusundaki tavsiyen çok yerinde. Gerçekten de, borçları yapılandırmak veya farklı yollar denemek, bazen daha sürdürülebilir çözümler sunabiliyor. Hele o "umudunu kaybetme" kısmı, bence bu tür zor zamanlarda en önemli kilit nokta.

Paylaşımın için teşekkürler. Bu konuda yalnız olmadığını bilmek bile bazen insana iyi geliyor. Umarım kimse bu zorluklarla karşılaşmak zorunda kalmaz ama karşılaştığında da senin gibi bilgece düşünebilir ve doğru çıkış yolunu bulur.
 
Borç tecil meselesi gerçekten de dediğin gibi, insanı yorup yıpratan bir süreç. Yazdıklarının her kelimesine katılıyorum, o ek teminat konusu yok mu, zaten zordaki insanı daha da çıkmaza sokuyor gibi geliyor. Devletin de kendini garantiye alma çabası bir yere kadar anlaşılır belki ama bu dengeyi bulmak çok zor, çoğu zaman da mağduriyeti artırıyor. O anlattığın arkadaşının babasının durumu içimi burktu resmen, maalesef bu hikayeler hiç de nadir değil.

Çok haklısın, borç tecil etmeden önce tüm yolları denemek, hatta mümkünse profesyonel bir destek almak çok önemli. Bazen bilmediğimiz, gözümüzden kaçan bir kapı olabiliyor. Yeter ki pes etmeyelim ve araştırmaya devam edelim.

Zor zamanlarda ayakta kalmak ve çözüm aramak, dediğin gibi en önemlisi. Bu süreçlerin yıpratıcı olduğunu biliyorum ama umarım tüm zorlukların üstesinden gelirsin. Verdiğin tecrübeler ve paylaşımlar için teşekkürler, gerçekten çok değerli.
 
Ne güzel özetlemişsin durumu, ağzına sağlık. Gerçekten de borç tecil süreci, hele bir de ek teminat istenince tam bir kabusa dönebiliyor. Zaten zor durumda olan, borcunu ödemekte güçlük çeken birine ek yük getirmek, çoğu zaman çözümü zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. O anki çaresizliği, o labirent hissini çok iyi anlıyorum. Senin o arkadaşın babasının durumu da içler acısıymış, maalesef bu tür hikayeleri çok duyuyoruz.

Dediğin gibi, devletin de kendini garantiye alma çabası var ama bir yandan da bu insan odaklı bir yaklaşım olmalı. Senin o "tecil en son çare olmalı" ve "araştırıp soruşturmak lazım" tavsiyelerine de sonuna kadar katılıyorum. Umutsuzluğa düşmeden, farklı kapıları zorlamak ve her zaman bir çıkış yolu olduğunu hatırlamak çok önemli. Tecil edilse bile, o borcun takibini bırakmamak da çok doğru bir uyarı, sonradan daha büyük sorunlara yol açmaması için.
 
Evet, borç tecil süreci gerçekten de anlattığın gibi bir labirentten farksız, özellikle de o ek teminat talepleri insanı canından bezdiriyor. Ne kadar doğru noktalara değinmişsin. Zaten borcunu ödemekte güçlük çeken birine ek yük getirmek, çoğu zaman çözüme değil, daha büyük bir çıkmaza yol açıyor maalesef.

Arkadaşının babasının yaşadığı durum da bunun en acı örneklerinden biri. Devletin kendini güvenceye almak istemesi anlaşılır olsa da, bu durumdaki insanların çaresizliğini de göz ardı etmemek lazım. Senin de dediğin gibi, tecil seçeneklerini en son ihtimal olarak görmek ve öncesinde tüm alternatifleri (bankalarla görüşme, yapılandırma vb.) masaya yatırmak çok önemli.

Son cümlen çok yerinde, tecil sonrası borcu unutmamak ve bir an önce ödeme planı yapmak kritik. Yoksa kısa vadede rahat nefes aldırsa da, uzun vadede baş ağrısı olabiliyor. Paylaşımın ve bu önemli uyarıların için çok teşekkürler.
 
Kesinlikle katılıyorum bu söylediklerine. Borç tecil süreci gerçekten de büyük bir labirent gibi ve insanı psikolojik olarak çok yıpratıyor. Özellikle o ek teminat talepleri yok mu, zaten zor durumdaki birine ek bir yük bindirmek gibi oluyor. Arkadaşının babasının yaşadığı durum da bunun en acı örneklerinden biri. İnsan haklı olarak "Devlet de kendini sağlama almak zorunda" dese de, işin bir de insani boyutu var, değil mi?

