IndigoAccordion
Kayıtlı Kullanıcı
O son taksiti ödediğimizde var ya, içimiz bir garip oluyor. Sanki yılların yükü kalktı, omuzlarımız hafifledi. Oh be, nihayet bitti, kurtulduk şu borçtan diye bir oh çekiyoruz, tabi öyle kolay değil vallahi billahi. Ama o sevinçle beraber aklımıza hemen bir soru düşüyor, o bankaya teminat olarak verdiğimiz, belki evimiz, belki iş yerimiz, o ipotek, o rehin kendiliğinden çözülüyor mu şimdi, biter bitmez taksitler? Yoksa bizim bir şeyler mi yapmamız gerekiyor... Hani kendi kendine hallolur mu, yoksa bir koşturma daha mı lazım?
Aslında şöyle bir durum var abi, bizdeki sistemde, o borcun tamamen kapanmasıyla beraber teminatın da otomatikman kalkması genellikle an meselesi değil pek. Bankalar ya da alacaklı kurumlar, o yapılandırma süreci ne kadar çetrefilli olursa olsun, borcun son kuruşuna kadar ödendiğinden emin olduktan sonra, ancak o zaman resmi işlemleri başlatıyorlar diyebiliriz. Tapu sicil müdürlüğüne ya da ilgili sicile bir yazı yazılması lazım ipotek fekki (ipotek kaldırma) ya da rehin terkin (rehin kaldırma) için, öyle ha deyince olmuyor, bu onların iç prosedürleri arasında yer alıyor, yani bir talimat gerekiyor, yoksa tak diye kalkmıyor...
Şimdi burada en can alıcı nokta ne biliyor musun? O yapılandırma sözleşmesinin maddeleri... Vallahi billahi o kağıtları okumadan olmaz. Genellikle sözleşmelerde, borcun tamamen ödenmesini müteakip teminatın nasıl çözüleceği detaylıca yazılıdır, fakat çoğu zaman bu, bizim tarafımızdan, yani borçlu tarafından bir taleple gerçekleşir. Yani gidip 'Borcum bitti, teminatımı kaldırın' dememiz gerekebilir, yoksa onlar unutur mu demeyelim de, o kadar işlerinin arasında bizimki de ne bileyim... O yüzden borç biter bitmez bankayı aramak, dilekçe vermek, hatta gerekirse şubeye gidip yüz yüze görüşmek en sağlamı, aksi takdirde o teminat öylece durur durduğu yerde.
Peki diyelim ki sözleşmeyi okuduk, gittik dilekçeyi de verdik, ama hala kalkmıyor o ipotek... İşte o zaman biraz daha derine inmek lazım. Bazen bankalar, o yapılandırılmış borcun yanında başka ufak tefek ekstraları, masrafları ya da hiç aklımıza gelmeyen farklı bir yükümlülüğü de teminata bağlamış olabilirler. Ya da unutulan bir kambiyo senedi, bir senet ya da çek olabilir ki bu da ipoteğin çözülmesine engel teşkil eder. Bu tür durumlarda, bankadan detaylı bir borç kapama yazısı, yani o borcun 'sıfır'landığını gösteren resmi bir evrak istemek şart, aksi halde o ipotek orada kalır gider, sonra vay efendim demeyelim... Teminatınızın çözülmesini beklerken başka bir borçla mı bağlantısı var, bunu bir güzel sorgulamak lazım.
Normal bir kredi borcu ödendiğinde, işler biraz daha tıkırında yürüyebilirken, yapılandırma borçlarında durum biraz farklılaşabiliyor. Çünkü yapılandırma, çoğu zaman zaten sorunlu bir alacağın yeniden yapılandırılması demek. Bu da bankanın ya da alacaklı kurumun daha temkinli adımlar atmasına neden olabiliyor. Yani o teminatı kolay kolay bırakmak istemezler, sanki başka bir kapıdan yine bir borç çıkacakmış gibi... Bu yüzden, o ağır borç yükünü nihayet sırtımızdan attığımızda, bir de teminatın kalkması için ekstra bir çaba sarf etmek, o evrak işlerini takip etmek şart oluyor bizim için, bizden söylemesi... Yani o rahat nefesi tam olarak almak için biraz daha mücadele gerekiyor.
Ne yapmalı o zaman? Borç bitince hemen bankayla irtibata geçip, o "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" talebimizi yazılı olarak iletmeliyiz. Hatta mümkünse bir avukat arkadaşla ya da bu işlerden anlayan biriyle de bir iki laflamak iyi olur, bazen gözden kaçan detaylar oluyor vallahi. Çünkü o teminatın çözülmesi, borcun bitmesi kadar önemli, hatta belki ondan da önemli, düşününce. O tapuda adımıza kayıtlı mülkün üzerindeki o şerhin kalkması, hani o ipoteğin, o rehin işaretinin silinmesi, işte o zaman gerçekten tam anlamıyla özgürleşiyoruz. O hissi yaşamak için biraz daha sabır, biraz daha takip, ama sonunda o zafer bizim olacak, değil mi ya...
