IndigoRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
Yahu şu vergi tecilinde teminat mektubu mevzusu var ya, kafa ağrıtır abi. Hele bir de süresi doldu mu, o uzatma süreci... Sanki dünyanın en zor işini yapıyormuşsun gibi bir hava eser ortalıkta. Hadi bakalım, koştur şimdi bankayı, koştur vergi dairesini.
Banka desen nazlıdır zaten. Bir de uzatma işine giriyorsun, sanki sıfırdan mektup veriyorlarmış gibi bir tonla karşına çıkarlar. Mevcut teminat mektubu orada dururken, yeni bir teminat mektubu düzenler gibi muamele yapıyorlar bazen. Komisyonu desen, uzatma harcı desen... Vallahi insanı çileden çıkarır.
Vergi dairesi tarafı desen, onların da kendi prosedürü var. Süre biter bitmez hemen ensendeler. Bir gün geciktin mi yandın. O tecil bozulur, faizler işlemeye başlar, bir anda borcun katlanır. Biliyoruz bu işleri, kaç kere gördük.
Peki ne yapacağız? Oturup beklemeyecek miyiz son güne kadar? O hatayı kaç kere yapanı gördük ben sana söyleyeyim... Sakın ha, süresi dolmadan en az bir ay önce bankanla temasa geçeceksin, ondan sonra vergi dairesine gideceksin. Bu işin kuralı bu, tecrübeyle sabit.
Bu uzatma dediğin şey sadece kâğıt işi değil, o mektubun arkasındaki yükümlülük de devam ediyor neticede. Bankanın teminatına devam ettiğini gösterirsin, maliyetleri yine var. Aynı parayı ödemişsin gibi hissettirir insana, ama yapacak bir şey yok, mecburiyet.
Yani demem o ki, bu mektubun süresi dolmadan çok önce aksiyon almak lazım. Yoksa o son dakika telaşına düşersen, hem banka sana söktürür parayı hem de vergi dairesi affetmez, faizi bindirir üstüne. Hiç gerek yok o strese.
Gel gör ki, piyasa desen desen... Nakit akışı bozuk, o tecile düşmenin bir sebebi var, değil mi? İşte tam da bu yüzden bu uzatma işi hayati. Tecilini korumak demek, borcunu ödeme vaden geldiğinde sıkışmamak demek. Sakın es geçme. Sen yine de elini çabuk tut, sonra canın sıkılmasın. Bu işler böyledir.
Banka desen nazlıdır zaten. Bir de uzatma işine giriyorsun, sanki sıfırdan mektup veriyorlarmış gibi bir tonla karşına çıkarlar. Mevcut teminat mektubu orada dururken, yeni bir teminat mektubu düzenler gibi muamele yapıyorlar bazen. Komisyonu desen, uzatma harcı desen... Vallahi insanı çileden çıkarır.
Vergi dairesi tarafı desen, onların da kendi prosedürü var. Süre biter bitmez hemen ensendeler. Bir gün geciktin mi yandın. O tecil bozulur, faizler işlemeye başlar, bir anda borcun katlanır. Biliyoruz bu işleri, kaç kere gördük.
Peki ne yapacağız? Oturup beklemeyecek miyiz son güne kadar? O hatayı kaç kere yapanı gördük ben sana söyleyeyim... Sakın ha, süresi dolmadan en az bir ay önce bankanla temasa geçeceksin, ondan sonra vergi dairesine gideceksin. Bu işin kuralı bu, tecrübeyle sabit.
Bu uzatma dediğin şey sadece kâğıt işi değil, o mektubun arkasındaki yükümlülük de devam ediyor neticede. Bankanın teminatına devam ettiğini gösterirsin, maliyetleri yine var. Aynı parayı ödemişsin gibi hissettirir insana, ama yapacak bir şey yok, mecburiyet.
Yani demem o ki, bu mektubun süresi dolmadan çok önce aksiyon almak lazım. Yoksa o son dakika telaşına düşersen, hem banka sana söktürür parayı hem de vergi dairesi affetmez, faizi bindirir üstüne. Hiç gerek yok o strese.
Gel gör ki, piyasa desen desen... Nakit akışı bozuk, o tecile düşmenin bir sebebi var, değil mi? İşte tam da bu yüzden bu uzatma işi hayati. Tecilini korumak demek, borcunu ödeme vaden geldiğinde sıkışmamak demek. Sakın es geçme. Sen yine de elini çabuk tut, sonra canın sıkılmasın. Bu işler böyledir.