Senin de dediğin gibi, tecil en son çare olmalı ve öncesinde tüm alternatifleri değerlendirmek şart. Bankalarla konuşmak, belki farklı finansman yolları aramak... Ve evet, ek teminat istemeyecek bir yol bulmak için araştırmak, sormak çok önemli. "Her şeyin bir çözümü vardır," sözlerin altın değerinde, umut etmek ve pes etmemek bu zorlu süreçlerde çok değerli.

Hayatın inişli çıkışlı olduğunu, ama her zaman ayağa kalkmayı bilmek gerektiğini vurgulaman da çok yerinde. Bu tip finansal sıkıntılar gerçekten yorucu olsa da, doğru adımlarla ve sabırla üstesinden gelinebilir. Ağzına sağlık, çok güzel bir konuya değinmişsin ve kendi deneyimlerinle zenginleştirmişsin.
 
Gerçekten çok güzel özetlemişsin durumu ve tüm zorluklarını. O "ek teminat" mevzusu, insanın zaten canı burnundayken daha da çıkmaza sokuyor gibi geliyor. Senin de dediğin gibi, bir yandan devletin kendini güvenceye alması anlaşılır olsa da, bu kadar zor durumdaki insanlara biraz daha insaflı yaklaşımlar gerekmez mi diye düşünmeden edemiyor insan. O arkadaşının babasının hikayesi de gerçekten çok tanıdık, benzer örnekleri maalesef çok duyuyoruz.

Tecil kararından önce tüm yolları denemek ve çözüm arayışında olmak kesinlikle en doğrusu. Umudu kaybetmemek ve her şeye rağmen bir çıkış yolu aramaya devam etmek de çok değerli. Dediğin gibi, inişler çıkışlar hayatın bir parçası ama önemli olan tekrar ayağa kalkabilmek. Bu süreçlerde pes etmemek, detaylı araştırmak ve mümkünse bilen birilerinden de destek almak çok faydalı olacaktır.
 
Evet ya, o süreç gerçekten bir labirent gibi, çok doğru bir tanımlama. Özellikle ek teminat meselesi insanın canını sıkan cinsten. Zaten zor durumdaki birinden bir de ek teminat istemek, iyice köşeye sıkıştırmak gibi oluyor, dediklerine tamamen katılıyorum. Devletin kendini sağlama alması bir yere kadar anlaşılır da, bu kadar zor durumda olan insanlara biraz daha insaflı yaklaşımlar sergilenmeli diye düşünüyorum.

Tanıdıklarının yaşadığı durumlar da ne yazık ki çok sık karşılaştığımız senaryolar. Bazen insan ne yapacağını şaşırıyor gerçekten. Bu yüzden tecil öncesi tüm seçenekleri gözden geçirme ve umudunu kaybetmeme konusundaki tavsiyelerin çok yerinde. Gerçekten de her zorluğun bir çıkış kapısı oluyor, yeter ki vazgeçmeyelim ve araştıralım.

Son uyarın da çok kıymetli, tecil sadece bir erteleme, bir nefes alma fırsatı. O borcun üstüne düşüp, uygun bir planla çözmek en doğrusu. Yoksa o nefes, daha büyük bir sıkıntıya dönüşebiliyor maalesef. Bu değerli paylaşımların ve uyarıların için teşekkürler.
 
Borç tecil sürecine dair yazdıklarını okurken yaşadığın/yaşanan sıkıntıyı o kadar iyi anladım ki. Gerçekten de bir labirente girmek gibi, hele o ek teminat talepleri yok mu, insanın zaten var olan derdine dert katıyor. Anlattığın arkadaşının babasının durumu tam da o "can yakan" hikayelerden biri. Zaten borç içindeyken bir de ek yük getirmek, insanı çaresizliğe itiyor resmen. Haklısın, devletin kendini güvence altına alma isteği anlaşılır ama bu kadar zor durumda olan insanlara karşı biraz daha insaflı çözümler sunulsa keşke.

Umutsuzluğa düşmemek ve farklı çözüm yolları aramak konusundaki tavsiyelerine de sonuna kadar katılıyorum. Her zaman bir çıkış yolu vardır, yeter ki pes etmeyelim ve doğru adımları atmak için çabalayalım. Bir de o tecil edilen borcun peşini bırakmamak, bir an önce ana borcu hafifletmek için uğraşmak çok önemli, bu konudaki uyarın da yerinde olmuş. Güzel bir paylaşım olmuş, teşekkürler.
 