Aslında şöyle bir durum var abi, bizdeki sistemde, o borcun tamamen kapanmasıyla beraber teminatın da otomatikman kalkması genellikle an meselesi değil pek. Bankalar ya da alacaklı kurumlar, o yapılandırma süreci ne kadar çetrefilli olursa olsun, borcun son kuruşuna kadar ödendiğinden emin olduktan sonra, ancak o zaman resmi işlemleri başlatıyorlar diyebiliriz. Tapu sicil müdürlüğüne ya da ilgili sicile bir yazı yazılması lazım ipotek fekki (ipotek kaldırma) ya da rehin terkin (rehin kaldırma) için, öyle ha deyince olmuyor, bu onların iç prosedürleri arasında yer alıyor, yani bir talimat gerekiyor, yoksa tak diye kalkmıyor...
Şimdi burada en can alıcı nokta ne biliyor musun? O yapılandırma sözleşmesinin maddeleri... Vallahi billahi o kağıtları okumadan olmaz. Genellikle sözleşmelerde, borcun tamamen ödenmesini müteakip teminatın nasıl çözüleceği detaylıca yazılıdır, fakat çoğu zaman bu, bizim tarafımızdan, yani borçlu tarafından bir taleple gerçekleşir. Yani gidip 'Borcum bitti, teminatımı kaldırın' dememiz gerekebilir, yoksa onlar unutur mu demeyelim de, o kadar işlerinin arasında bizimki de ne bileyim... O yüzden borç biter bitmez bankayı aramak, dilekçe vermek, hatta gerekirse şubeye gidip yüz yüze görüşmek en sağlamı, aksi takdirde o teminat öylece durur durduğu yerde.
Peki diyelim ki sözleşmeyi okuduk, gittik dilekçeyi de verdik, ama hala kalkmıyor o ipotek... İşte o zaman biraz daha derine inmek lazım. Bazen bankalar, o yapılandırılmış borcun yanında başka ufak tefek ekstraları, masrafları ya da hiç aklımıza gelmeyen farklı bir yükümlülüğü de teminata bağlamış olabilirler. Ya da unutulan bir kambiyo senedi, bir senet ya da çek olabilir ki bu da ipoteğin çözülmesine engel teşkil eder. Bu tür durumlarda, bankadan detaylı bir borç kapama yazısı, yani o borcun 'sıfır'landığını gösteren resmi bir evrak istemek şart, aksi halde o ipotek orada kalır gider, sonra vay efendim demeyelim... Teminatınızın çözülmesini beklerken başka bir borçla mı bağlantısı var, bunu bir güzel sorgulamak lazım.
Normal bir kredi borcu ödendiğinde, işler biraz daha tıkırında yürüyebilirken, yapılandırma borçlarında durum biraz farklılaşabiliyor. Çünkü yapılandırma, çoğu zaman zaten sorunlu bir alacağın yeniden yapılandırılması demek. Bu da bankanın ya da alacaklı kurumun daha temkinli adımlar atmasına neden olabiliyor. Yani o teminatı kolay kolay bırakmak istemezler, sanki başka bir kapıdan yine bir borç çıkacakmış gibi... Bu yüzden, o ağır borç yükünü nihayet sırtımızdan attığımızda, bir de teminatın kalkması için ekstra bir çaba sarf etmek, o evrak işlerini takip etmek şart oluyor bizim için, bizden söylemesi... Yani o rahat nefesi tam olarak almak için biraz daha mücadele gerekiyor.
Ne yapmalı o zaman? Borç bitince hemen bankayla irtibata geçip, o "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" talebimizi yazılı olarak iletmeliyiz. Hatta mümkünse bir avukat arkadaşla ya da bu işlerden anlayan biriyle de bir iki laflamak iyi olur, bazen gözden kaçan detaylar oluyor vallahi. Çünkü o teminatın çözülmesi, borcun bitmesi kadar önemli, hatta belki ondan da önemli, düşününce. O tapuda adımıza kayıtlı mülkün üzerindeki o şerhin kalkması, hani o ipoteğin, o rehin işaretinin silinmesi, işte o zaman gerçekten tam anlamıyla özgürleşiyoruz. O hissi yaşamak için biraz daha sabır, biraz daha takip, ama sonunda o zafer bizim olacak, değil mi ya...