CrimsonMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Ya düşünsenize, bir bankayla uzun yıllar süren bir ilişkiniz var, belki de çocukluğunuzdan beri hesabı orada... Sonra bir gün, herhangi bir sebeple, o bildik "Müşterini Tanı" yani KYC sürecinden geçemiyorsunuz. Banka da, ne yapsın, sizi adeta yok saymaya başlıyor. Siliniyor profiliniz, sanki hiç var olmamışsınız gibi... İnsanın aklına takılıyor tabii, gerçekten böyle bir şey mümkün mü, bankanın eli bu kadar serbest mi ki sizin tüm geçmişinizi, tüm verinizi bir çırpıda silsin? Bu durum, insanın kendini bir garip hissetmesine yol açar, değil mi? Hani bir geçmişimiz vardı, ne oldu şimdi?
Bu işin aslına bakarsanız, arkasında yatan o koca regülasyon dünyası var. Bankalar için bu KYC mevzusu, sadece bir prosedür değil, aynı zamanda hayati bir güvenlik kalkanı. Kara para aklama, terör finansmanı gibi ciddi meselelerin önüne geçmek için konulmuş katı kurallar bunlar. Dolayısıyla, süreçte bir aksaklık yaşandığında, bankanın elinde çok da esnek bir hareket alanı kalmıyor çoğu zaman. Yani o profil silme durumu, aslında bir nevi "risk yönetiminin" zorunlu bir yansıması gibi...
Diyelim ki gerekli belgeleri tamamlayamadınız, ya da verilen bilgilerde bir tutarsızlık çıktı... Bazen hiç sizinle ilgili olmayan, sizinle bağlantılı başka bir durum bile bu süreci tıkayabilir. Banka da kendi iç risk değerlendirmesi sonucunda, sizinle çalışmaya devam etmenin risk teşkil ettiğine karar verebiliyor. Ee ne olacak şimdi, tüm geçmişinizi, yıllardır biriken o bilgileri silecekler mi gerçekten? Vallahi durum bu, bankaların bu konuda ne kadar titiz olduğunu, hatta bazen biraz fazla titiz davrandığını biliyoruz.
Müşteri açısından bakıldığında, bu durum elbette can sıkıcı bir hal alıyor. Bir anda kapı dışarı edilmek gibi bir his... Yıllardır biriktirdiğiniz güven, sanki bir kalemde silinip atılmış gibi. Peki banka gerçekten tüm veriyi tamamen mi siliyor? İşte burası biraz daha incelikli bir konu. Yasalara göre belirli bir süre saklamak zorunda oldukları veriler var, değil mi? Yani sizin o hesap hareketleriniz, geçmiş işlemleriniz tamamen buharlaşıp gitmiyor. Ama bankanın sizinle olan aktif ilişkisi, sizin için tuttuğu "müşteri profili" artık orada olmuyor. Bu da gelecekteki olası bir ilişkiyi epey zorlaştırıyor, hatta imkansız kılıyor çoğu zaman.
Aslında bu durum, bankacılık dünyasındaki o ince çizgiyi de bize gösteriyor. Bir yanda müşteriye hizmet verme sorumluluğu, diğer yanda ise küresel finans sisteminin güvenliğini sağlama yükümlülüğü. Bu iki denge arasında bankalar sürekli bir ip cambazlığı yapıyor. Ve ne yazık ki, KYC sürecinde yaşanan bir olumsuzluk, o ipin kopmasına ve müşteri profilinin bankanın defterinden silinmesine neden olabiliyor. Hani derler ya, "güven bir kez sarsıldı mı..." İşte burada da benzer bir durum söz konusu sanki, sadece biraz daha kurumsal ve yasal çerçeveli bir hali...
