PrismTambourine
Kayıtlı Kullanıcı
**Bilgi Kutusu**
Şimdi efendim, o malum bloke mevzusu var ya, vallahi insanın uykularını kaçırır, hele bir de acil bir işin düştüğünde... İşte tam da o anlarda, "fek yazısı" denen o sihirli kağıdın peşine düşmek farz oluyor. Öncelikle bilmeliyiz ki, o parayı yatırmakla iş bitmiyor, o sadece buzdağının görünen kısmı, asıl mesele o dondurulmuş hesabın çözülmesi... Yoksa o bloke kalkmaz, abi ya, boşuna umutlanma.
İcra dairesinin kapısını çaldık, borcu kapatmak için ne gerekiyorsa yaptık diyelim, ya da alacaklıyla bir şekilde anlaştık... İşte o zaman, borcun tamamlandığına dair bir belge talep etmeliyiz; bu, bir "tahsil harcı" dekontu olabilir, ya da "dosya kapama talebi" dilekçemizin işleme alındığına dair bir alındı belgesi... Bu kâğıtlar, bizim bankaya götüreceğimiz o fek yazısının temelini oluşturacak, hani inşaatın temeli gibi düşün, sağlam olmalı ki üzerine bir şeyler inşa edelim.
Geldik fek yazısı takibinin can alıcı noktasına: İcra dairesinden çıkan o fek yazısının bankaya gönderilme süreci... Kimi zaman otomatik olarak elektronik ortamda gönderilir, kimi zaman da biz bizzat alıp bankanın ilgili departmanına elden götürmek zorunda kalırız. İşte burada bizlerin aktif rolü çok önemli, o yazıyı alıp almadıklarını teyit etmek, hatta mümkünse bir kopyasını kendimizde tutmak... Yani öyle saldım çayıra mevlam kayıra olmaz, işin peşini bırakmamak gerekiyor.
Bankaya o fek yazısı ulaştığında, sanma ki hemen hooop diye bloke kalkacak... Yoo, öyle kolay değil. Bankanın da kendi içinde bir prosedürü var, gelen evrakı inceler, teyit eder, sonra kendi sistemlerinde o blokenin kaldırılması için bir süreç başlatır. Bu süreç kimi zaman birkaç saat sürebilir, kimi zaman da birkaç iş günü... İşte bu noktada, bankanın "Risk ve Uyum Departmanı" veya "Hukuk Departmanı" gibi birimleriyle iletişimde olmak, durumun ne aşamada olduğunu sormak bizim elimizi güçlendirir, bekleme süresini azaltabilir...
Hesap blokesinin kalktığını teyit etmek için ne yapmalıyız? Vallahi en kestirme yol, ya mobil bankacılıktan bakmak ya da bankanın müşteri hizmetlerini arayarak bir teyit almak. Ama en sağlıklısı, hesaba ufak bir transfer yapıp, para girişinin olup olmadığını görmek... Çünkü bazen sistem güncellemeleri, yoğunluk falan derken, bilgi akışı biraz yavaşlayabilir. Yani, o paranın hesabına düştüğünü kendi gözlerinle görmeden, tam anlamıyla rahatlama hissetme sakın, tecrübeyle sabittir.
Peki ya fek yazısı bir türlü gitmiyorsa, ya da banka süreci uzatıyorsa ne yapacağız? İşte o zaman biraz daha ısrarcı olmalı, hatta bir dilekçeyle resmi bir başvuru yapmalıyız. "Fek yazısının tarafınıza ulaştığı ve buna rağmen blokenin kaldırılmadığı" şeklinde bir dilekçe ile durumu yazılı hale getirmek, onların da işlerini ciddiye almasını sağlar... Zaten işler resmiyete dökülünce, akan sular durulur derler ya, işte tam da o misal... Bu bizim hakkımız, vallahi de billahi de hakkımız.
Bloke kalktıktan sonra bile, o dosyanın tamamen kapandığından, ileride başka bir sürprizle karşılaşmayacağımızdan emin olmak için, icra dairesiyle son bir teyit almakta fayda var. Hani olur da gözden kaçan bir masraf, unutulan bir harç falan kalır... İşte bu durumların önüne geçmek için, işin en sonuna kadar takibini yapmak, dosyanın tamamen "kapanış" fişini almak, bize derin bir oh çektirir... Çünkü, malum, bu işlerde her zaman ince bir ayrıntı, bir köşe bucak kalabilir... İnsan kendini garantiye almalı, değil mi?
