DeryaSoul
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi sen o borcu bir şekilde yapılandırdın, rahat bir nefes aldın belki ama sonra oturup düşünüyorsun, "Acaba daha iyisi olur mu?" diye. Hani insan bir ilişkiye başlar da sonradan başka bir seçenek daha cazip görünür ya, aynen öyle bir durum bu. Belki mevcut bankanın sana uyguladığı oranlar, koşullar içini pek de rahat ettirmiyor, ya da o bankayla olan geçmişin, yaşadığın sıkıntılar aklının bir köşesinde durup duruyor, biliyorum ben o hissi... Kurtulmak istersin bazen, değil mi? Tam da bu noktada, yapılandırdığın o borcu başka bir kuruma devretme fikri belirir zihninde.
Peki, nedir bu devir işi, nasıl oluyor da oluyor? Aslında bu öyle doğrudan, "Buyurun borcumu alın, ödeyin" şeklinde bir transfer değil. Hani bir dosyayı alıp başka birine vermek gibi düşünme bunu. Hayır, bambaşka bir süreç işliyor burada. Sen aslında yeni bir finans kurumuyla görüşüyorsun, onların sana sunduğu koşullarda yeni bir kredi kullanıyorsun ve o yeni krediyle eski bankandaki yapılandırılmış borcunu kapatıyorsun. Yani bir nevi borcunu borçla ödüyor, ama bu sefer daha avantajlı olduğuna inandığın bir yere taşıyorsun. Mantık bu, aslında basit ama detaylarında ince hesaplar var, vallahi bak.
Neden isteyesin ki böyle bir şeyi, diye merak edebilirsin. Ya da belki zaten aklında var bu soru, değil mi? Çok sebebi olabilir. Mesela, mevcut yapılandırmanın faiz oranı seni mutlu etmiyordur. Belki piyasalar değişti, faizler düştü ve yeni bir banka sana çok daha uygun koşullar sunuyor. Ya da taksitlerin çok sıkı geliyordur, nefes almak istiyorsundur, daha uzun vadeyle, daha düşük taksitlerle ödeme imkânı arıyorsundur. Bir de şu var; belki o bankanın sana sunduğu müşteri hizmetinden, iletişimden memnun değilsindir, yeni bir sayfa açmak, daha anlayışlı bulduğun bir kurumla devam etmek istersin. Bazen psikolojik bir rahatlama da oluyor bu, eski defterleri kapatıp yeni bir yola çıkmak gibi...
Ama şimdi burada önemli bir soru daha beliriyor, "Her borç bu şekilde taşınabilir mi?" diye. Genelde evet, yapılandırılmış borçlar da yeni bir krediyle kapatılıp taşınabilir. Önemli olan, yeni başvuracağın bankanın seni nasıl değerlendireceği. Senin kredi notun, gelir durumun, borçluluk oranın... Bunlar, yeni bankanın sana "Tamamdır, sana kredi verelim" demesinde kilit rol oynar. Eğer borcun düzenli ödenmiş, sicilin temizse, kapılar sana daha bir güler yüzle açılır, abi. Ama yok, hala aksaklıklar varsa, yeni bir onay almak biraz daha zorlayıcı olabilir, bunu da bilmek lazım.
Yani şimdi gidip ilk kapıyı çaldığın bankanın her dediğine "Evet" deme sakın. Burada tam da o eski gazeteci refleksiyle sana sesleniyorum: Araştıracaksın, soracaksın, karşılaştıracaksın. Bir bankanın sunduğu oranla yetinme, başka bankalara da git. Online araçlar var, onlardan da yararlan, teklif al. Çünkü faiz oranı sadece görünen yüzü, bir de o dosya masrafları var, komisyonlar var, sigorta primleri var... Düşünsene, beş kuruş sanıp atladığın bir "indirimli faiz" aslında dosya masrafıyla iki katına çıkabilir. Sonra oturup dizlerini döversin, "Ah be, keşke biraz daha baksaydım" diye... Her detayı didiklemek senin menfaatine, unutma bunu.
Bu süreçte karşılaşabileceğin bazı riskler de yok değil. Örneğin, yeni bir kredi çektiğinde, vadeyi çok uzatırsan, evet aylık taksitlerin düşer ama toplamda ödeyeceğin faiz miktarı artabilir. Bir de yeni kredi çektiğin için, borç ödeme takvimin sil baştan başlar. Yani önceden borcun bitmesine üç yıl kalmışken, yeni krediyle bu süre beş yıla çıkabilir. Her şeyi iyice bir masaya yatır, kalem kalem hesapla. "Benim için asıl önemli olan neydi?" diye sor kendine. Taksitleri düşürmek mi, toplamda daha az ödemek mi, yoksa sadece banka değiştirmek mi? Bazen o psikolojik rahatlama, maddi yükün biraz daha artmasına değmeyebilir.