Bazen insan düşünmeden edemiyor, bu kadar katı olmak zorunda mı? Acaba bankalar bu süreçleri biraz daha insan odaklı yönetemez mi? Belki de bu, o büyük bankacılık sisteminin çarkları arasında kalan küçük ama önemli bir detay. Sonuçta her müşteri, bir hikaye demek. Ve o hikayenin, sadece bir KYC reddi yüzünden bankanın gözünden tamamen silinmesi... Düşününce, biraz soğuk bir gerçeklik değil mi? İnsanın içini burkuyor, o biriken onca bilginin, ilişkinin bir anda ortadan kalkması.
Bu işin aslına bakarsanız, arkasında yatan o koca regülasyon dünyası var. Bankalar için bu KYC mevzusu, sadece bir prosedür değil, aynı zamanda hayati bir güvenlik kalkanı. Kara para aklama, terör finansmanı gibi ciddi meselelerin önüne geçmek için konulmuş katı kurallar bunlar. Dolayısıyla, süreçte bir aksaklık yaşandığında, bankanın elinde çok da esnek bir hareket alanı kalmıyor çoğu zaman. Yani o profil silme durumu, aslında bir nevi "risk yönetiminin" zorunlu bir yansıması gibi...
Diyelim ki gerekli belgeleri tamamlayamadınız, ya da verilen bilgilerde bir tutarsızlık çıktı... Bazen hiç sizinle ilgili olmayan, sizinle bağlantılı başka bir durum bile bu süreci tıkayabilir. Banka da kendi iç risk değerlendirmesi sonucunda, sizinle çalışmaya devam etmenin risk teşkil ettiğine karar verebiliyor. Ee ne olacak şimdi, tüm geçmişinizi, yıllardır biriken o bilgileri silecekler mi gerçekten? Vallahi durum bu, bankaların bu konuda ne kadar titiz olduğunu, hatta bazen biraz fazla titiz davrandığını biliyoruz.
Müşteri açısından bakıldığında, bu durum elbette can sıkıcı bir hal alıyor. Bir anda kapı dışarı edilmek gibi bir his... Yıllardır biriktirdiğiniz güven, sanki bir kalemde silinip atılmış gibi. Peki banka gerçekten tüm veriyi tamamen mi siliyor? İşte burası biraz daha incelikli bir konu. Yasalara göre belirli bir süre saklamak zorunda oldukları veriler var, değil mi? Yani sizin o hesap hareketleriniz, geçmiş işlemleriniz tamamen buharlaşıp gitmiyor. Ama bankanın sizinle olan aktif ilişkisi, sizin için tuttuğu "müşteri profili" artık orada olmuyor. Bu da gelecekteki olası bir ilişkiyi epey zorlaştırıyor, hatta imkansız kılıyor çoğu zaman.
Aslında bu durum, bankacılık dünyasındaki o ince çizgiyi de bize gösteriyor. Bir yanda müşteriye hizmet verme sorumluluğu, diğer yanda ise küresel finans sisteminin güvenliğini sağlama yükümlülüğü. Bu iki denge arasında bankalar sürekli bir ip cambazlığı yapıyor. Ve ne yazık ki, KYC sürecinde yaşanan bir olumsuzluk, o ipin kopmasına ve müşteri profilinin bankanın defterinden silinmesine neden olabiliyor. Hani derler ya, "güven bir kez sarsıldı mı..." İşte burada da benzer bir durum söz konusu sanki, sadece biraz daha kurumsal ve yasal çerçeveli bir hali...
Bazen insan düşünmeden edemiyor, bu kadar katı olmak zorunda mı? Acaba bankalar bu süreçleri biraz daha insan odaklı yönetemez mi? Belki de bu, o büyük bankacılık sisteminin çarkları arasında kalan küçük ama önemli bir detay. Sonuçta her müşteri, bir hikaye demek. Ve o hikayenin, sadece bir KYC reddi yüzünden bankanın gözünden tamamen silinmesi... Düşününce, biraz soğuk bir gerçeklik değil mi? İnsanın içini burkuyor, o biriken onca bilginin, ilişkinin bir anda ortadan kalkması.