Şimdi efendim, o malum bloke mevzusu var ya, vallahi insanın uykularını kaçırır, hele bir de acil bir işin düştüğünde... İşte tam da o anlarda, "fek yazısı" denen o sihirli kağıdın peşine düşmek farz oluyor. Öncelikle bilmeliyiz ki, o parayı yatırmakla iş bitmiyor, o sadece buzdağının görünen kısmı, asıl mesele o dondurulmuş hesabın çözülmesi... Yoksa o bloke kalkmaz, abi ya, boşuna umutlanma.
İcra dairesinin kapısını çaldık, borcu kapatmak için ne gerekiyorsa yaptık diyelim, ya da alacaklıyla bir şekilde anlaştık... İşte o zaman, borcun tamamlandığına dair bir belge talep etmeliyiz; bu, bir "tahsil harcı" dekontu olabilir, ya da "dosya kapama talebi" dilekçemizin işleme alındığına dair bir alındı belgesi... Bu kâğıtlar, bizim bankaya götüreceğimiz o fek yazısının temelini oluşturacak, hani inşaatın temeli gibi düşün, sağlam olmalı ki üzerine bir şeyler inşa edelim.
Geldik fek yazısı takibinin can alıcı noktasına: İcra dairesinden çıkan o fek yazısının bankaya gönderilme süreci... Kimi zaman otomatik olarak elektronik ortamda gönderilir, kimi zaman da biz bizzat alıp bankanın ilgili departmanına elden götürmek zorunda kalırız. İşte burada bizlerin aktif rolü çok önemli, o yazıyı alıp almadıklarını teyit etmek, hatta mümkünse bir kopyasını kendimizde tutmak... Yani öyle saldım çayıra mevlam kayıra olmaz, işin peşini bırakmamak gerekiyor.
Bankaya o fek yazısı ulaştığında, sanma ki hemen hooop diye bloke kalkacak... Yoo, öyle kolay değil. Bankanın da kendi içinde bir prosedürü var, gelen evrakı inceler, teyit eder, sonra kendi sistemlerinde o blokenin kaldırılması için bir süreç başlatır. Bu süreç kimi zaman birkaç saat sürebilir, kimi zaman da birkaç iş günü... İşte bu noktada, bankanın "Risk ve Uyum Departmanı" veya "Hukuk Departmanı" gibi birimleriyle iletişimde olmak, durumun ne aşamada olduğunu sormak bizim elimizi güçlendirir, bekleme süresini azaltabilir...
Hesap blokesinin kalktığını teyit etmek için ne yapmalıyız? Vallahi en kestirme yol, ya mobil bankacılıktan bakmak ya da bankanın müşteri hizmetlerini arayarak bir teyit almak. Ama en sağlıklısı, hesaba ufak bir transfer yapıp, para girişinin olup olmadığını görmek... Çünkü bazen sistem güncellemeleri, yoğunluk falan derken, bilgi akışı biraz yavaşlayabilir. Yani, o paranın hesabına düştüğünü kendi gözlerinle görmeden, tam anlamıyla rahatlama hissetme sakın, tecrübeyle sabittir.
Peki ya fek yazısı bir türlü gitmiyorsa, ya da banka süreci uzatıyorsa ne yapacağız? İşte o zaman biraz daha ısrarcı olmalı, hatta bir dilekçeyle resmi bir başvuru yapmalıyız. "Fek yazısının tarafınıza ulaştığı ve buna rağmen blokenin kaldırılmadığı" şeklinde bir dilekçe ile durumu yazılı hale getirmek, onların da işlerini ciddiye almasını sağlar... Zaten işler resmiyete dökülünce, akan sular durulur derler ya, işte tam da o misal... Bu bizim hakkımız, vallahi de billahi de hakkımız.
Bloke kalktıktan sonra bile, o dosyanın tamamen kapandığından, ileride başka bir sürprizle karşılaşmayacağımızdan emin olmak için, icra dairesiyle son bir teyit almakta fayda var. Hani olur da gözden kaçan bir masraf, unutulan bir harç falan kalır... İşte bu durumların önüne geçmek için, işin en sonuna kadar takibini yapmak, dosyanın tamamen "kapanış" fişini almak, bize derin bir oh çektirir... Çünkü, malum, bu işlerde her zaman ince bir ayrıntı, bir köşe bucak kalabilir... İnsan kendini garantiye almalı, değil mi?