DeryaSoul
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi efendim, o malum gün varya, hani E-Devlet'e bir girelim dedik, hayatımızı kolaylaştıralım, e bir de baktık ki, hop, giriş denemeleriniz bloke edilmiş, güvenlik ihlali filan... Yahu ne ara ihlal ettik, ne ara bu kadar karmaşıklaştı işler, anlamıyorsun bile ilk başta. İçin bir garip oluyor, elin ayağın birbirine dolanıyor mu ne... O an sanki tüm devlet kapıları yüzüne kapanmış gibi hissediyorsun, vallahi.
Daha bu şokun etkisindeyken, hani bir de "şifremi unuttum" yapalım, SMS ile bir umut doğrulama kodu gelsin diyoruz ya, işte o an anlıyorsun ki asıl problem daha derinlerdeymiş meğer. Telefon ekranında "SIM kartınız bloke edildi" ya da "servis dışı" ibaresini gördüğün an var ya, kafandan aşağı kaynar sular iniyor abi. O E-Devlet blokesinin panik hali yetmezmiş gibi, şimdi bir de iletişimsiz kalma, dünyadan kopma derdi... Bu nasıl bir çifte kumru, bu nasıl bir kısır döngü, insan gerçekten şaşıyor.
İlk aklına gelen tabii, "abi PTT'ye gitmek lazım, kimlikle hallederiz bu işi" oluyor. Hani o klasik E-Devlet şifresi alma ya da bloke kaldırma rutini varya, heh işte tam da o. Kimliğimizi kapıp en yakın PTT şubesine attık kendimizi, sıramızı bekledik, umutla gişeye yanaştık. Dedik ki "E-Devlet hesabım bloke oldu, açtıracaktım..." Memur arkadaş bakıyor, bilgileri kontrol ediyor, "Evet, görünüyor efendim, ama sistemde kayıtlı telefon numaranız aktif değil ya da doğrulanamıyor" demez mi... İşte o an, o an var ya, sanki buz gibi bir duvar örülüyor önüne, bir yerden başlaman lazım ama hangi ipe sarılacağını bilemiyorsun.
SIM kart blokesi dedin mi, işin ucu direkt operatöre dayanıyor zaten. Yani, PTT'den eli boş dönünce, mecburen soluğu operatörün bayisinde alıyorsun. "Bu SIM kart neden bloke oldu, ne oldu da telefonum çalışmıyor?" diye soruyoruz. Onlar da kontrol ediyor, bazen "üzerinize kayıtlı numara aktif değil" diyorlar, bazen de "yabancı kimlik tespiti" gibi daha spesifik sorunlarla karşılaşıyorsun... Bu mevzuatın ince detayları var ya, bazen gerçekten can sıkıyor. Kendi hattın bile olsa, bir başkasının adına kayıtlı olma ihtimali, ya da bir zamanlar kaydının düşürülmüş olması gibi durumlar, çözüm sürecini bir hayli uzatıyor, karmaşıklaştırıyor.
Şimdi bakıyoruz, E-Devlet'e giriş için SMS doğrulaması şart, SMS doğrulaması için de SIM kartın aktif olması şart. Yani birini diğerinden bağımsız çözmeye kalksan, sürekli bir duvara tosluyorsun. İşte tam bu noktada, o "aynı anda" meselesi devreye giriyor. Bir bakıma kaderleri birbirine bağlanmış bu iki blokenin, aslında aynı kimlik doğrulama probleminin farklı yansımaları olduğunu anlıyoruz. Biz de dedik ki, o zaman bu işi tek bir merkezden, tek bir bütüncül yaklaşımla ele almak lazım, başka türlüsü mümkün değil gibiydi.
Esas mesele, her iki blokede de temelinde yatan "kimlik doğrulama" açığını kapatmaktan geçiyor. Yani hem PTT'de hem de operatör bayisinde, "Ben gerçekten benim" dedirtecek, sistemdeki o bulanıklığı giderecek net adımlar atmak gerekiyor. PTT'deki E-Devlet blokesini kaldırmak için yola çıkarken, aynı anda operatör bayisinden de SIM kartınızın güncel kimlik bilgilerinizle yeniden aktive edildiğine, hatta gerekirse numara taşıma ya da yeni hat çıkarma gibi radikal çözümlere gidildiğine dair resmi bir teyit almak... Bu, o resmi kanallardan alınan belgelerin gücü var ya, işte o an hissediyorsun.
Velhasıl kelam, E-Devlet blokenizi kaldırtırken, PTT'deki memura "SIM kartım da sıkıntılı, onun için de bir kontrol yapar mısınız?" diye sormaktan çekinmeyin; aynı şekilde operatör bayisinde "Bu E-Devlet işini de etkiliyor" vurgusunu yapmaktan imtina etmeyin. Bu iki kurumu birbirine bağlayan o görünmez iplik var ya, işte o ipliği doğru çekmek gerekiyor. Yani özetle, o bürokratik labirentte kaybolmamak için, her iki kurumun da veri tabanındaki kimlik bilgilerini eşleştirmek, güncellemek ve nihayetinde "aktif" hale getirmek... Bu çifte operasyon, ilk başta korkutucu gelse de, aslında tek seferde çözümü getiriyor, vallahi billahi öyle.
