AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Kimlik doğrulama ekranı mı kitlendi yine? O anki sinir harbini tahmin etmek zor değil, gerçekten de öyle. Hele bir de acelen varsa, işler tamamen içinden çıkılmaz bir hal alıyor, vallahi.
Bazen bir harf hatası, bazen bir rakam eksikliği… Ufacık bir detay tüm süreci kilitliyor. Sistem hata veriyor, sen de ekrana boş boş bakakalıyorsun, ne yapsan bilemezsin.
Müşteri temsilcisiyle konuşurken, inanın, onlar da o sıkıntıyı biliyor. Yani, senin yaşadığını anlamak onlar için yeni bir durum değil, günde kaç defa denk geliyorlar kim bilir. Sakin olmak lazım, evet, kolay değil ama denemekte fayda var.
Ne bileyim, bir nefes alıp öyle arasan... Ya da aramadan önce, o anki hatanın tam olarak ne olduğunu, hangi ekranda takıldığını bir not alsan. Belki faydası olur, hani, kim bilir?
Bilgilerin eksik veya yanlış girildiğini mi söylüyorlar? Şaşırma. Bir daha kontrol et, belki gözünden kaçan küçücük bir şey vardır. Adın soyadın, doğum tarihin… Bir harfi ya da sayıyı atlamış olabilirsin, abi.
Müşteri temsilcisiyle konuşurken, sanki arkadaşınla sohbet ediyormuş gibi, içten bir ses tonu... Anlat derdini, detayıyla, panik yapmadan. İnsan insana konuşmak bazen tüm kapıları açıyor, bu da öyle bir şey işte.
Onlar da bir çözüm bulmaya çalışıyor sonuçta. Yani, seninle inatlaşmak gibi bir durumları yok, aksine işi çözmek istiyorlar. Biraz sabır, biraz anlayış, iki tarafa da iyi geliyor.
Bazen belge eksikliği oluyor. Kimlik fotokopisi, ikametgah belgesi... O anda elinde hazır olmayınca işler uzuyor da uzuyor. Önceden ne gerekiyorsa hazır etmek, hani bir düşünmek lazım sanki.
Sistem hatası denilen bir gerçek var. Bazen seninle hiç alakası olmayan bir durum yüzünden takılır kalır işler. O zaman da yapacak pek bir şey yok, sadece biraz beklemek...
Aynı bilgiyi tekrar tekrar sormak zorunda kalıyorsun, biliyorum. Sıkıcı, bezdirici. Ama o da onların işi, ne yapsınlar? Sabırla her soruyu yanıtlamak, süreci hızlandırmanın tek yolu gibi.
Müşteri temsilcisi, aslında seninle aynı tarafta. Bir nevi yol arkadaşı gibi düşün. Beraberce o karmaşanın içinden çıkmaya çalışıyorsunuz, hepsi bu. Anlatınca rahatlarsın, o da seni dinler... işte öyle.
Bazen bir harf hatası, bazen bir rakam eksikliği… Ufacık bir detay tüm süreci kilitliyor. Sistem hata veriyor, sen de ekrana boş boş bakakalıyorsun, ne yapsan bilemezsin.
Müşteri temsilcisiyle konuşurken, inanın, onlar da o sıkıntıyı biliyor. Yani, senin yaşadığını anlamak onlar için yeni bir durum değil, günde kaç defa denk geliyorlar kim bilir. Sakin olmak lazım, evet, kolay değil ama denemekte fayda var.
Ne bileyim, bir nefes alıp öyle arasan... Ya da aramadan önce, o anki hatanın tam olarak ne olduğunu, hangi ekranda takıldığını bir not alsan. Belki faydası olur, hani, kim bilir?
Bilgilerin eksik veya yanlış girildiğini mi söylüyorlar? Şaşırma. Bir daha kontrol et, belki gözünden kaçan küçücük bir şey vardır. Adın soyadın, doğum tarihin… Bir harfi ya da sayıyı atlamış olabilirsin, abi.
Müşteri temsilcisiyle konuşurken, sanki arkadaşınla sohbet ediyormuş gibi, içten bir ses tonu... Anlat derdini, detayıyla, panik yapmadan. İnsan insana konuşmak bazen tüm kapıları açıyor, bu da öyle bir şey işte.
Onlar da bir çözüm bulmaya çalışıyor sonuçta. Yani, seninle inatlaşmak gibi bir durumları yok, aksine işi çözmek istiyorlar. Biraz sabır, biraz anlayış, iki tarafa da iyi geliyor.
Bazen belge eksikliği oluyor. Kimlik fotokopisi, ikametgah belgesi... O anda elinde hazır olmayınca işler uzuyor da uzuyor. Önceden ne gerekiyorsa hazır etmek, hani bir düşünmek lazım sanki.
Sistem hatası denilen bir gerçek var. Bazen seninle hiç alakası olmayan bir durum yüzünden takılır kalır işler. O zaman da yapacak pek bir şey yok, sadece biraz beklemek...
Aynı bilgiyi tekrar tekrar sormak zorunda kalıyorsun, biliyorum. Sıkıcı, bezdirici. Ama o da onların işi, ne yapsınlar? Sabırla her soruyu yanıtlamak, süreci hızlandırmanın tek yolu gibi.
Müşteri temsilcisi, aslında seninle aynı tarafta. Bir nevi yol arkadaşı gibi düşün. Beraberce o karmaşanın içinden çıkmaya çalışıyorsunuz, hepsi bu. Anlatınca rahatlarsın, o da seni dinler... işte öyle.