IndigoRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
O telefonun iki SIM yuvası var, biliyor musun, tam bir nimet aslında, birinde iş hattın diğerinde kişisel, hani dünya varmış dersin. Ta ki o meşum gün gelip çatana kadar, bir sabah uyandım, ekranda o sinir bozucu 'SIM Kilitli' uyarısı belirmiş, sadece bir tanesi değil ha, ikisi de... Vallahi billahi neye uğradığımı şaşırdım. Sanki bir hacker ordusu musallat olmuş gibi hissettim, ama biliyorum ki tamamen kendi beceriksizliğim, PUK kodunu ardı ardına yanlış girmenin bedeli bu, abi ya.
İlk şoku atlattıktan sonra tabii o panik hali, ikisi de kilitlenince ne yapacaksın şimdi? Birini kurtarmak yetmez ki, ikisi de aktif numaran, biri banka işlemleri için SMS onayı bekliyor, diğerinden acil bir iş görüşmesi, hayat durdu resmen. Amaç, o an, her iki SIM'i de yeniden erişilebilir kılmaktı, hani bir kurtarma operasyonu gerekiyordu, başka yolu yok.
Operatörlerin müşteri hizmetleri, zaten başlı başına bir destan. Biriyle konuşmak için bir saat bekledim, diğerine de ancak ertesi gün ulaşabildim. Sanki ikisinin de simultane olarak bloke olması onların değil de benim hatammış gibi, hani biraz da 'sana müstahak' der gibi bir tavır... Anlatıyorum durumu, "Efendim, PUK kodları bloke oldu, ikisi de, evet, aynı anda, telefonum çift SIM" diyorum, karşıdaki sanki beni anlamıyor, başka bir gezegenden gelmişim gibi.
Neyse ki, o sinir harbi içinde anladım, iki SIM'i de aynı anda kurtarmak imkansız değilse de, o anki kaynaklarla benim için imkansızdı. Mantıklı olan neydi? En acil olanı, en çok bağımlı olduğum numarayı kurtarmak. O da neydi, banka işlemleri, iş görüşmeleri, WhatsApp'ın kurulu olduğu ana hattım. İşte o noktada odaklandım, diğerini şimdilik bir kenara bırakarak.
Yeni SIM kart başvurusu, evraklar, imzalar falan derken, bir günü aşkın bir zamanımı çaldı bu süreç. Hani öyle internetten tıkla, hemen yeni PUK kodu gelsin falan yok, öyle basit değil bu işler. İki operatöre ayrı ayrı gidip durumu anlatıp yeni SIM kart talep etmek... Ama biliyordum ki en azından birini ayağa kaldırmam gerekiyordu, diğerini de sonra hallederim diye kendimi rahatlattım.
Şebeke bağlantısı, telefonun IMEI numarasıyla eşleşen abonelik sözleşmesi... Bunların hepsi domino taşı gibi birbirine bağlı. Bir yerde sorun olunca, zincirleme reaksiyon başlıyor. SIM kartın bloke olması demek sadece o anki arama-mesaj trafiğinin durması değil, aynı zamanda o hat üzerindeki tüm dijital kimliğinin de bir süreliğine askıya alınması demek. Düşünsene, banka uygulamasından işlem yapamıyorsun, e-devlete giremiyorsun, hayat felç.
Nihayet, birini, evet o çok kıymetli ana hattımı yeniden aktive etmeyi başardım. Telefonun o bildik ağ sinyalini gördüğümde derin bir oh çektim. Hani bir uçağın pistten havalanması gibi, bir tür rahatlama... Diğer SIM kart içinse daha sonra, başka bir gün uğraşmaya karar verdim. Bazen, en iyi çözüm, tüm sorunları aynı anda çözmeye çalışmak yerine, önceliklendirme yapmak oluyor. Bu tecrübe bana bunu öğretti.
Belki de bu, çift SIM kullanmanın getirdiği risklerden biriydi. İki ayrı hayatı, iki ayrı dijital kimliği aynı anda taşıdığında, birinde oluşan bir aksaklık diğerini de etkileyebiliyor. Ama yine de konforundan vazgeçemezsin, değil mi? Sadece daha dikkatli olmak, PUK kodlarını falan gözünün önünde bir yere yazmak lazım... Ya da ne bileyim, bir buluta kaydetmek.