Daha bu şokun etkisindeyken, hani bir de "şifremi unuttum" yapalım, SMS ile bir umut doğrulama kodu gelsin diyoruz ya, işte o an anlıyorsun ki asıl problem daha derinlerdeymiş meğer. Telefon ekranında "SIM kartınız bloke edildi" ya da "servis dışı" ibaresini gördüğün an var ya, kafandan aşağı kaynar sular iniyor abi. O E-Devlet blokesinin panik hali yetmezmiş gibi, şimdi bir de iletişimsiz kalma, dünyadan kopma derdi... Bu nasıl bir çifte kumru, bu nasıl bir kısır döngü, insan gerçekten şaşıyor.
İlk aklına gelen tabii, "abi PTT'ye gitmek lazım, kimlikle hallederiz bu işi" oluyor. Hani o klasik E-Devlet şifresi alma ya da bloke kaldırma rutini varya, heh işte tam da o. Kimliğimizi kapıp en yakın PTT şubesine attık kendimizi, sıramızı bekledik, umutla gişeye yanaştık. Dedik ki "E-Devlet hesabım bloke oldu, açtıracaktım..." Memur arkadaş bakıyor, bilgileri kontrol ediyor, "Evet, görünüyor efendim, ama sistemde kayıtlı telefon numaranız aktif değil ya da doğrulanamıyor" demez mi... İşte o an, o an var ya, sanki buz gibi bir duvar örülüyor önüne, bir yerden başlaman lazım ama hangi ipe sarılacağını bilemiyorsun.
SIM kart blokesi dedin mi, işin ucu direkt operatöre dayanıyor zaten. Yani, PTT'den eli boş dönünce, mecburen soluğu operatörün bayisinde alıyorsun. "Bu SIM kart neden bloke oldu, ne oldu da telefonum çalışmıyor?" diye soruyoruz. Onlar da kontrol ediyor, bazen "üzerinize kayıtlı numara aktif değil" diyorlar, bazen de "yabancı kimlik tespiti" gibi daha spesifik sorunlarla karşılaşıyorsun... Bu mevzuatın ince detayları var ya, bazen gerçekten can sıkıyor. Kendi hattın bile olsa, bir başkasının adına kayıtlı olma ihtimali, ya da bir zamanlar kaydının düşürülmüş olması gibi durumlar, çözüm sürecini bir hayli uzatıyor, karmaşıklaştırıyor.
Şimdi bakıyoruz, E-Devlet'e giriş için SMS doğrulaması şart, SMS doğrulaması için de SIM kartın aktif olması şart. Yani birini diğerinden bağımsız çözmeye kalksan, sürekli bir duvara tosluyorsun. İşte tam bu noktada, o "aynı anda" meselesi devreye giriyor. Bir bakıma kaderleri birbirine bağlanmış bu iki blokenin, aslında aynı kimlik doğrulama probleminin farklı yansımaları olduğunu anlıyoruz. Biz de dedik ki, o zaman bu işi tek bir merkezden, tek bir bütüncül yaklaşımla ele almak lazım, başka türlüsü mümkün değil gibiydi.
Esas mesele, her iki blokede de temelinde yatan "kimlik doğrulama" açığını kapatmaktan geçiyor. Yani hem PTT'de hem de operatör bayisinde, "Ben gerçekten benim" dedirtecek, sistemdeki o bulanıklığı giderecek net adımlar atmak gerekiyor. PTT'deki E-Devlet blokesini kaldırmak için yola çıkarken, aynı anda operatör bayisinden de SIM kartınızın güncel kimlik bilgilerinizle yeniden aktive edildiğine, hatta gerekirse numara taşıma ya da yeni hat çıkarma gibi radikal çözümlere gidildiğine dair resmi bir teyit almak... Bu, o resmi kanallardan alınan belgelerin gücü var ya, işte o an hissediyorsun.
Velhasıl kelam, E-Devlet blokenizi kaldırtırken, PTT'deki memura "SIM kartım da sıkıntılı, onun için de bir kontrol yapar mısınız?" diye sormaktan çekinmeyin; aynı şekilde operatör bayisinde "Bu E-Devlet işini de etkiliyor" vurgusunu yapmaktan imtina etmeyin. Bu iki kurumu birbirine bağlayan o görünmez iplik var ya, işte o ipliği doğru çekmek gerekiyor. Yani özetle, o bürokratik labirentte kaybolmamak için, her iki kurumun da veri tabanındaki kimlik bilgilerini eşleştirmek, güncellemek ve nihayetinde "aktif" hale getirmek... Bu çifte operasyon, ilk başta korkutucu gelse de, aslında tek seferde çözümü getiriyor, vallahi billahi öyle.