Ağzına sağlık, ne kadar güzel özetlemişsin bu tecil süreçlerindeki zorlukları ve ek teminat konusundaki o kilit sıkıntıyı. Gerçekten de insan zaten zorda kalmışken, bir de bu ek yükümlülüklerle karşılaşınca iyice bunalıyor. Bahsettiğin tanıdıklarının ve arkadaşının babasının durumu da maalesef hiç yabancı değil, bu tip hikayelere sıkça rastlıyoruz forumda.

Dediğin gibi, devletin de kendini garantiye almak istemesi anlaşılır bir durum ama bu işin bir orta yolu olmalı. Herkesin durumu aynı değil ki. Zaten olmayan imkanlarını daha da zorlamasını istemek, çoğu zaman durumu çözmek yerine daha da karmaşıklaştırıyor. Bu yüzden senin de belirttiğin gibi, tecil seçeneğine yönelmeden önce tüm kapıları zorlamak ve diğer alternatifleri değerlendirmek çok önemli.

Umut kaybetmeme ve bir yolunu bulma kısmına da sonuna kadar katılıyorum. Bazen hiç ummadığımız yerlerden çözümler çıkabiliyor, yeter ki araştıralım ve vazgeçmeyelim. Paylaştığın değerli görüşler ve tecrübeler birçok kişiye ışık tutacaktır, teşekkürler.
 
Durumu ne kadar da güzel özetlemişsin, o tecil süreçlerinin sancılı ve stresli hallerini çok iyi anlatmışsın. Gerçekten de insanı yoran, adeta bir labirentin içinde hissettiren bir konu. Özellikle de o ek teminat talebi... Zaten zordaki insandan bir de ek güvence istemek, hakikaten çaresizliği ikiye katlıyor. Arkadaşının babasının yaşadığı gibi örnekleri maalesef çok sık duyuyoruz, insanın elini kolunu bağlıyor resmen.

Dediğin gibi, bir yandan devletin de kendini güvenceye alması anlaşılır gibi gelse de, bu işin bir de insani boyutu var. Zaten zor durumda olanın sırtına daha fazla yük bindirmemek lazım, bu dengenin iyi kurulması gerekiyor. Ama senin de çok doğru bir şekilde altını çizdiğin gibi, umudu kaybetmemek ve farklı çözüm yollarını, alternatifleri iyi araştırmak en önemlisi.

Her zorluğun içinde bir çıkış yolu mutlaka vardır, yeter ki pes etmeyelim. Tecil de bazen bir nefes alma molası olabilir, önemli olan o borcun takibini iyi yapmak ve mümkün olan en kısa sürede toparlanmaya bakmak. Tecrübelerini ve düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkürler.
 
Ağzına sağlık, çok doğru noktalara değinmişsin. Gerçekten de borç tecil süreci, hele bir de üzerine ek teminat istenmesi, insanı canından bezdiren bir durum. Zaten zor durumda olan birine, "Borcunu ötele ama önce bana güvence ver" demek, bazen haksızlık gibi geliyor. Senin anlattığın o esnaf arkadaşın babasının durumu içimi burktu, ne yazık ki benzer hikayeler çok etrafımızda.

Dediğin gibi, tecil seçeneğine başvurmadan önce tüm alternatifleri değerlendirmek, bankalarla görüşmek veya farklı yapılandırma yollarını araştırmak çok önemli. Bazen bürokrasinin içinde kaybolmak yerine, farklı bir kapı çalmak daha pratik çözümler sunabiliyor. Önemli olan pes etmemek ve doğru bilgilere ulaşmak için çabalamak.

Umarım bu süreçleri yaşayan herkes, senin de belirttiğin gibi, umudunu kaybetmeden bir çıkış yolu bulur. Hayat inişli çıkışlı ama her zorluğun bir çözümü mutlaka vardır. Paylaşımın için tekrar teşekkürler, gerçekten yol gösterici oldu.
 
Gerçekten de can alıcı bir konuya parmak basmışsın. O ek teminat meselesi, borcunu ötelemek isteyen çoğu kişinin en büyük derdi oluyor. Zaten borcun altından kalkamayan birine bir de 'ekstra güvence getir' demek, tam bir kısır döngü yaratabiliyor maalesef. Devletin kendi alacağını koruma refleksi anlaşılır olsa da, bu durum bazen kişileri daha da çıkmaza sokabiliyor.

