İtirazdan Sonra Haciz Kalkar mı?

İtirazdan Sonra Haciz Kalkar mı?

TunaByte

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
1 Ara 2025
Mesajlar
255
Tepkime puanı
0
TunaByte
Haciz geldi kapına, ödeme emri elinde, dünyanın başına yıkılmış gibi hissediyorsun tabii. Hemen itiraz ettin borca, imzaya ya da ne bileyim yetkiye... Şimdi o aklındaki kocaman soru: "İtirazdan sonra bu haciz kalkar mı?" İçten içe hemen kurtulmayı umuyorsun, değil mi? Ama durum maalesef o kadar basit değil, öyle "sihirli bir değnek" dokunmuş gibi bir anda her şeyin çözüldüğü bir dünya değil hukuk dünyası, abi. Genelde, sadece itiraz etmek, konulan bir haczi kendiliğinden kaldırmaz, vallahi billahi kaldırmaz. Bu, sanılanın aksine oldukça yaygın bir yanılgı...

Bir düşün şimdi, öteki taraftan, yani alacaklının açısından. Eğer her borçlu, "Ben bu borca itiraz ediyorum!" dediğinde, üzerine konulmuş olan hacizler pat diye kalksa, ne olurdu bu işin sonu? Herkes borcundan kaçmak için sadece bir itiraz dilekçesi verir, sonra da mal varlığını oradan oraya taşır, eder, ne bileyim elden çıkarırdı... Alacaklı da avcunu yalar, öylece kalakalırdı ortada. İşte hukuk sistemi, hem borçluyu korumaya çalışırken hem de alacaklının haklarını güvence altına almak zorunda; o dengeyi kurmak için böyle bir mekanizma işliyor. Haciz dediğin şey, alacaklının alacağına ulaşabilmesi için konulmuş çok güçlü bir teminat aslında... Ondan öyle kolay kolay vazgeçilmez.

Peki, itiraz ettiğinde hiçbir şey olmuyor mu? Elbette oluyor, yanlış anlama. Ödeme emrine itiraz ettiğinde, o icra takibi şimdilik durur, yani alacaklı senin mal varlığını araştırmaya, yeni hacizler koymaya falan devam edemez. Daha doğrusu, takip işlemleri "durdurulur." Ama dikkat et, "durdurulur" demek, "ortadan kalkar" demek değil. Yani o ana kadar konulmuş olan hacizler, mesela banka hesabındaki paranın üzerine konulan blokaj, arabanın kaydına işlenen şerh, evin tapusundaki haciz... İşte onlar, o takibin geleceği belli olana kadar bir kenarda "güvence" olarak beklemeye devam eder. Bu durum, hukukta "takibin durması" olarak geçer, "haczin kalkması" olarak değil. İnce ama çok hayati bir fark bu, görüyorsun değil mi?

O zaman şu asıl sorunun cevabına gelelim: Ne zaman kalkar bu haciz denen dert? Birincisi ve en kolayı, borcu ödediğinde. Hani alacaklının bütün derdi zaten parasını almak ya, parasını aldığı an haczin de bir amacı kalmaz. Kendisi bir dilekçe verir icra dairesine, hacizler kalkar. İkincisi, ve bu biraz daha meşakkatli, mahkeme kararıyla. Sen mesela dersin ki "Benim bu borcum yok!" ve bunun için "menfi tespit davası" açarsın. Eğer bu davayı açar ve borçlu olmadığını mahkemeye ispatlarsan, davayı kazanırsan... İşte o zaman mahkeme karar verir, der ki "Bu haciz hukuka aykırıdır, kaldırılsın." Ama bu da öyle iki günde olup biten bir iş değil, uzun sürebilen bir hukuki süreçtir. Yahut, alacaklı senin itirazını iptal ettirmek için "itirazın iptali davası" açar, ama eğer elinde kuvvetli deliller yoksa ve davayı kaybederse, senin itirazın geçerli sayılır ve o zaman da hacizler kaldırılabilir. Ama bu ikinci senaryo, yani alacaklının açtığı itirazın iptali davasını kaybetmesi, borçlu için daha nadir görülen bir durumdur.

Bazen de şöyle bir yol izlenebiliyor, hani sen borcu kabul etmiyorsun ama o haciz yüzünden hayatın durmuş, bir an önce kalksın istiyorsun, değil mi? İşte o zaman mahkemeden bir "ihtiyati tedbir" talebinde bulunabilirsin. Yani mahkemeden, dava sonuçlanana kadar haczin geçici olarak kaldırılmasını istersin. Ama bu da öyle "gel keyfim gel" durumu değil, genellikle mahkeme senden hatırı sayılır bir miktar "teminat" yatırmanı ister. Yani der ki, "Sen bir para yatır bakalım mahkeme veznesine, biz o parayı güvenceye alalım, bu arada haczi kaldıralım, dava sonuçlansın..." Eğer davayı kazanırsan, o yatırdığın teminatı faiziyle geri alırsın; kaybedersen, o teminat alacaklıya verilir. Vallahi, sistem bazen karmaşık gibi duruyor ama aslında her adımın kendine göre bir mantığı, bir koruma mekanizması var.

Diyelim ki sen itirazını yaptın ve icra takibi durdu. Alacaklı da boş durmaz tabii, o da haklı olarak kendi alacağını tahsil etmenin peşine düşer. Ya senin itirazını mahkemede çürütmek için "itirazın iptali" davası açar, hakimden itirazının geçersiz sayılmasını ve takibe devam etmeyi ister. Ya da elinde mesela bir senet, çek gibi belge yoksa, doğrudan genel hükümlere göre bir "alacak davası" açar. Yani senin itirazın, aslında bambaşka bir hukuki sürecin başlangıcı olur. O ilk başta konulan hacizler de, işte o yeni başlayan hukuki sürecin sonuna kadar orada bir kalkan gibi bekler, alacaklının o mal varlığı üzerindeki güvencesi olarak... Haciz kalksın istiyorsan, sürecin sonunda mahkemenin senin lehine kesin bir karar vermesi şart, anlıyor musun, hemen kalkmıyor, süreç ve mahkeme kararı şart.

Yani özetle, sakın ha, sırf "ben itiraz ettim" diye konulan haczin kendiliğinden, hooop diye kalkmasını bekleme. Böyle bir yanılgıya düşme, sonradan çok canın sıkılabilir. Yapman gereken, ya borcunu bir an önce ödeyerek bu işi kökten bitirmek ya da gerçekten borcun olmadığını düşünüyorsan, hukuki yollarla borcun olmadığını ispatlamak için ciddi bir mücadeleye girişmek. Bunun için de tek başına, "ben hallederim" mantığıyla uğraşmak yerine, güvendiğin, bu işlerin içinden gelmiş, deneyimli bir hukukçuya danışmak, bu karmaşık süreçte onun rehberliğinde yol almak en doğrusu, inan bana. Hukuk öyle "benim mantığıma göre" işleyen bir alan değil, her şeyin kendine göre prosedürü, kuralı, ince detayı var... Aksi takdirde, hem boşuna zaman kaybedersin hem de daha büyük maliyetlerle, daha zor durumlarla karşılaşırsın, demedi deme...
 
Geri