IndigoDriftwood
Kayıtlı Kullanıcı
Telefonun ekranında o lanet olası "şebeke yok" ibaresini gördüğümde, ilk başta operatör hatası sandım, her zaman olan bir durumdur değil mi, ama sonra o bildirim düştü ekranıma; "cihazınız pasaport kaydı yapılmadığı için servis dışıdır." Hadi buyur buradan yak! Yaptık ya, hani girmiştik E-Devlet'e, ödemesini bile yapmıştık, neyin eksikliği bu şimdi, insan bir düşünmeden edemiyor.
Daha sonra anladım ki mevzu sadece pasaportu alıp E-Devlet'e girip birkaç tuşa basmakla bitmiyor, olayın arka planında o kadar ince detaylar var ki, insan "vay canına" demekten kendini alamıyor; pasaportun kime ait olduğuyla, o an E-Devlet'e giriş yapan kimliğin örtüşmesi şartmış, halbuki ben kendi hesabımdan kardeşimin pasaportunu giriyordum, ne kadar basit bir mantık hatası ama değil mi...
Bir de o herkesin kafasını karıştıran "üç yıllık süre" meselesi var ki sorma gitsin; pasaport sahibinin son üç yıl içinde başka bir cihaz kaydettirip kaydettirmediği, hatta benim o an E-Devlet'e girip kaydı yapan kişi olarak daha önce kendi adıma cihaz kaydettirip kaydettirmediğim bile kritik bir değişkenmiş meğer, bu kadar kural üst üste binince insan bazen neye dikkat edeceğini şaşırıyor, vallahi billahi.
Bazen de en basitinden kaynaklanıyor o meşum hata; pasaport numarası, giriş tarihi, ülkeye giriş-çıkış mühürlerinin tarihlerindeki en ufak bir karakter farkı bile sistem için felaket demek, küçük bir yazım hatası, bir rakam kayması, hepsi seni aynı döngünün içine hapsediyor; "bilgiler uyuşmuyor" uyarısıyla baş başa kalakalıyorsun, abi ya.
Ülkeye giriş yaptıktan sonraki o belirlenen yasal süreyi kaçırmak da ayrı bir baş ağrısı; uçağın indiği an ile E-Devlet'e giriş yaptığın an arasındaki o kritik boşluk bazen her şeyi alt üst edebiliyor, kimileri üç gün, kimileri yedi gün derken, o sürenin ne olduğunu tam olarak bilmeden hareket etmek, resmen kendi ayağına sıkmak demek oluyor.
Peki ya o "tek hat sahibi olma" kuralı? Yani, kaydettirdiğin cihazı kullanacak olan SIM kartın kime ait olduğuyla, o pasaportun sahibinin kimliği, hatta E-Devlet kaydını yapan kişinin kimliği arasında bir bağ kuruyor sistem, düşünsene, sen başkasına ait bir pasaportla kendi SIM kartın için cihaz kaydediyorsun... Bu kadar detaycılık da olmaz ki diyorum bazen.
İnsan böyle durumlarla karşılaşınca bürokrasinin o derin, karanlık kuyularında kaybolmuş gibi hissediyor kendini, bir çıkış yolu arıyorsun ama her yer kapalı; her şey sanki seni daha fazla yormak, daha fazla uğraştırmak için tasarlanmış gibi, sanki "hata yapsın da uğraşsın" diye bekliyorlar köşede...
Aslında tüm bu karmaşık kuralların ardında yatan o temel mantık oldukça akademik bir temele dayanıyor; kayıt dışı cihaz ticaretinin önüne geçmek, ülkeye giren telefonların denetimini sağlamak ve vergi kaçağını engellemek, evet, tüm bunlar anlaşılabilir hedefler, ancak bu hedeflere ulaşmak için kurgulanan sistemin kullanıcı dostu olmaktan ne denli uzak olduğu da apayrı bir tartışma konusu.
