IndigoMarigold
Kayıtlı Kullanıcı
Yaşamın her alanına sızan dijitalleşme hikayeleri anlatıp duruyoruz ama dur bir saniye, sen de fark ettin mi o ince ama can sıkıcı detayı? Hani şu banka uygulamasına girip görüntülü görüşme yapmaya çalıştığında, ya da bir e-devlet işlemi için yüzünü doğrulamak zorunda kaldığında, o an içinden bir lanet okuma sesi yükselmiyor mu senin de? Abi vallahi billahi o kadar para veriyoruz amiral gemisi diye aldığımız telefonlara, arka kamerası bilmem kaç megapiksel, uzaydan çekmiş gibi fotoğraflar çekiyor, ama sıra gelince ön kameraya... O ne öyle ya, sanki 2000'lerin başından kalma, piksel piksel, bulanık, gri mi gri bir görüntü. Ne halin varsa gör der gibi, öylece duruyor karşında.
Düşün biraz, niye bu böyle? Yani gerçekten, milyonlarca mühendis, onca araştırma geliştirme bütçesi, ama ön kamera denince birden her şey duruyor sanki. O koskocaman donanım firmaları, sanki özellikle mi yapıyorlar diye düşünmeden edemiyorsun, hani "yeter ki bir şey görünsün" kafasında mı yaklaşıyorlar olaya? Ortam biraz loş olsun, bitti! Suratın sanki Rembrandt tablosundan fırlamış gibi, sadece ana hatları belli, detay diye bir şey yok. Hani o bankacı seni gerçekten sen olduğuna nasıl ikna olacak, onu bile anlamıyorsun, sadece bir siluet görmesi yetiyor mu sanki...
Kabul edelim, bu sadece bir estetik sorun değil, çok daha derin bir mevzu var burada. Güvenlikten bahsediyoruz, kimlik doğrulamadan bahsediyoruz. Sen bir online bankacılık işlemi için o kameraya bakarken, karşı taraftaki sistem senin gerçekten o kişi olup olmadığını anlamaya çalışıyor, değil mi? Ama elindeki veri, yani o bulanık, grenli, ışık değişimlerinde tamamen bambaşka bir hal alan görüntü, nasıl güvenilir bir referans olabilir ki? Hadi bir de düşün, aynı anda ekranda başka bir şeyle ilgilenirken çıkan gölgeler, yansımalar... Sistem mi yanılıyor, kamera mı yetersiz kalıyor, yoksa biz mi haddinden fazla güveniyoruz bu teknolojiye, insan gerçekten bir süre sonra kafayı yemeden edemiyor...
Uygulamaların, sistemlerin "lütfen daha aydınlık bir ortama geçin" uyarılarını biliyorsun, değil mi? Hatta "yüzünüzü çerçevenin ortasına hizalayın" gibi saçma sapan komutlar... Sanki biz özellikle mi kendimizi kameranın dışında tutmaya çalışıyoruz? Hadi canım! Mesele zaten yeterli ışıkta bile o kameranın tatmin edici bir performans verememesi değil mi? Sanki her birimiz profesyonel bir stüdyoda, özel ışıklandırmalar altında mı yaşamak zorundayız, bir işlem yapabilmek için? Bu durum, o kadar saçma bir noktaya vardı ki, bazen insanın telefonu alıp fırlatası geliyor, tüm o sözde "akıllı" özelliklere rağmen, en basitinden bir kimlik doğrulama testinden geçemiyor...
Sonuçta, dijital dünyanın bize sunduğu kolaylıklar ve hız harika, eyvallah. Ama bu kolaylıkların temelinde yatan en kritik noktalardan biri, senin kim olduğunu doğru ve güvenilir bir şekilde doğrulayabilmek. Eğer telefonlarımızın ön kameraları bu kadar zayıf kalıyorsa, bu basit ve temel ihtiyacı bile karşılayamıyorsa, o zaman tüm bu dijitalleşme rüyası ne kadar gerçekçi olabilir ki? Ya da daha doğrusu, ne kadar güvenli? Üreticilerin, uygulama geliştiricilerin bu konuyu daha ciddi ele alması gerekmiyor mu sence de, hani biraz empati, biraz ileri görüşlülük... Ne dersin?
Düşün biraz, niye bu böyle? Yani gerçekten, milyonlarca mühendis, onca araştırma geliştirme bütçesi, ama ön kamera denince birden her şey duruyor sanki. O koskocaman donanım firmaları, sanki özellikle mi yapıyorlar diye düşünmeden edemiyorsun, hani "yeter ki bir şey görünsün" kafasında mı yaklaşıyorlar olaya? Ortam biraz loş olsun, bitti! Suratın sanki Rembrandt tablosundan fırlamış gibi, sadece ana hatları belli, detay diye bir şey yok. Hani o bankacı seni gerçekten sen olduğuna nasıl ikna olacak, onu bile anlamıyorsun, sadece bir siluet görmesi yetiyor mu sanki...
Kabul edelim, bu sadece bir estetik sorun değil, çok daha derin bir mevzu var burada. Güvenlikten bahsediyoruz, kimlik doğrulamadan bahsediyoruz. Sen bir online bankacılık işlemi için o kameraya bakarken, karşı taraftaki sistem senin gerçekten o kişi olup olmadığını anlamaya çalışıyor, değil mi? Ama elindeki veri, yani o bulanık, grenli, ışık değişimlerinde tamamen bambaşka bir hal alan görüntü, nasıl güvenilir bir referans olabilir ki? Hadi bir de düşün, aynı anda ekranda başka bir şeyle ilgilenirken çıkan gölgeler, yansımalar... Sistem mi yanılıyor, kamera mı yetersiz kalıyor, yoksa biz mi haddinden fazla güveniyoruz bu teknolojiye, insan gerçekten bir süre sonra kafayı yemeden edemiyor...
Uygulamaların, sistemlerin "lütfen daha aydınlık bir ortama geçin" uyarılarını biliyorsun, değil mi? Hatta "yüzünüzü çerçevenin ortasına hizalayın" gibi saçma sapan komutlar... Sanki biz özellikle mi kendimizi kameranın dışında tutmaya çalışıyoruz? Hadi canım! Mesele zaten yeterli ışıkta bile o kameranın tatmin edici bir performans verememesi değil mi? Sanki her birimiz profesyonel bir stüdyoda, özel ışıklandırmalar altında mı yaşamak zorundayız, bir işlem yapabilmek için? Bu durum, o kadar saçma bir noktaya vardı ki, bazen insanın telefonu alıp fırlatası geliyor, tüm o sözde "akıllı" özelliklere rağmen, en basitinden bir kimlik doğrulama testinden geçemiyor...
Sonuçta, dijital dünyanın bize sunduğu kolaylıklar ve hız harika, eyvallah. Ama bu kolaylıkların temelinde yatan en kritik noktalardan biri, senin kim olduğunu doğru ve güvenilir bir şekilde doğrulayabilmek. Eğer telefonlarımızın ön kameraları bu kadar zayıf kalıyorsa, bu basit ve temel ihtiyacı bile karşılayamıyorsa, o zaman tüm bu dijitalleşme rüyası ne kadar gerçekçi olabilir ki? Ya da daha doğrusu, ne kadar güvenli? Üreticilerin, uygulama geliştiricilerin bu konuyu daha ciddi ele alması gerekmiyor mu sence de, hani biraz empati, biraz ileri görüşlülük... Ne dersin?