IndigoCadence
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi şu SIM kart blokesi meselesi, hele bir de yaş sınırı konusu var ya, insanın kafasını karıştırmıyor değil hani. Eskiden böyle şeyler pek olmazdı, telefon dediğin telefondu, hat dediğin hat... Ama şimdi dünya değişti, her şeyin bir kuralı var, haklılar da vallahi. Özellikle de o yurtdışından gelen telefonlar, ya da kayıp çalıntı durumları... An meselesi bir bakmışsın, telefonun koca bir tuğla gibi kalmış elinde, arama yok, mesaj yok, bildirim de hak getire.
İnsan o blokeyi görünce bir panikliyor haliyle, di mi? "Eyvah, şimdi ne yapacağım ben?" diye düşünüyorsun. Hele bir de işin içine "yaş sınırı" girince, gençlerin, 18 yaş altı kardeşlerimizin aklı iyice karışıyor. Sanki dünya başlarına yıkılmış gibi hissediyorlar, "Ben mi yapacağım bu işleri şimdi?" diye kara kara düşünüyorlar... Ama merak etme, o kadar da çetrefilli bir durum değil aslında.
Bir kere, bu blokenin sebebi ne, önce onu bir iyi anlamak lazım. Hani senin telefonun mu çalındı, kayboldu da sen mi bildirdin? Ya da yurtdışından geldi, pasaport kaydı mı yapılmadı süresinde? Bunların hepsi farklı senaryolar ve tabii ki çözümleri de birbirinden ayrılıyor. Özellikle pasaport kayıt işi, o bambaşka bir mevzu, orada yaş sınırı değil, pasaport sahibi olmak, o pasaportun başkasına ait olmaması gibi durumlar çok daha önemli...
Şimdi gelelim o meşhur yaş sınırına. Çoğumuz biliyoruzdur, bir telefon hattı açmak için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Kimlik bizim adımıza olacak, sözleşme bizim adımıza imzalanacak... E, iyi de blokeyi kaldırma işi de mi böyle? Yani ben daha reşit değilsem, o sinir bozucu "Bu cihaz kayıt dışıdır" yazısını görünce oturup ağlayacak mıyım... Yok canım, o kadar da değil.
Bu noktada devreye, abi ya da abla, anne ya da baba giriyor işte. Aslında durum gayet basit. Hattın sahibi kim? Yani o telefon numarası kimin adına kayıtlı? Eğer o numara senin adına kayıtlıysa ama sen 18 yaşından küçüksen, hattı açtırmak için yanına velini veya vasini alman gerekiyor. Yani anne veya babanla gideceksin o ilgili kuruma, işlem ancak o şekilde tamamlanıyor. Düşünsene, her genç kendi başına böyle yasal işlemler yapmaya kalksa, işler biraz karışmaz mıydı...
Peki, diyelim ki sen 18 yaşını doldurdun, artık "reşitim ben, kendi işimi kendim hallederim" diyorsun, haklısın da. İşte o zaman işler daha da kolaylaşıyor. Kimliğini alıyorsun yanına, bir de o blokenin sebebini gösteren belgeler varsa, mesela kayıp çalıntı bildirimi yaptıysan o evrakları... Doğruca ilgili kuruma gidip, süreci başlatıyorsun. Zaten seni yönlendiriyorlar.
Bazen de şöyle bir durum oluyor, hani telefon yurtdışından geliyor ya... Diyelim ki babanın pasaportuna kaydedildi ama telefonu sen kullanıyorsun. Sonra bir sebeple bloke oldu. İşte o zaman blokenin kaldırılması için pasaport sahibinin, yani babanın gitmesi gerekiyor. Olay senin yaşından çok, telefonun ve hattın kayıtlı olduğu kişiyle alakalı oluyor aslında. Yaş burada sadece bir ikincil faktör gibi kalıyor, asıl mesele kimin adına hangi işlem yapıldığı...
Bu tarz durumlarda, gitmeden önce operatörün müşteri hizmetlerini aramak, "Merhaba, benim SIM kartım bloke oldu, yaşım şu, babamla gelmem gerekiyor mu?" diye sormak en akıllıcası. Bazen küçük detaylar farklılık gösterebiliyor çünkü, her operatörün kendi içinde uyguladığı bazı prosedürler olabiliyor... Telefonu açtırmak bazen bir imza, bazen bir belge meselesi, o kadar büyütülecek bir şey değil yani.
