IndigoCadence
Kayıtlı Kullanıcı
Cep telefonun elinden kayıp düşer, ekran çatlamaz belki ama ne bileyim, bir bildirim gelir ya da şifremi unuttum tuşuna basmışsındır yanlışlıkla, sonra bir bakarsın mobil bankacılık uygulaman kitlenmiş. Hesap güvenlik kilidi devreye girmiş, o an anlarsın ki hayatın yavaşladı birden. Bazen de hiç bilmediğin bir işlem, bir güvenlik ihlali şüphesi düşer sisteme, hooop, geçmiş olsun.
Şimdi bu devirde, her şeyin cebimizde döndüğü, parmak iziyle, yüz tanımayla işlerin halledildiği bir zamanda, o kilidin karşısında kaskatı kesilip kalıvermek var ya... Vallahi sinir bozucu. Sanki teknolojinin geldiği noktaya bir hakaret gibi, hadi canım der gibi bir durum bu. Banka diyor ki "Güvenliğiniz için." Eyvallah da, o güvenlik niye bazen işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirir, onu pek anlayabilmiş değilim.
Bir düşünün, hava yağmurlu, iş yerinden izin almışsın ya da öğle tatilindesin, zaten kısıtlı bir zaman dilimi. Tam o an öğreniyorsun durumu. Mecburen kalkacaksın, giyineceksin, bir toplu taşıma macerası ya da trafikte araba kullanma derdi, sonra o malum şubenin yolunu tutacaksın. Gidiyorsun, kapıda bir sıra, içeride bir kalabalık, sanki başka işin yokmuş gibi bekleyeceksin abi ya.
Oysa mobil uygulamadan birkaç tuşla, belki görüntülü bir görüşmeyle, biyometrik kimlik doğrulamayla halledilebilecek bir mesele değil mi bu? Hani nerede o "her şeyi uzaktan hallediyoruz" söylemleri? Sanki sistem, o "güvenlik" adı altında, sizi bilerek mi yoruyor diye düşündürtüyor insana, resmen bir eziyet…
Hele bir de, şubenin mesai saatlerine denk gelememe durumu var. Belli bir saate kadar açıklar, sen işten çıkana kadar kapanmış oluyor. E ne olacak? O hesap öyle bloke mi kalacak sabaha kadar? Ya da hafta sonuna denk geldiysen, pazartesiye kadar bekleyeceksin. Kredi kartın desen belki bloke oldu, nakit desen çekemiyorsun, bildiğin eli kolu bağlanıyor insanın, koca bir hafta sonu mahvoluyor resmen.
Bankaların bu konuda biraz daha esnek olması gerekmez mi? Yani evet, güvenlik önemli, siber saldırılar, dolandırıcılık girişimleri aldı başını gidiyor, amenna. Ama her güvenlik kilidini kaldırmak için neden fiziksel bir şubeye mecbur kalalım ki? Gelişen teknoloji sadece para transferi yapmak, fatura ödemek için mi var? Kimlik doğrulama süreçleri bunca ilerlemişken, görüntülü görüşmeyle ehliyet, kimlik kartı göstererek işlem yapma imkanları varken…
Gerçekten can sıkıcı, düşünsene, oturduğun yerden dakikalar içinde çözülebilecek bir sorun, sana saatler kaybettiriyor. Belki önemli bir ödeme yapacaktın, belki acil bir ihtiyacın vardı. Planların altüst oluyor, başka bir bankadaki hesabına talim etmek zorunda kalıyorsun bazen...
Zaten bu şube zorunluluğu meselesi, özellikle yaşlılar için daha da zorlayıcı. Onların dijitalleşmeye adaptasyon süreçleri zaten kısıtlı, şimdi bir de hesapları kilitlenince kalkıp şube şube dolaşmak zorunda kalıyorlar. Hani, bankacılık hizmetleri herkese kolaylık sunacaktı? Bu durum tam tersi, bir engel teşkil ediyor.