Aslında bu, senin finansal hayatında yeni bir strateji belirleme meselesi. Mevcut durumu kabullenip "olduğu kadar" mı diyeceksin, yoksa aktif bir rol alıp senin için en iyi koşulları mı kovalayacaksın? İşte bu borcu başka bir kuruma taşımak da tam olarak ikinci şıkka giriyor. Kendi finansal geleceğinin direksiyonuna geçmek gibi bir şey bu. Kimse senin adına bu kararları almaz, en iyi kararı da sen verirsin, kendi durumunu en iyi sen bilirsin. O yüzden acele etme, sindire sindire ilerle. Her adımını bilinçli atarsan, pişman olma ihtimalin de o kadar azalır. Neticede paranın patronu sensin, unutma.
Peki, nedir bu devir işi, nasıl oluyor da oluyor? Aslında bu öyle doğrudan, "Buyurun borcumu alın, ödeyin" şeklinde bir transfer değil. Hani bir dosyayı alıp başka birine vermek gibi düşünme bunu. Hayır, bambaşka bir süreç işliyor burada. Sen aslında yeni bir finans kurumuyla görüşüyorsun, onların sana sunduğu koşullarda yeni bir kredi kullanıyorsun ve o yeni krediyle eski bankandaki yapılandırılmış borcunu kapatıyorsun. Yani bir nevi borcunu borçla ödüyor, ama bu sefer daha avantajlı olduğuna inandığın bir yere taşıyorsun. Mantık bu, aslında basit ama detaylarında ince hesaplar var, vallahi bak.
Neden isteyesin ki böyle bir şeyi, diye merak edebilirsin. Ya da belki zaten aklında var bu soru, değil mi? Çok sebebi olabilir. Mesela, mevcut yapılandırmanın faiz oranı seni mutlu etmiyordur. Belki piyasalar değişti, faizler düştü ve yeni bir banka sana çok daha uygun koşullar sunuyor. Ya da taksitlerin çok sıkı geliyordur, nefes almak istiyorsundur, daha uzun vadeyle, daha düşük taksitlerle ödeme imkânı arıyorsundur. Bir de şu var; belki o bankanın sana sunduğu müşteri hizmetinden, iletişimden memnun değilsindir, yeni bir sayfa açmak, daha anlayışlı bulduğun bir kurumla devam etmek istersin. Bazen psikolojik bir rahatlama da oluyor bu, eski defterleri kapatıp yeni bir yola çıkmak gibi...
Ama şimdi burada önemli bir soru daha beliriyor, "Her borç bu şekilde taşınabilir mi?" diye. Genelde evet, yapılandırılmış borçlar da yeni bir krediyle kapatılıp taşınabilir. Önemli olan, yeni başvuracağın bankanın seni nasıl değerlendireceği. Senin kredi notun, gelir durumun, borçluluk oranın... Bunlar, yeni bankanın sana "Tamamdır, sana kredi verelim" demesinde kilit rol oynar. Eğer borcun düzenli ödenmiş, sicilin temizse, kapılar sana daha bir güler yüzle açılır, abi. Ama yok, hala aksaklıklar varsa, yeni bir onay almak biraz daha zorlayıcı olabilir, bunu da bilmek lazım.
Yani şimdi gidip ilk kapıyı çaldığın bankanın her dediğine "Evet" deme sakın. Burada tam da o eski gazeteci refleksiyle sana sesleniyorum: Araştıracaksın, soracaksın, karşılaştıracaksın. Bir bankanın sunduğu oranla yetinme, başka bankalara da git. Online araçlar var, onlardan da yararlan, teklif al. Çünkü faiz oranı sadece görünen yüzü, bir de o dosya masrafları var, komisyonlar var, sigorta primleri var... Düşünsene, beş kuruş sanıp atladığın bir "indirimli faiz" aslında dosya masrafıyla iki katına çıkabilir. Sonra oturup dizlerini döversin, "Ah be, keşke biraz daha baksaydım" diye... Her detayı didiklemek senin menfaatine, unutma bunu.
Bu süreçte karşılaşabileceğin bazı riskler de yok değil. Örneğin, yeni bir kredi çektiğinde, vadeyi çok uzatırsan, evet aylık taksitlerin düşer ama toplamda ödeyeceğin faiz miktarı artabilir. Bir de yeni kredi çektiğin için, borç ödeme takvimin sil baştan başlar. Yani önceden borcun bitmesine üç yıl kalmışken, yeni krediyle bu süre beş yıla çıkabilir. Her şeyi iyice bir masaya yatır, kalem kalem hesapla. "Benim için asıl önemli olan neydi?" diye sor kendine. Taksitleri düşürmek mi, toplamda daha az ödemek mi, yoksa sadece banka değiştirmek mi? Bazen o psikolojik rahatlama, maddi yükün biraz daha artmasına değmeyebilir.
Aslında bu, senin finansal hayatında yeni bir strateji belirleme meselesi. Mevcut durumu kabullenip "olduğu kadar" mı diyeceksin, yoksa aktif bir rol alıp senin için en iyi koşulları mı kovalayacaksın? İşte bu borcu başka bir kuruma taşımak da tam olarak ikinci şıkka giriyor. Kendi finansal geleceğinin direksiyonuna geçmek gibi bir şey bu. Kimse senin adına bu kararları almaz, en iyi kararı da sen verirsin, kendi durumunu en iyi sen bilirsin. O yüzden acele etme, sindire sindire ilerle. Her adımını bilinçli atarsan, pişman olma ihtimalin de o kadar azalır. Neticede paranın patronu sensin, unutma.