Senin de çok güzel belirttiğin gibi, tecil yoluna gitmeden önce tüm alternatifleri masaya yatırmak, bankalarla görüşmek veya farklı yapılandırma yollarını denemek gerçekten çok önemli. Bazen o anki çaresizlikle en kolayı gibi görünen tecil, ileride daha büyük yükler getirebiliyor. Umarım bu tür zorluklar yaşayan herkes, en doğru ve sağlıklı çözümü bir an önce bulabilir.
 
Durumu ve yaşanılanları ne kadar güzel özetlemişsin, ağzına sağlık. Tecil süreçlerinin gerçekten de tam bir labirent gibi hissettirdiğini, özellikle de o ek teminat talebiyle daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını çok iyi biliyorum. Zaten borç yükü altında ezilirken bir de yeni güvenceler sunma zorunluluğu, insanın umudunu kırabiliyor maalesef.

Senin de belirttiğin gibi, bu durum birçok küçük esnafın ve zor durumdaki kişinin belini büküyor. Devletin kendi alacağını garanti altına alma çabası anlaşılır olsa da, bu kadar zor durumda olan insanlara daha esnek ve insani çözümler sunulması gerektiği açık. Umarım, senin de dediğin gibi, tecil seçeneklerini iyi araştırıp en az yıpratıcı yolu bulmak mümkün olur. Ve evet, umudu kaybetmemek en önemlisi.
 
Gerçekten çok güzel özetlemişsin durumu ve ek teminatlar konusundaki isyanına sonuna kadar katılıyorum. İnsanın zaten zor gününde kapısını çaldığı devlette bir de bu tür ek yükümlülüklerle karşılaşması gerçekten can sıkıcı oluyor. Sanki düştüğün yerden kalkmaya çalışırken bir de koluna girip iyice aşağı çekiyorlar gibi. O dediğin esnaf amca örneği de içimi burktu, benzer hikayeleri çok duyduk maalesef.

Senin de belirttiğin gibi, en iyi yol tecil kapısına dayanmadan önce tüm alternatifleri zorlamak. Bankalarla, eşle dostla konuşmak, belki farklı finansman yöntemlerini araştırmak en doğrusu. Ama iş oraya geldiyse, o "açık kapı" arayışına da devam etmek şart. Bazen gerçekten ufak bir detay ya da farklı bir dilekçe bile sonucu değiştirebiliyor.

Umutsuzluğa kapılmamak lazım dediğin gibi. Bu inişli çıkışlı hayatta önemli olan düşsen de kalkmayı bilmek. Tecil süreci yorucu olabilir ama doğru adımlarla bir nefes alma fırsatı yaratabilir. Umarım her şey yoluna girer.
 
Bu tecil süreçleri gerçekten insanın enerjisini alıp götürüyor, çok doğru noktalara değinmişsin. Özellikle ek teminat konusu, zaten zor durumda olan birinin önüne konan en büyük engellerden biri. O tanıdıkların ve arkadaşının babasının yaşadıklarını duyunca insan daha da iyi anlıyor bu durumun ne kadar yıpratıcı olduğunu. Devletin kendi güvencesini düşünmesi bir yana, bu tür durumlarda gerçekten daha insaflı ve esnek yaklaşımlara ihtiyaç var.

Senin de dediğin gibi, tecil başvurusu yapmadan önce bankalarla görüşmek, farklı yapılandırma seçeneklerini araştırmak çoğu zaman daha faydalı olabiliyor. Umudunu kaybetmemek ve çözüm yollarını ısrarla aramak en doğrusu. Sonraki süreçte de tecil edilmiş borcun takibini elden bırakmamak, daha büyük sorunların önüne geçmek adına çok yerinde bir uyarı. Değerli paylaşımların ve yol gösterici tecrübelerin için teşekkürler.
 
Abi, ağzına sağlık, tam da bu süreci yaşamış ya da çevresinde şahit olmuş herkesin içinden geçenleri dökmüşsün resmen. O ek teminat meselesi gerçekten can yakıcı bir nokta. Zaten zordaki birinden daha fazla güvence istemek, bazen çaresizliği daha da derinleştiriyor. Senin de bahsettiğin gibi, o durumda "bir de bu çıktı başımıza" hissi insanı yıpratıyor.

Dediğin gibi, devletin de kendini sağlama alma ihtiyacı var ama bu dengeyi bulmak gerçekten zor. Senin bahsettiğin "tecili en son çare olarak görmek" ve "tüm seçenekleri değerlendirmek" yaklaşımı çok değerli. Çünkü maalesef çoğu zaman insanlar o anki çaresizlikleriyle en kolay yolu seçmeye çalışırken, uzun vadede daha büyük bir yükün altına girebiliyorlar.

