QuartzTuning
Kayıtlı Kullanıcı
Nüfusmatik cihazına kimlik okutma, bak şimdi, o apayrı bir mevzu. Herkes bir dener, bir de sen denersin... Hani derler ya, “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır,” bu işte öyle. Cihazın da bir ruh hali var sanki, kimine hemen okur, kimine bin naz yapar.
İlk iş, kartı öyle lap diye yapıştırmak değil oraya, sakın ha. Yani, genelde millet öyle yapar, bilirim ben. Amaç temassız okutmak ya, biraz mesafeli duracaksın. Milimetrik iş bu, anladın mı? Parmak ucunda tut, ekrandaki o okuma simgesinin tam ortasına hizala. Çok basit görünür bu, ama değildir, vallahi değildir.
Bekleyeceksin bir de. Sabır işi bu. Hemen okuyacak sanırsın, okumaz. O yeşil ışık yanıp sönüyorsa, ya da ekranda bir hareketlenme varsa, anla ki bir şeyler oluyor. Tam o an kartı hafifçe bir oynatman gerekebilir, ya sağa ya sola. Çoğu zaman küçük bir dokunuşla hallolur o iş.
Bazen de tam tersi, hiç oynatmayacaksın, öyle donup kalacaksın karşısında. Kartı dümdüz tutacaksın, hafif yukarı ya da aşağı, cihazın okuyucu gözü nerede, onu bir hissetmen lazım. Abi o göz, o sensör, tam olarak neresi, onu da kimse net söylemez ki. Deneye deneye buluruz işte.
Ya da şöyle bir durum var; kartı cihaza yaklaştırıyorsun, o meşhur sesi duymak için bekliyorsun ya, hani o "bip" sesi. O gelmeden çekme kartı. Gelmiyorsa da, işte o zaman sıkıntı büyük. Bazen cihazın da canı istemiyor sanki, okumuyor işte. O zaman kartı çek, biraz bekle, yeniden dene. Sanki resetliyor kendini öyle.
Bir de şu var, benim gözlemlediğim, bazen kartın yüzeyi de önemli. Hani böyle çizikli falan olunca mı, yoksa ışığı farklı yansıtınca mı bilmiyorum ama, sanki sorun çıkarıyor. Temiz kart, daha kolay okunuyor. Kim bilir belki de vesikalık fotoğrafın olduğu kısım değil de, çip olan tarafı daha hassastır... bilemiyorum ki.
En olmadı mı, kartı hafifçe çevirerek dene. Dikey tut, yatay tut. Sağa yatır, sola yatır. Ya bir keresinde, bildiğin çapraz tutarak okuttum. İnsan kendi kendine güler mi, gülersin abi. Garip bir tecrübe oluyor yani. Bazen de kartın arka yüzü, çipli tarafı değil, direkt o plastik olan tarafı da okutulur gibi hissettiriyor.
Uzatmayalım, bu Nüfusmatik denen aletler, biraz inatçı oluyor. Taktiği falan yok aslında, taktik, tamamen senin o anki sabrına ve deneme yanılma kapasitene kalmış. Birkaç kez denersin, okur. Okumazsa, sıradaki kişiye bırak, belki onun şansı yaver gider. Vallahi, ben böyle yaparım hep. Bir yerden sonra pes edeceksin, kendini yorup durma boşuna...
İlk iş, kartı öyle lap diye yapıştırmak değil oraya, sakın ha. Yani, genelde millet öyle yapar, bilirim ben. Amaç temassız okutmak ya, biraz mesafeli duracaksın. Milimetrik iş bu, anladın mı? Parmak ucunda tut, ekrandaki o okuma simgesinin tam ortasına hizala. Çok basit görünür bu, ama değildir, vallahi değildir.
Bekleyeceksin bir de. Sabır işi bu. Hemen okuyacak sanırsın, okumaz. O yeşil ışık yanıp sönüyorsa, ya da ekranda bir hareketlenme varsa, anla ki bir şeyler oluyor. Tam o an kartı hafifçe bir oynatman gerekebilir, ya sağa ya sola. Çoğu zaman küçük bir dokunuşla hallolur o iş.
Bazen de tam tersi, hiç oynatmayacaksın, öyle donup kalacaksın karşısında. Kartı dümdüz tutacaksın, hafif yukarı ya da aşağı, cihazın okuyucu gözü nerede, onu bir hissetmen lazım. Abi o göz, o sensör, tam olarak neresi, onu da kimse net söylemez ki. Deneye deneye buluruz işte.
Ya da şöyle bir durum var; kartı cihaza yaklaştırıyorsun, o meşhur sesi duymak için bekliyorsun ya, hani o "bip" sesi. O gelmeden çekme kartı. Gelmiyorsa da, işte o zaman sıkıntı büyük. Bazen cihazın da canı istemiyor sanki, okumuyor işte. O zaman kartı çek, biraz bekle, yeniden dene. Sanki resetliyor kendini öyle.
Bir de şu var, benim gözlemlediğim, bazen kartın yüzeyi de önemli. Hani böyle çizikli falan olunca mı, yoksa ışığı farklı yansıtınca mı bilmiyorum ama, sanki sorun çıkarıyor. Temiz kart, daha kolay okunuyor. Kim bilir belki de vesikalık fotoğrafın olduğu kısım değil de, çip olan tarafı daha hassastır... bilemiyorum ki.
En olmadı mı, kartı hafifçe çevirerek dene. Dikey tut, yatay tut. Sağa yatır, sola yatır. Ya bir keresinde, bildiğin çapraz tutarak okuttum. İnsan kendi kendine güler mi, gülersin abi. Garip bir tecrübe oluyor yani. Bazen de kartın arka yüzü, çipli tarafı değil, direkt o plastik olan tarafı da okutulur gibi hissettiriyor.
Uzatmayalım, bu Nüfusmatik denen aletler, biraz inatçı oluyor. Taktiği falan yok aslında, taktik, tamamen senin o anki sabrına ve deneme yanılma kapasitene kalmış. Birkaç kez denersin, okur. Okumazsa, sıradaki kişiye bırak, belki onun şansı yaver gider. Vallahi, ben böyle yaparım hep. Bir yerden sonra pes edeceksin, kendini yorup durma boşuna...