Hani bazen telefonunuzda otomatik mesaj ayarları olur ya, mesajlarınızı nereye kaydedeceği, ne kadar süre tutacağı gibi... Pek dikkat etmeyiz çoğu zaman, zaten varsayılan neyse öylece kalır. Vallahi hepimiz aynıyız bu konuda, kurcalarız da bakarız da, ama genelde ellemeyiz, abi.
İşte o küçücük, gözden kaçan bir ayar var ki, SMS onay kodları meselesinde insanın canını sıkmaya, saç baş yoldurmaya yeter. Hani bir yere üye olursunuz, bankacılık işlemi yaparsınız ya da şifrenizi sıfırlayacaksınızdır; çat diye bir kod gelir telefona. İşte bazen gelmez o kod, ya da gelir de bir türlü algılamaz uygulama, tam bir muamma...
Telefonun kendi mesaj uygulamasının içindeki bir ayardan bahsediyorum aslında. Özellikle bazı Android modellerinde, eski mi desek, yoksa belirli markalara özgü mü desek bilemedim... "Mesajları Kaydetme" ya da "Otomatik Kaydetme" gibi bir ismi oluyor genelde. Tuhaf değil mi?
Bu ayar, gelen mesajları direkt ana hafızaya mı atsın, yoksa geçici bir bellekte mi tutsun gibi bir karar vermesine yol açıyor cihazın. Sanki bir posta kutusu gibi, mesajlar önce oraya düşüyor, sonra senin ana gelen kutuna geliyor gibi bir şey... Ama bu "önce oraya düşme" faslı, bazen araya bir set çekiyor.
Mesajlar geliyor aslında, yani o kodlar bir yerlere ulaşıyor. Telefonun sisteminde bir yerlerde duruyor olabilirler, ama o an aktif olan uygulamalar ya da sistemin kendisi, o mesajı "gelen kutusuna ulaşmış" gibi görmüyor. Abi, deli olursun, beklersin beklersin, yok...
Bu durum, özellikle SMS ile iki adımlı doğrulama yapan banka uygulamalarında, sosyal medya platformlarında veya e-devlet tarzı yerlerde baş gösterir. Kod gelmez, sen tekrar gönder dersin, yine gelmez. Sonra dersin ki "Acaba operatörde mi sorun var?" ya da "İnternetim mi çekmiyor?" Hiçbiri de değil halbuki...
Peki ne oluyor da böyle bir sorun çıkıyor? Telefon, o "kaydetme" ayarı yüzünden gelen SMS'i direkt olarak mesaj kutusuna ya da sisteme, uygulamanın okuyabileceği bir yere iletmeyebiliyor. Sanki bir kuyrukta bekletiyor mesajı, ama o kuyruk bazen tıkanıyor... İşte bu yüzden SMS onay kodları bir türlü kendini göstermiyor.
Bu minik sorun çoğu zaman mesajlaşma uygulamalarının ayarlarında saklı. O üç nokta menüsü olur ya hani, ya da dişli çark simgesi... Oraya bir dalmak lazım. Sonra "Diğer Ayarlar" veya "Gelişmiş Ayarlar" gibi seçenekleri kurcalamak gerek.
İşte tam orada, "Mesajları Kaydet" ya da "Otomatik Kaydetme Süresi" gibi bir şey görürseniz... Hemen tıklayın, bakın bir. Genelde "Sonsuza Dek" ya da "30 Gün" gibi süreler seçili oluyor. İşte tam o noktada, "Otomatik Kaydetmeyi Kapat" veya "Kaydetme Süresi Yok" gibi bir seçeneği işaretlemek, hatta bazen o ayarı tamamen devre dışı bırakmak gerekiyor.
Bu küçücük değişikliği yaptıktan sonra, inanır mısınız, tıkır tıkır işlemeye başlıyor her şey. O an bekleyen SMS onay kodları bile çat diye düşüyor telefona. Uygulamalar da anında algılıyor, otomatik doldurma falan hepsi devreye giriyor. Bir nefes alıyorsun, oh be diyorsun.
