CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi şu güvenlik soruları var ya, ne belalı bir şeydir abi... İnsanın aklına gelmez çoğu zaman ne yazdığı. Yani, başta "çok basit, hatırlarım" diye giriyorsun işe, sonra üç sene geçiyor, "annemin kızlık soyadı neydi benim, annemin mi, babaannemin mi?" diye kalıyorsun öylece. Vallahi, kaç kişiyle konuştum bu yüzden çıldıran, sayısını unuttum ben artık.
Hesap bloke oldu mu, işte orada bir soğuk ter basar insanı. O an dünyayla bağlantın kopmuş gibi hissedersin, haklısın. En basitinden e-posta hesabın kilitlenince, sanki elinden bütün anahtarlar alınmış gibi... Oysa aslında sadece birkaç tuşa yanlış basmışsın ya da sistem bir yerden şüphelenmiş, hepsi bu.
Ama bak, bu güvenlik sorularını boş yere koymadılar. Adamlar senin hesabını korumak için yapıyor bunu, biliyorsun. O yüzden rastgele, kolay tahmin edilebilir şeyler yazmak var ya, o en büyük hata. Düşünsene, köpeğinin adı, doğum tarihin... Bunları internette bulmak ne kadar zor olabilir ki? Hiçbir şey değil.
Ya en güzeli ne biliyor musun? Bu sorulara biraz yaratıcı, hatta biraz "uçuk" cevaplar vermek. Ama tabii, o "uçuk" cevabı sadece sen bileceksin, bir yerlere not edeceksin. Yani, annenin kızlık soyadı yerine "sevdiğin ilk film karakteri" gibisinden sorulara, sadece senin aklına gelebilecek bir cevap uydurmak... Sonra da bir parola yöneticisine filan kaydetmek, ki aklın şaşmasın.
Bak, hesabı bloke edip de kimlik doğrulamaya gelince iş, işte orada sabır sınavı başlıyor. Biliyorum, o an insan kendini sorguya çekiliyor gibi hisseder, "benim kim olduğumu bilmiyor musunuz?" dersin içinden. Ama sen de kabul et ki, internet denen yerde kimin kim olduğunu anlamak zor iş.
Çoğu zaman o sisteme yanlış bilgi girmemizden kaynaklanır her şey. Telefon numaranı değiştirdin, e-posta adresin eski, artık kullanmıyorsun... Sonra hesap bloke olunca, sana ulaşmaya çalıştıklarında "abi sen kimsin?" diye kalıyorlar. E, sen de kalıyorsun öylece... Güncel tutacaksın iletişim bilgilerini, başka çaresi yok bunun.
İki faktörlü kimlik doğrulama var bir de, o bambaşka bir dünya. Sanki kapıya ikinci bir kilit takmak gibi. Şifreni bilsen bile, telefonuna gelen kodu girmeden içeri giremiyorsun. İşte bu, hele de hassas hesaplar için, banka hesapları, sosyal medya... Vazgeçilmez bir güvenlik katmanı, yemin ediyorum.
Ha, bazen de can sıkıcı oluyor tabii, her seferinde telefon beklemek filan... Ama düşün bir kere, hesabın çalınmasından daha mı can sıkıcı? Değil, değil mi? Biraz yavaşlatır süreci belki ama içindeki huzur paha biçilemez oluyor.
Yani sonuçta, bu güvenlik mevzuları biraz tembelliğimize geliyor bazen. "Aman boşver, bir şey olmaz" deriz, sonra o "bir şey" olunca başlarız tüh tüh demeye. O yüzden arada bir oturup kendi kendine, "benim bu hesaplarım güvende mi, cevaplarım hala aklımda mı, güncel mi her şey?" diye sorman lazım. Sor ki, sonra ağlamayasın boşuna...
Hesap bloke oldu mu, işte orada bir soğuk ter basar insanı. O an dünyayla bağlantın kopmuş gibi hissedersin, haklısın. En basitinden e-posta hesabın kilitlenince, sanki elinden bütün anahtarlar alınmış gibi... Oysa aslında sadece birkaç tuşa yanlış basmışsın ya da sistem bir yerden şüphelenmiş, hepsi bu.
Ama bak, bu güvenlik sorularını boş yere koymadılar. Adamlar senin hesabını korumak için yapıyor bunu, biliyorsun. O yüzden rastgele, kolay tahmin edilebilir şeyler yazmak var ya, o en büyük hata. Düşünsene, köpeğinin adı, doğum tarihin... Bunları internette bulmak ne kadar zor olabilir ki? Hiçbir şey değil.
Ya en güzeli ne biliyor musun? Bu sorulara biraz yaratıcı, hatta biraz "uçuk" cevaplar vermek. Ama tabii, o "uçuk" cevabı sadece sen bileceksin, bir yerlere not edeceksin. Yani, annenin kızlık soyadı yerine "sevdiğin ilk film karakteri" gibisinden sorulara, sadece senin aklına gelebilecek bir cevap uydurmak... Sonra da bir parola yöneticisine filan kaydetmek, ki aklın şaşmasın.
Bak, hesabı bloke edip de kimlik doğrulamaya gelince iş, işte orada sabır sınavı başlıyor. Biliyorum, o an insan kendini sorguya çekiliyor gibi hisseder, "benim kim olduğumu bilmiyor musunuz?" dersin içinden. Ama sen de kabul et ki, internet denen yerde kimin kim olduğunu anlamak zor iş.
Çoğu zaman o sisteme yanlış bilgi girmemizden kaynaklanır her şey. Telefon numaranı değiştirdin, e-posta adresin eski, artık kullanmıyorsun... Sonra hesap bloke olunca, sana ulaşmaya çalıştıklarında "abi sen kimsin?" diye kalıyorlar. E, sen de kalıyorsun öylece... Güncel tutacaksın iletişim bilgilerini, başka çaresi yok bunun.
İki faktörlü kimlik doğrulama var bir de, o bambaşka bir dünya. Sanki kapıya ikinci bir kilit takmak gibi. Şifreni bilsen bile, telefonuna gelen kodu girmeden içeri giremiyorsun. İşte bu, hele de hassas hesaplar için, banka hesapları, sosyal medya... Vazgeçilmez bir güvenlik katmanı, yemin ediyorum.
Ha, bazen de can sıkıcı oluyor tabii, her seferinde telefon beklemek filan... Ama düşün bir kere, hesabın çalınmasından daha mı can sıkıcı? Değil, değil mi? Biraz yavaşlatır süreci belki ama içindeki huzur paha biçilemez oluyor.
Yani sonuçta, bu güvenlik mevzuları biraz tembelliğimize geliyor bazen. "Aman boşver, bir şey olmaz" deriz, sonra o "bir şey" olunca başlarız tüh tüh demeye. O yüzden arada bir oturup kendi kendine, "benim bu hesaplarım güvende mi, cevaplarım hala aklımda mı, güncel mi her şey?" diye sorman lazım. Sor ki, sonra ağlamayasın boşuna...