Unutma, her şeyin bir yolu yordamı var bu hayatta. Yeter ki doğru adımları at, doğru kişilere danış... O telefon yine canlanır, yine internete girersin, yine arkadaşlarınla konuşursun. Hiç öyle kederlenip kendini sıkma. Birkaç evrak, birkaç imza, hepsi bu... Hadi bakalım, kolay gelsin şimdiden.
İnsan o blokeyi görünce bir panikliyor haliyle, di mi? "Eyvah, şimdi ne yapacağım ben?" diye düşünüyorsun. Hele bir de işin içine "yaş sınırı" girince, gençlerin, 18 yaş altı kardeşlerimizin aklı iyice karışıyor. Sanki dünya başlarına yıkılmış gibi hissediyorlar, "Ben mi yapacağım bu işleri şimdi?" diye kara kara düşünüyorlar... Ama merak etme, o kadar da çetrefilli bir durum değil aslında.
Bir kere, bu blokenin sebebi ne, önce onu bir iyi anlamak lazım. Hani senin telefonun mu çalındı, kayboldu da sen mi bildirdin? Ya da yurtdışından geldi, pasaport kaydı mı yapılmadı süresinde? Bunların hepsi farklı senaryolar ve tabii ki çözümleri de birbirinden ayrılıyor. Özellikle pasaport kayıt işi, o bambaşka bir mevzu, orada yaş sınırı değil, pasaport sahibi olmak, o pasaportun başkasına ait olmaması gibi durumlar çok daha önemli...
Şimdi gelelim o meşhur yaş sınırına. Çoğumuz biliyoruzdur, bir telefon hattı açmak için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Kimlik bizim adımıza olacak, sözleşme bizim adımıza imzalanacak... E, iyi de blokeyi kaldırma işi de mi böyle? Yani ben daha reşit değilsem, o sinir bozucu "Bu cihaz kayıt dışıdır" yazısını görünce oturup ağlayacak mıyım... Yok canım, o kadar da değil.
Bu noktada devreye, abi ya da abla, anne ya da baba giriyor işte. Aslında durum gayet basit. Hattın sahibi kim? Yani o telefon numarası kimin adına kayıtlı? Eğer o numara senin adına kayıtlıysa ama sen 18 yaşından küçüksen, hattı açtırmak için yanına velini veya vasini alman gerekiyor. Yani anne veya babanla gideceksin o ilgili kuruma, işlem ancak o şekilde tamamlanıyor. Düşünsene, her genç kendi başına böyle yasal işlemler yapmaya kalksa, işler biraz karışmaz mıydı...
Peki, diyelim ki sen 18 yaşını doldurdun, artık "reşitim ben, kendi işimi kendim hallederim" diyorsun, haklısın da. İşte o zaman işler daha da kolaylaşıyor. Kimliğini alıyorsun yanına, bir de o blokenin sebebini gösteren belgeler varsa, mesela kayıp çalıntı bildirimi yaptıysan o evrakları... Doğruca ilgili kuruma gidip, süreci başlatıyorsun. Zaten seni yönlendiriyorlar.
Bazen de şöyle bir durum oluyor, hani telefon yurtdışından geliyor ya... Diyelim ki babanın pasaportuna kaydedildi ama telefonu sen kullanıyorsun. Sonra bir sebeple bloke oldu. İşte o zaman blokenin kaldırılması için pasaport sahibinin, yani babanın gitmesi gerekiyor. Olay senin yaşından çok, telefonun ve hattın kayıtlı olduğu kişiyle alakalı oluyor aslında. Yaş burada sadece bir ikincil faktör gibi kalıyor, asıl mesele kimin adına hangi işlem yapıldığı...
Bu tarz durumlarda, gitmeden önce operatörün müşteri hizmetlerini aramak, "Merhaba, benim SIM kartım bloke oldu, yaşım şu, babamla gelmem gerekiyor mu?" diye sormak en akıllıcası. Bazen küçük detaylar farklılık gösterebiliyor çünkü, her operatörün kendi içinde uyguladığı bazı prosedürler olabiliyor... Telefonu açtırmak bazen bir imza, bazen bir belge meselesi, o kadar büyütülecek bir şey değil yani.
Unutma, her şeyin bir yolu yordamı var bu hayatta. Yeter ki doğru adımları at, doğru kişilere danış... O telefon yine canlanır, yine internete girersin, yine arkadaşlarınla konuşursun. Hiç öyle kederlenip kendini sıkma. Birkaç evrak, birkaç imza, hepsi bu... Hadi bakalım, kolay gelsin şimdiden.