Telefonu formatlamak, tüm verilerinizi kaybetme riski... O aşamaya gelmemek için o kadar mücadele ettim ki. Çünkü sadece SIM kartın bloke olması değil mesele, bazen telefonun kendisi de kilitlenebiliyor, hani "PIN kodu üç kez yanlış girildi, cihaz kilitlendi" gibi... Neyse ki oralara kadar gitmeden, sadece birini kurtararak, hayatıma devam etme fırsatı buldum. Bu da bir zafer sayılır bence, küçük ama anlamlı bir zafer.
İlk şoku atlattıktan sonra tabii o panik hali, ikisi de kilitlenince ne yapacaksın şimdi? Birini kurtarmak yetmez ki, ikisi de aktif numaran, biri banka işlemleri için SMS onayı bekliyor, diğerinden acil bir iş görüşmesi, hayat durdu resmen. Amaç, o an, her iki SIM'i de yeniden erişilebilir kılmaktı, hani bir kurtarma operasyonu gerekiyordu, başka yolu yok.
Operatörlerin müşteri hizmetleri, zaten başlı başına bir destan. Biriyle konuşmak için bir saat bekledim, diğerine de ancak ertesi gün ulaşabildim. Sanki ikisinin de simultane olarak bloke olması onların değil de benim hatammış gibi, hani biraz da 'sana müstahak' der gibi bir tavır... Anlatıyorum durumu, "Efendim, PUK kodları bloke oldu, ikisi de, evet, aynı anda, telefonum çift SIM" diyorum, karşıdaki sanki beni anlamıyor, başka bir gezegenden gelmişim gibi.
Neyse ki, o sinir harbi içinde anladım, iki SIM'i de aynı anda kurtarmak imkansız değilse de, o anki kaynaklarla benim için imkansızdı. Mantıklı olan neydi? En acil olanı, en çok bağımlı olduğum numarayı kurtarmak. O da neydi, banka işlemleri, iş görüşmeleri, WhatsApp'ın kurulu olduğu ana hattım. İşte o noktada odaklandım, diğerini şimdilik bir kenara bırakarak.
Yeni SIM kart başvurusu, evraklar, imzalar falan derken, bir günü aşkın bir zamanımı çaldı bu süreç. Hani öyle internetten tıkla, hemen yeni PUK kodu gelsin falan yok, öyle basit değil bu işler. İki operatöre ayrı ayrı gidip durumu anlatıp yeni SIM kart talep etmek... Ama biliyordum ki en azından birini ayağa kaldırmam gerekiyordu, diğerini de sonra hallederim diye kendimi rahatlattım.
Şebeke bağlantısı, telefonun IMEI numarasıyla eşleşen abonelik sözleşmesi... Bunların hepsi domino taşı gibi birbirine bağlı. Bir yerde sorun olunca, zincirleme reaksiyon başlıyor. SIM kartın bloke olması demek sadece o anki arama-mesaj trafiğinin durması değil, aynı zamanda o hat üzerindeki tüm dijital kimliğinin de bir süreliğine askıya alınması demek. Düşünsene, banka uygulamasından işlem yapamıyorsun, e-devlete giremiyorsun, hayat felç.
Nihayet, birini, evet o çok kıymetli ana hattımı yeniden aktive etmeyi başardım. Telefonun o bildik ağ sinyalini gördüğümde derin bir oh çektim. Hani bir uçağın pistten havalanması gibi, bir tür rahatlama... Diğer SIM kart içinse daha sonra, başka bir gün uğraşmaya karar verdim. Bazen, en iyi çözüm, tüm sorunları aynı anda çözmeye çalışmak yerine, önceliklendirme yapmak oluyor. Bu tecrübe bana bunu öğretti.
Belki de bu, çift SIM kullanmanın getirdiği risklerden biriydi. İki ayrı hayatı, iki ayrı dijital kimliği aynı anda taşıdığında, birinde oluşan bir aksaklık diğerini de etkileyebiliyor. Ama yine de konforundan vazgeçemezsin, değil mi? Sadece daha dikkatli olmak, PUK kodlarını falan gözünün önünde bir yere yazmak lazım... Ya da ne bileyim, bir buluta kaydetmek.
Telefonu formatlamak, tüm verilerinizi kaybetme riski... O aşamaya gelmemek için o kadar mücadele ettim ki. Çünkü sadece SIM kartın bloke olması değil mesele, bazen telefonun kendisi de kilitlenebiliyor, hani "PIN kodu üç kez yanlış girildi, cihaz kilitlendi" gibi... Neyse ki oralara kadar gitmeden, sadece birini kurtararak, hayatıma devam etme fırsatı buldum. Bu da bir zafer sayılır bence, küçük ama anlamlı bir zafer.