IndigoLagoon
Kayıtlı Kullanıcı
Sen hala o yıpranmış, köşeleri kıvrılmış, fotoğrafı solmuş eski nüfus cüzdanını mı taşıyorsun cebinde? Vallahi billahi, kendine eziyet ediyorsun haberin yok. Bir gün o Nüfusmatik denilen modern aygıtın karşısına geçeceksin, belki yeni ehliyet başvurusu yapacaksın, belki bir e-devlet şifresi alacaksın veya kim bilir, belki de sadece bir adres değişikliği için o an gelip çatacak... Ve o koca makine sana "kusura bakmayın, bu kimlik geçerli değil" diyecek, çat diye kapıyı suratına çarpacak. İşte o zaman anlarsın, o elindeki kağıt parçasının, o anlamsız anının artık bir hükmü olmadığını... Bütün işlerin altüst olacak, orada kalakalacaksın abi, şaşkınlıkla.
Olay sadece bir Nüfusmatik işlemiyle de sınırlı değil ki, sen sanıyorsun sadece makinelere takılıyor bu iş diye. Hayır, artık her yer dijital, her yer çipli kart arıyor gözüyle. Bankada işlem yaparken, noter huzurunda bir imza atarken, hastaneye gittiğinde, hatta bir otelde konaklamak istediğinde bile o eski kimliğin sana ne sorunlar çıkaracağını hayal bile edemezsin. Adamlar bilgisayar sistemlerine entegre olmuş, o minik çipteki verilere bakıyorlar, senin o kağıt parçan ne hikmetse oradaki güvenlik protokollere uymuyor, hata veriyor... Eee sonra ne olacak? İşin gücün aksayacak, bir de sana saatlerce bir şeyler anlatmaya çalışacaklar, yemin ediyorum çıldırırsın.
Şimdi sen dur bakalım, "benim işim olmaz Nüfusmatik'le" deme sakın. Demekle olmuyor o işler. Bugün olmaz, yarın olur. Ya bir sağlık sorunu çıkar, acilen hastaneye yetişmen gerekir, ya da bir miras işin düşer, bir tapu devri yapman icap eder... İşte o en kritik anda, zamanla yarıştığın o stresli dakikalarda, cebindeki o tarih kokan kağıt parçası sana bir pranga olacak. Seni engelleyecek, seni o anın kargaşasında daha da çaresiz bırakacak. Hiç mi düşünmüyorsun bunları? Sonra pişmanlık fayda etmez, o anda kimse dinlemez senin "ama ben bilmiyordum"larını...
Diyelim ki bir şekilde Nüfusmatik'i atlattın, ya diğer resmi kurumlar? Vergi dairesi, emniyet müdürlüğü, kaymakamlık... Her biri kendi içinde bir düzen kurmuş, teknolojiye ayak uydurmuş durumda. Senin o eski cüzdanın, onların modern sistemleri karşısında gülünç kalıyor. Barkodsuz, çipsiz, güvenliği zayıf addedilen o kimlikle, işlemlerin ya uzayacak, ya da tamamen reddedilecek. Bir de o görevliler var, biliyorsun, "efendim yenilemeniz gerekiyor" diye bin kez anlatacaklar sana, sen de bıkkınlıkla dinleyeceksin. Bu bir uyarı değil, bu bir zorunluluk artık, bunu beynine kazıman lazım.
Unutma, devlet dediğin kurumlar da bir düzen istiyor, bir standart arıyor. Senin o eskimiş cüzdanın, modern güvenlik standartlarını karşılamıyor. Sahtecilik riskleri var, veri bütünlüğü sorunları var... Kimse bu riskleri almak istemiyor doğal olarak. Sen kendini güvende hissediyor olabilirsin ama sistem sana o gözle bakmıyor. İşte bu yüzden, o küçücük plastik kart, sandığından çok daha fazla kapı açıp kapatıyor senin için. Gözünü aç artık, bu çağın gerekliliklerini göz ardı edersen, bir yerde muhakkak duvara toslarsın, duvara... Sonra da gelip "abi ya keşke dinleseydim" dersin, ama iş işten geçmiş olur.
Olay sadece bir Nüfusmatik işlemiyle de sınırlı değil ki, sen sanıyorsun sadece makinelere takılıyor bu iş diye. Hayır, artık her yer dijital, her yer çipli kart arıyor gözüyle. Bankada işlem yaparken, noter huzurunda bir imza atarken, hastaneye gittiğinde, hatta bir otelde konaklamak istediğinde bile o eski kimliğin sana ne sorunlar çıkaracağını hayal bile edemezsin. Adamlar bilgisayar sistemlerine entegre olmuş, o minik çipteki verilere bakıyorlar, senin o kağıt parçan ne hikmetse oradaki güvenlik protokollere uymuyor, hata veriyor... Eee sonra ne olacak? İşin gücün aksayacak, bir de sana saatlerce bir şeyler anlatmaya çalışacaklar, yemin ediyorum çıldırırsın.
Şimdi sen dur bakalım, "benim işim olmaz Nüfusmatik'le" deme sakın. Demekle olmuyor o işler. Bugün olmaz, yarın olur. Ya bir sağlık sorunu çıkar, acilen hastaneye yetişmen gerekir, ya da bir miras işin düşer, bir tapu devri yapman icap eder... İşte o en kritik anda, zamanla yarıştığın o stresli dakikalarda, cebindeki o tarih kokan kağıt parçası sana bir pranga olacak. Seni engelleyecek, seni o anın kargaşasında daha da çaresiz bırakacak. Hiç mi düşünmüyorsun bunları? Sonra pişmanlık fayda etmez, o anda kimse dinlemez senin "ama ben bilmiyordum"larını...
Diyelim ki bir şekilde Nüfusmatik'i atlattın, ya diğer resmi kurumlar? Vergi dairesi, emniyet müdürlüğü, kaymakamlık... Her biri kendi içinde bir düzen kurmuş, teknolojiye ayak uydurmuş durumda. Senin o eski cüzdanın, onların modern sistemleri karşısında gülünç kalıyor. Barkodsuz, çipsiz, güvenliği zayıf addedilen o kimlikle, işlemlerin ya uzayacak, ya da tamamen reddedilecek. Bir de o görevliler var, biliyorsun, "efendim yenilemeniz gerekiyor" diye bin kez anlatacaklar sana, sen de bıkkınlıkla dinleyeceksin. Bu bir uyarı değil, bu bir zorunluluk artık, bunu beynine kazıman lazım.
Unutma, devlet dediğin kurumlar da bir düzen istiyor, bir standart arıyor. Senin o eskimiş cüzdanın, modern güvenlik standartlarını karşılamıyor. Sahtecilik riskleri var, veri bütünlüğü sorunları var... Kimse bu riskleri almak istemiyor doğal olarak. Sen kendini güvende hissediyor olabilirsin ama sistem sana o gözle bakmıyor. İşte bu yüzden, o küçücük plastik kart, sandığından çok daha fazla kapı açıp kapatıyor senin için. Gözünü aç artık, bu çağın gerekliliklerini göz ardı edersen, bir yerde muhakkak duvara toslarsın, duvara... Sonra da gelip "abi ya keşke dinleseydim" dersin, ama iş işten geçmiş olur.