E-Devlet kapısında önünüze çıkan o 'bloke' ibaresi, basit bir hata kodu değil, bizzat sistemin size fırlattığı bir uyarıdır, bir ikazdır. Ne yazık ki pek çoğumuz, bir başvuru tamamlandı sanınca arkanı dönüp gidiyor, sonrası meçhul kalıyor... Sonra da "Neden olmadı?" diye feryat figan, değil mi? Ama dönüp bir de aynaya bakın, hatayı nerede yaptınız acaba?
Bir dilekçe verdin mi, sonunu takip etmek senin boynunun borcu değil midir? Hukukta, bürokraside, hatta gündelik hayatta bile bu böyle işler. E-Devlet'teki başvuruların da bundan farkı yok, abi ya. O 'işlem başarılı' yazısını gördün diye rehavete kapılma, asıl macera orada başlıyor, bitmiyor ki...
Gelen bir mesaj, bir bildirim, bir yönlendirme... Hepsi e-Devlet'in sana verdiği şans, bir tür "kurtarma operasyonu" aslında. Bu, ya eksik bir belgen olduğunu, ya bir onay sürecinin tıkandığını ya da basitçe sistemin senden ek bir aksiyon beklediğini gösterir. Gözünü aç, kulaklarını dört aç, okumayı öğrenmek lazım artık vallahi billahi.
Böyle bir blokenin ardında yatan en büyük sebep, genelde sizin ya okumayı ihmal etmeniz ya da önemsememenizdir. Ciddi bir işlem için harcadığın onca emeği, sırf birkaç tıkla yapacağın bir takiple heba etmek, akıl işi mi şimdi bu? Kendi kendine çelme takmaktan başka neye yarar ki bu durum?
Unutmayın ki devlet, vatandaşına hizmet için var ama her şeyi de eline alıp ağzına lokma gibi tıkamaz. Kendi sorumluluğunu bilmek, sürecin bir parçası olmaktır. O blokenin anlamı, "Bana bak, burada bir pürüz var, gel düzelt!" diye bağıran bir ses gibidir; duymayı bilmek gerekir.
Peki, ne olacaktı? Bloke kendiliğinden mi kalkacaktı? Hayır, efendim, hiçbir şey kendiliğinden düzelmez bu dünyada. Özellikle de dijital sistemlerde, aksiyon almadıkça, bir düğmeye basmadıkça, bir formu doldurmadıkça o süreç hep askıda kalır. Sonra aylarca beklersin... Sonra bir bakarsın, süre geçmiş, hakkın yanmış...
İşin ciddiyetini kavramalıyız artık. Bir başvuru takibi, sadece basit bir kontrol listesi doldurmak değil, kendi haklarına sahip çıkma mücadelesidir. Kim senin yerine oturup da her gün e-Devlet'e girip başvurunu kontrol edecek ki? İşte bu yüzden o "takip" butonu var, boşuna konulmadı oraya. Kullan onu, kullan ki işlerin aksamasın.
Zamanını ve enerjini boşa harcamak istemiyorsan, bu küçük ama hayati detayı asla atlama. Haftada bir, bilemedin on günde bir, gir kontrol et. Biriken eksiklikler, gözden kaçan detaylar, hepsi orada seni bekliyor olabilir. Sonra vay efendim ben bilmiyordum, vay efendim bana ulaşmadılar... Mazeretler anlamsız. Sistem seni zaten uyarıyor, defalarca hem de... Hadi şimdi gir, kontrol et bakalım, ne âlemde o çok önemli olduğunu düşündüğün başvuruların?
Bir dilekçe verdin mi, sonunu takip etmek senin boynunun borcu değil midir? Hukukta, bürokraside, hatta gündelik hayatta bile bu böyle işler. E-Devlet'teki başvuruların da bundan farkı yok, abi ya. O 'işlem başarılı' yazısını gördün diye rehavete kapılma, asıl macera orada başlıyor, bitmiyor ki...
Gelen bir mesaj, bir bildirim, bir yönlendirme... Hepsi e-Devlet'in sana verdiği şans, bir tür "kurtarma operasyonu" aslında. Bu, ya eksik bir belgen olduğunu, ya bir onay sürecinin tıkandığını ya da basitçe sistemin senden ek bir aksiyon beklediğini gösterir. Gözünü aç, kulaklarını dört aç, okumayı öğrenmek lazım artık vallahi billahi.
Böyle bir blokenin ardında yatan en büyük sebep, genelde sizin ya okumayı ihmal etmeniz ya da önemsememenizdir. Ciddi bir işlem için harcadığın onca emeği, sırf birkaç tıkla yapacağın bir takiple heba etmek, akıl işi mi şimdi bu? Kendi kendine çelme takmaktan başka neye yarar ki bu durum?
Unutmayın ki devlet, vatandaşına hizmet için var ama her şeyi de eline alıp ağzına lokma gibi tıkamaz. Kendi sorumluluğunu bilmek, sürecin bir parçası olmaktır. O blokenin anlamı, "Bana bak, burada bir pürüz var, gel düzelt!" diye bağıran bir ses gibidir; duymayı bilmek gerekir.
Peki, ne olacaktı? Bloke kendiliğinden mi kalkacaktı? Hayır, efendim, hiçbir şey kendiliğinden düzelmez bu dünyada. Özellikle de dijital sistemlerde, aksiyon almadıkça, bir düğmeye basmadıkça, bir formu doldurmadıkça o süreç hep askıda kalır. Sonra aylarca beklersin... Sonra bir bakarsın, süre geçmiş, hakkın yanmış...
İşin ciddiyetini kavramalıyız artık. Bir başvuru takibi, sadece basit bir kontrol listesi doldurmak değil, kendi haklarına sahip çıkma mücadelesidir. Kim senin yerine oturup da her gün e-Devlet'e girip başvurunu kontrol edecek ki? İşte bu yüzden o "takip" butonu var, boşuna konulmadı oraya. Kullan onu, kullan ki işlerin aksamasın.
Zamanını ve enerjini boşa harcamak istemiyorsan, bu küçük ama hayati detayı asla atlama. Haftada bir, bilemedin on günde bir, gir kontrol et. Biriken eksiklikler, gözden kaçan detaylar, hepsi orada seni bekliyor olabilir. Sonra vay efendim ben bilmiyordum, vay efendim bana ulaşmadılar... Mazeretler anlamsız. Sistem seni zaten uyarıyor, defalarca hem de... Hadi şimdi gir, kontrol et bakalım, ne âlemde o çok önemli olduğunu düşündüğün başvuruların?