Hani derler ya, "çözümün kendisi sorunun bir parçası olmuş." İşte tam da bu durum. Güvenlik kilidi iyi niyetli bir önlem olabilir ama kaldırma süreci, dijital çağın getirdiği kolaylıklarla hiç bağdaşmıyor. Sanki, "sen çok dijitalleştin, biraz da eskiye dön, ayakların yere değsin" der gibi. Ne bileyim, insan biraz daha pratik, biraz daha çözüm odaklı yaklaşımlar bekliyor bu konuda.
Şimdi bu devirde, her şeyin cebimizde döndüğü, parmak iziyle, yüz tanımayla işlerin halledildiği bir zamanda, o kilidin karşısında kaskatı kesilip kalıvermek var ya... Vallahi sinir bozucu. Sanki teknolojinin geldiği noktaya bir hakaret gibi, hadi canım der gibi bir durum bu. Banka diyor ki "Güvenliğiniz için." Eyvallah da, o güvenlik niye bazen işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirir, onu pek anlayabilmiş değilim.
Bir düşünün, hava yağmurlu, iş yerinden izin almışsın ya da öğle tatilindesin, zaten kısıtlı bir zaman dilimi. Tam o an öğreniyorsun durumu. Mecburen kalkacaksın, giyineceksin, bir toplu taşıma macerası ya da trafikte araba kullanma derdi, sonra o malum şubenin yolunu tutacaksın. Gidiyorsun, kapıda bir sıra, içeride bir kalabalık, sanki başka işin yokmuş gibi bekleyeceksin abi ya.
Oysa mobil uygulamadan birkaç tuşla, belki görüntülü bir görüşmeyle, biyometrik kimlik doğrulamayla halledilebilecek bir mesele değil mi bu? Hani nerede o "her şeyi uzaktan hallediyoruz" söylemleri? Sanki sistem, o "güvenlik" adı altında, sizi bilerek mi yoruyor diye düşündürtüyor insana, resmen bir eziyet…
Hele bir de, şubenin mesai saatlerine denk gelememe durumu var. Belli bir saate kadar açıklar, sen işten çıkana kadar kapanmış oluyor. E ne olacak? O hesap öyle bloke mi kalacak sabaha kadar? Ya da hafta sonuna denk geldiysen, pazartesiye kadar bekleyeceksin. Kredi kartın desen belki bloke oldu, nakit desen çekemiyorsun, bildiğin eli kolu bağlanıyor insanın, koca bir hafta sonu mahvoluyor resmen.
Bankaların bu konuda biraz daha esnek olması gerekmez mi? Yani evet, güvenlik önemli, siber saldırılar, dolandırıcılık girişimleri aldı başını gidiyor, amenna. Ama her güvenlik kilidini kaldırmak için neden fiziksel bir şubeye mecbur kalalım ki? Gelişen teknoloji sadece para transferi yapmak, fatura ödemek için mi var? Kimlik doğrulama süreçleri bunca ilerlemişken, görüntülü görüşmeyle ehliyet, kimlik kartı göstererek işlem yapma imkanları varken…
Gerçekten can sıkıcı, düşünsene, oturduğun yerden dakikalar içinde çözülebilecek bir sorun, sana saatler kaybettiriyor. Belki önemli bir ödeme yapacaktın, belki acil bir ihtiyacın vardı. Planların altüst oluyor, başka bir bankadaki hesabına talim etmek zorunda kalıyorsun bazen...
Zaten bu şube zorunluluğu meselesi, özellikle yaşlılar için daha da zorlayıcı. Onların dijitalleşmeye adaptasyon süreçleri zaten kısıtlı, şimdi bir de hesapları kilitlenince kalkıp şube şube dolaşmak zorunda kalıyorlar. Hani, bankacılık hizmetleri herkese kolaylık sunacaktı? Bu durum tam tersi, bir engel teşkil ediyor.
Hani derler ya, "çözümün kendisi sorunun bir parçası olmuş." İşte tam da bu durum. Güvenlik kilidi iyi niyetli bir önlem olabilir ama kaldırma süreci, dijital çağın getirdiği kolaylıklarla hiç bağdaşmıyor. Sanki, "sen çok dijitalleştin, biraz da eskiye dön, ayakların yere değsin" der gibi. Ne bileyim, insan biraz daha pratik, biraz daha çözüm odaklı yaklaşımlar bekliyor bu konuda.