Umutsuzluğa kapılmamak ve sonunda bir çıkış yolu bulmak için çabalamak, sanırım bu tür durumlarda en önemli motivasyon. Ve evet, tecil edilen borcun aslında sadece ertelendiğini, unutulmaması gerektiğini hatırlatman da çok yerinde bir uyarı. Tecrübelerini ve bu konudaki hislerini paylaştığın için teşekkürler, bu konuda bilgi arayanlara ışık tutacaktır.
 
Yazdıklarınızın her kelimesine katılıyorum, bu tecil süreci gerçekten de büyük bir labirent gibi. Özellikle ek teminat meselesi, borcunu ödemekte zorlanan insanı daha da çıkmaza sokuyor, sanki "Zaten zordayım, bir de benden bunu mu istiyorsunuz?" der gibi hissettiriyor. Arkadaşınızın babasının durumu da çok üzücüymüş, ne yazık ki bu tür hikayeleri çok duyuyoruz.

Sizin de belirttiğiniz gibi, devletin kendini sağlama alma çabası bir yana, bu süreçte insani tarafı da göz ardı etmemek lazım. "Ne yapılabilir?" sorusuna verdiğiniz yanıt da çok yerinde; tecil son çare olmalı ve öncesinde tüm alternatifleri zorlamak şart. Umudunu kaybetmeme ve her zaman bir çözüm arama ruhu da bu zorlu yolda en büyük destekçimiz.

Son uyarınız da çok değerli, tecil sadece bir erteleme, asıl borç yükü duruyor. O yüzden o süreyi iyi değerlendirip bir an önce durumu toparlamak önemli. Güzel bir konuya parmak basmışsınız, elinize sağlık.
 
Ah, o borç tecili süreci... Yazdıklarını okurken ben de içimden 'aynen öyle!' dedim. Gerçekten de insanı canından bezdiren, labirent gibi bir durum. Özellikle de zaten sıkıntıdayken bir de ek teminat talepleriyle karşılaşmak, tuz biber ekiyor resmen. Arkadaşının babasının yaşadığı durum gibi örnekler, bu sistemin ne kadar yıpratıcı olabildiğini gösteriyor maalesef.

Devletin kendini sağlama alma çabasını anlıyoruz bir yerden, ama dediğin gibi, insaf boyutunu da göz ardı etmemek lazım. Senin de belirttiğin gibi, bu tip durumlarda tecil ilk seçenek değil de son çare olmalı. Öncesinde farklı yolları zorlamak, alternatifleri değerlendirmek çok önemli. En önemlisi de umudu kaybetmemek ve her şeyin bir çözümü olduğunu bilmek sanırım.

Dediğin gibi, hayat inişli çıkışlı; ama önemli olan her düşüşten sonra bir şekilde ayağa kalkmayı başarabilmek. Tecil sürecine giren herkesin, senin de vurguladığın gibi, bu süreçten en az zararla ve en güçlü şekilde çıkmasını dilerim. Çok güzel noktalara değinmişsin, teşekkürler paylaştığın bu değerli bakış açısı için.
 
Çok güzel özetlemişsin bu süreci, ağzına sağlık. Gerçekten de borç tecil meselesi insanı stresten strese sokan, içinden çıkılmaz gibi görünen bir durum olabiliyor. Özellikle de zaten zor durumdayken bir de ek teminatların istenmesi, "Daha neyimi alacaklar?" dedirtiyor insana. O esnaf babanın durumu ne acıdır, maalesef birçok kişi benzer sıkıntılar yaşıyor.

Dediğin gibi, devlet bir yandan kendini güvenceye almak istiyor ama diğer yandan da zaten zorda olan birine daha fazla yük bindirmek hiç de adil gelmiyor insana. Bu yüzden de senin de vurguladığın gibi, tecili son çare olarak görmek, öncesinde tüm alternatifleri titizlikle değerlendirmek çok kritik. Belki yapılandırma, belki farklı bir kredi imkanı... Tüm kapıları çalmak lazım.

En önemlisi de umudu kaybetmemek. Evet, hayat inişli çıkışlı ama her zaman bir çözüm yolu, bir nefes alma aralığı bulunabilir. Tecil edilen borcun da asla unutulmaması gerektiği uyarın çok yerinde, sonrasında daha büyük sorunlara yol açmamak için takibini iyi yapmak şart. Katkıların ve yaşanmışlıkların için teşekkürler.
 
Geri