Yani anlayacağın, bazen en karmaşık görünen sorunlar, telefonun en basit, en gözden kaçan bir ayarında gizli olabiliyor. Küçücük bir anahtar, koca bir kilidi açıyor... Şaşırıyor insan, ama oluyor işte böyle şeyler. Her şey o kadar da karmaşık olmak zorunda değil, değil mi?
İşte o küçücük, gözden kaçan bir ayar var ki, SMS onay kodları meselesinde insanın canını sıkmaya, saç baş yoldurmaya yeter. Hani bir yere üye olursunuz, bankacılık işlemi yaparsınız ya da şifrenizi sıfırlayacaksınızdır; çat diye bir kod gelir telefona. İşte bazen gelmez o kod, ya da gelir de bir türlü algılamaz uygulama, tam bir muamma...
Telefonun kendi mesaj uygulamasının içindeki bir ayardan bahsediyorum aslında. Özellikle bazı Android modellerinde, eski mi desek, yoksa belirli markalara özgü mü desek bilemedim... "Mesajları Kaydetme" ya da "Otomatik Kaydetme" gibi bir ismi oluyor genelde. Tuhaf değil mi?
Bu ayar, gelen mesajları direkt ana hafızaya mı atsın, yoksa geçici bir bellekte mi tutsun gibi bir karar vermesine yol açıyor cihazın. Sanki bir posta kutusu gibi, mesajlar önce oraya düşüyor, sonra senin ana gelen kutuna geliyor gibi bir şey... Ama bu "önce oraya düşme" faslı, bazen araya bir set çekiyor.
Mesajlar geliyor aslında, yani o kodlar bir yerlere ulaşıyor. Telefonun sisteminde bir yerlerde duruyor olabilirler, ama o an aktif olan uygulamalar ya da sistemin kendisi, o mesajı "gelen kutusuna ulaşmış" gibi görmüyor. Abi, deli olursun, beklersin beklersin, yok...
Bu durum, özellikle SMS ile iki adımlı doğrulama yapan banka uygulamalarında, sosyal medya platformlarında veya e-devlet tarzı yerlerde baş gösterir. Kod gelmez, sen tekrar gönder dersin, yine gelmez. Sonra dersin ki "Acaba operatörde mi sorun var?" ya da "İnternetim mi çekmiyor?" Hiçbiri de değil halbuki...
Peki ne oluyor da böyle bir sorun çıkıyor? Telefon, o "kaydetme" ayarı yüzünden gelen SMS'i direkt olarak mesaj kutusuna ya da sisteme, uygulamanın okuyabileceği bir yere iletmeyebiliyor. Sanki bir kuyrukta bekletiyor mesajı, ama o kuyruk bazen tıkanıyor... İşte bu yüzden SMS onay kodları bir türlü kendini göstermiyor.
Bu minik sorun çoğu zaman mesajlaşma uygulamalarının ayarlarında saklı. O üç nokta menüsü olur ya hani, ya da dişli çark simgesi... Oraya bir dalmak lazım. Sonra "Diğer Ayarlar" veya "Gelişmiş Ayarlar" gibi seçenekleri kurcalamak gerek.
İşte tam orada, "Mesajları Kaydet" ya da "Otomatik Kaydetme Süresi" gibi bir şey görürseniz... Hemen tıklayın, bakın bir. Genelde "Sonsuza Dek" ya da "30 Gün" gibi süreler seçili oluyor. İşte tam o noktada, "Otomatik Kaydetmeyi Kapat" veya "Kaydetme Süresi Yok" gibi bir seçeneği işaretlemek, hatta bazen o ayarı tamamen devre dışı bırakmak gerekiyor.
Bu küçücük değişikliği yaptıktan sonra, inanır mısınız, tıkır tıkır işlemeye başlıyor her şey. O an bekleyen SMS onay kodları bile çat diye düşüyor telefona. Uygulamalar da anında algılıyor, otomatik doldurma falan hepsi devreye giriyor. Bir nefes alıyorsun, oh be diyorsun.
Yani anlayacağın, bazen en karmaşık görünen sorunlar, telefonun en basit, en gözden kaçan bir ayarında gizli olabiliyor. Küçücük bir anahtar, koca bir kilidi açıyor... Şaşırıyor insan, ama oluyor işte böyle şeyler. Her şey o kadar da karmaşık olmak zorunda değil, değil mi?