Velhasıl kelam, o IMEI blokesi geldiğinde anladım ki mesele sadece "yapmış olmak" değilmiş; "doğru ve eksiksiz yapmış olmak" çok daha kritik bir detaymış, her bir virgülün, her bir harfin, her bir tarihin önemi o kadar büyük ki, bir daha asla bu kadar basit hatalara düşmeyeceğim, bir daha o "şebeke yok" ibaresiyle karşılaşmamak için her adımı on kere kontrol edeceğim, bu sefer cidden öyle yapacağım.
Daha sonra anladım ki mevzu sadece pasaportu alıp E-Devlet'e girip birkaç tuşa basmakla bitmiyor, olayın arka planında o kadar ince detaylar var ki, insan "vay canına" demekten kendini alamıyor; pasaportun kime ait olduğuyla, o an E-Devlet'e giriş yapan kimliğin örtüşmesi şartmış, halbuki ben kendi hesabımdan kardeşimin pasaportunu giriyordum, ne kadar basit bir mantık hatası ama değil mi...
Bir de o herkesin kafasını karıştıran "üç yıllık süre" meselesi var ki sorma gitsin; pasaport sahibinin son üç yıl içinde başka bir cihaz kaydettirip kaydettirmediği, hatta benim o an E-Devlet'e girip kaydı yapan kişi olarak daha önce kendi adıma cihaz kaydettirip kaydettirmediğim bile kritik bir değişkenmiş meğer, bu kadar kural üst üste binince insan bazen neye dikkat edeceğini şaşırıyor, vallahi billahi.
Bazen de en basitinden kaynaklanıyor o meşum hata; pasaport numarası, giriş tarihi, ülkeye giriş-çıkış mühürlerinin tarihlerindeki en ufak bir karakter farkı bile sistem için felaket demek, küçük bir yazım hatası, bir rakam kayması, hepsi seni aynı döngünün içine hapsediyor; "bilgiler uyuşmuyor" uyarısıyla baş başa kalakalıyorsun, abi ya.
Ülkeye giriş yaptıktan sonraki o belirlenen yasal süreyi kaçırmak da ayrı bir baş ağrısı; uçağın indiği an ile E-Devlet'e giriş yaptığın an arasındaki o kritik boşluk bazen her şeyi alt üst edebiliyor, kimileri üç gün, kimileri yedi gün derken, o sürenin ne olduğunu tam olarak bilmeden hareket etmek, resmen kendi ayağına sıkmak demek oluyor.
Peki ya o "tek hat sahibi olma" kuralı? Yani, kaydettirdiğin cihazı kullanacak olan SIM kartın kime ait olduğuyla, o pasaportun sahibinin kimliği, hatta E-Devlet kaydını yapan kişinin kimliği arasında bir bağ kuruyor sistem, düşünsene, sen başkasına ait bir pasaportla kendi SIM kartın için cihaz kaydediyorsun... Bu kadar detaycılık da olmaz ki diyorum bazen.
İnsan böyle durumlarla karşılaşınca bürokrasinin o derin, karanlık kuyularında kaybolmuş gibi hissediyor kendini, bir çıkış yolu arıyorsun ama her yer kapalı; her şey sanki seni daha fazla yormak, daha fazla uğraştırmak için tasarlanmış gibi, sanki "hata yapsın da uğraşsın" diye bekliyorlar köşede...
Aslında tüm bu karmaşık kuralların ardında yatan o temel mantık oldukça akademik bir temele dayanıyor; kayıt dışı cihaz ticaretinin önüne geçmek, ülkeye giren telefonların denetimini sağlamak ve vergi kaçağını engellemek, evet, tüm bunlar anlaşılabilir hedefler, ancak bu hedeflere ulaşmak için kurgulanan sistemin kullanıcı dostu olmaktan ne denli uzak olduğu da apayrı bir tartışma konusu.
Velhasıl kelam, o IMEI blokesi geldiğinde anladım ki mesele sadece "yapmış olmak" değilmiş; "doğru ve eksiksiz yapmış olmak" çok daha kritik bir detaymış, her bir virgülün, her bir harfin, her bir tarihin önemi o kadar büyük ki, bir daha asla bu kadar basit hatalara düşmeyeceğim, bir daha o "şebeke yok" ibaresiyle karşılaşmamak için her adımı on kere kontrol edeceğim, bu sefer cidden öyle yapacağım.
