Arasbly
Kayıtlı Kullanıcı
Kimlik doğrulama dediğimiz olay, artık sadece kimlik kartına bakıp geçmekten ibaret değil, değil mi? İşin boyutu değişti, teknoloji çağında yaşıyoruz. Ama banka şubelerindeki çalışanlar, bu yeni dünyanın karmaşıklığına ne kadar hakim, düşündürücü vallahi...
Banka çalışanları üzerindeki o müthiş hız baskısı, bazen doğru dürüst bir doğrulamaya izin vermiyor gibi. Belki de bir saniyede kimlik kontrolü yapıp işlemi bitirmeleri bekleniyor, abi ya. Peki ya o bir saniyelik kontrol ne kadar güvenilir oluyor, tartışılır.
Dolandırıcıların yöntemleri her geçen gün evrim geçiriyor, neredeyse bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi. Sahte kimlikler, dijital taklitler... Bankadaki o gişe görevlisi, sıradan bir gününde, yüzlerce işlem arasında, bu detayları yakalayabilecek bilgi ve donanıma sahip mi gerçekten? İnsan merak ediyor...
Eğitimler veriliyor elbet, bankalar boş durmuyor bu konuda. Ama o eğitimlerin içeriği ne kadar güncel, ne kadar pratik hayata dönük? Yoksa sadece birkaç slayt gösterip, "bakın böyle dolandırıcılar var" deyip geçiyorlar mı? İşte asıl soru burada.
Müşteri olarak hepimiz, bankaya girdiğimizde güvende hissetmek isteriz. İşlemlerimizin doğru, kimlik bilgilerimizin emin ellerde olduğunu düşünmek isteriz. Bu sadece bir temenni mi, yoksa gerçek bir durum mu? Arada dağlar kadar fark olabiliyor bazen.
Bir yanlış doğrulama, sadece bankanın değil, müşterinin de hayatını karartabilir. Hesabın boşalması, adınıza çekilen krediler, yaşanan mağduriyetler... Bu riskin büyüklüğü, banka çalışanlarının üzerindeki sorumluluğu da kat be kat artırmıyor mu sizce?
Sistemin kendisi ne kadar sağlam, ayrı bir konu. Ama o sistemin başında oturan insan faktörü, yani banka çalışanı, o son kale değil mi? Eğer o kale yeterince donanımlı değilse, tüm yapı sallanır abi...
Dijitalleşen dünyada, görüntülü görüşmeyle bile işlem yapıyoruz. Peki, o dijital platformlarda kimlik doğrulama süreci ne kadar titiz ilerliyor? Yüz yüze bile şüpheler varken, ekran karşısında her şey dört dörtlük mü oluyor zannediyoruz? Yanılıyor olabiliriz, çok fena yanılıyor olabiliriz.
Sadece bankanın sorumluluğu değil, bu iş biraz da hepimizin sorumluluğu. Ama en büyük yük, o ilk temas noktasındaki çalışanın omuzlarında. Onlara verilen bilgi, verilen yetki ve tanınan süre, mevcut tehditlere karşı yeterli mi... Düşündürüyor insanı. Hem de çok.
Banka çalışanlarının da hayatı kolay değil elbette, baskı altında çalışıyorlar. Ama mevzu kimlik doğrulama ve güvenlik olunca, burada esneklik diye bir lüks olmamalı. Ya tam doğrulama, ya da büyük risk. Arası yok bu işin, vallahi billahi yok.
Banka çalışanları üzerindeki o müthiş hız baskısı, bazen doğru dürüst bir doğrulamaya izin vermiyor gibi. Belki de bir saniyede kimlik kontrolü yapıp işlemi bitirmeleri bekleniyor, abi ya. Peki ya o bir saniyelik kontrol ne kadar güvenilir oluyor, tartışılır.
Dolandırıcıların yöntemleri her geçen gün evrim geçiriyor, neredeyse bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi. Sahte kimlikler, dijital taklitler... Bankadaki o gişe görevlisi, sıradan bir gününde, yüzlerce işlem arasında, bu detayları yakalayabilecek bilgi ve donanıma sahip mi gerçekten? İnsan merak ediyor...
Eğitimler veriliyor elbet, bankalar boş durmuyor bu konuda. Ama o eğitimlerin içeriği ne kadar güncel, ne kadar pratik hayata dönük? Yoksa sadece birkaç slayt gösterip, "bakın böyle dolandırıcılar var" deyip geçiyorlar mı? İşte asıl soru burada.
Müşteri olarak hepimiz, bankaya girdiğimizde güvende hissetmek isteriz. İşlemlerimizin doğru, kimlik bilgilerimizin emin ellerde olduğunu düşünmek isteriz. Bu sadece bir temenni mi, yoksa gerçek bir durum mu? Arada dağlar kadar fark olabiliyor bazen.
Bir yanlış doğrulama, sadece bankanın değil, müşterinin de hayatını karartabilir. Hesabın boşalması, adınıza çekilen krediler, yaşanan mağduriyetler... Bu riskin büyüklüğü, banka çalışanlarının üzerindeki sorumluluğu da kat be kat artırmıyor mu sizce?
Sistemin kendisi ne kadar sağlam, ayrı bir konu. Ama o sistemin başında oturan insan faktörü, yani banka çalışanı, o son kale değil mi? Eğer o kale yeterince donanımlı değilse, tüm yapı sallanır abi...
Dijitalleşen dünyada, görüntülü görüşmeyle bile işlem yapıyoruz. Peki, o dijital platformlarda kimlik doğrulama süreci ne kadar titiz ilerliyor? Yüz yüze bile şüpheler varken, ekran karşısında her şey dört dörtlük mü oluyor zannediyoruz? Yanılıyor olabiliriz, çok fena yanılıyor olabiliriz.
Sadece bankanın sorumluluğu değil, bu iş biraz da hepimizin sorumluluğu. Ama en büyük yük, o ilk temas noktasındaki çalışanın omuzlarında. Onlara verilen bilgi, verilen yetki ve tanınan süre, mevcut tehditlere karşı yeterli mi... Düşündürüyor insanı. Hem de çok.
Banka çalışanlarının da hayatı kolay değil elbette, baskı altında çalışıyorlar. Ama mevzu kimlik doğrulama ve güvenlik olunca, burada esneklik diye bir lüks olmamalı. Ya tam doğrulama, ya da büyük risk. Arası yok bu işin, vallahi billahi yok.