Yapılandırma Borcu Ödemesi Yapılınca Teminat Çözülür mü?

Yapılandırma Borcu Ödemesi Yapılınca Teminat Çözülür mü?

IndigoAccordion

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
256
Tepkime puanı
0
IndigoAccordion
O son taksiti ödediğimizde var ya, içimiz bir garip oluyor. Sanki yılların yükü kalktı, omuzlarımız hafifledi. Oh be, nihayet bitti, kurtulduk şu borçtan diye bir oh çekiyoruz, tabi öyle kolay değil vallahi billahi. Ama o sevinçle beraber aklımıza hemen bir soru düşüyor, o bankaya teminat olarak verdiğimiz, belki evimiz, belki iş yerimiz, o ipotek, o rehin kendiliğinden çözülüyor mu şimdi, biter bitmez taksitler? Yoksa bizim bir şeyler mi yapmamız gerekiyor... Hani kendi kendine hallolur mu, yoksa bir koşturma daha mı lazım?

Aslında şöyle bir durum var abi, bizdeki sistemde, o borcun tamamen kapanmasıyla beraber teminatın da otomatikman kalkması genellikle an meselesi değil pek. Bankalar ya da alacaklı kurumlar, o yapılandırma süreci ne kadar çetrefilli olursa olsun, borcun son kuruşuna kadar ödendiğinden emin olduktan sonra, ancak o zaman resmi işlemleri başlatıyorlar diyebiliriz. Tapu sicil müdürlüğüne ya da ilgili sicile bir yazı yazılması lazım ipotek fekki (ipotek kaldırma) ya da rehin terkin (rehin kaldırma) için, öyle ha deyince olmuyor, bu onların iç prosedürleri arasında yer alıyor, yani bir talimat gerekiyor, yoksa tak diye kalkmıyor...

Şimdi burada en can alıcı nokta ne biliyor musun? O yapılandırma sözleşmesinin maddeleri... Vallahi billahi o kağıtları okumadan olmaz. Genellikle sözleşmelerde, borcun tamamen ödenmesini müteakip teminatın nasıl çözüleceği detaylıca yazılıdır, fakat çoğu zaman bu, bizim tarafımızdan, yani borçlu tarafından bir taleple gerçekleşir. Yani gidip 'Borcum bitti, teminatımı kaldırın' dememiz gerekebilir, yoksa onlar unutur mu demeyelim de, o kadar işlerinin arasında bizimki de ne bileyim... O yüzden borç biter bitmez bankayı aramak, dilekçe vermek, hatta gerekirse şubeye gidip yüz yüze görüşmek en sağlamı, aksi takdirde o teminat öylece durur durduğu yerde.

Peki diyelim ki sözleşmeyi okuduk, gittik dilekçeyi de verdik, ama hala kalkmıyor o ipotek... İşte o zaman biraz daha derine inmek lazım. Bazen bankalar, o yapılandırılmış borcun yanında başka ufak tefek ekstraları, masrafları ya da hiç aklımıza gelmeyen farklı bir yükümlülüğü de teminata bağlamış olabilirler. Ya da unutulan bir kambiyo senedi, bir senet ya da çek olabilir ki bu da ipoteğin çözülmesine engel teşkil eder. Bu tür durumlarda, bankadan detaylı bir borç kapama yazısı, yani o borcun 'sıfır'landığını gösteren resmi bir evrak istemek şart, aksi halde o ipotek orada kalır gider, sonra vay efendim demeyelim... Teminatınızın çözülmesini beklerken başka bir borçla mı bağlantısı var, bunu bir güzel sorgulamak lazım.

Normal bir kredi borcu ödendiğinde, işler biraz daha tıkırında yürüyebilirken, yapılandırma borçlarında durum biraz farklılaşabiliyor. Çünkü yapılandırma, çoğu zaman zaten sorunlu bir alacağın yeniden yapılandırılması demek. Bu da bankanın ya da alacaklı kurumun daha temkinli adımlar atmasına neden olabiliyor. Yani o teminatı kolay kolay bırakmak istemezler, sanki başka bir kapıdan yine bir borç çıkacakmış gibi... Bu yüzden, o ağır borç yükünü nihayet sırtımızdan attığımızda, bir de teminatın kalkması için ekstra bir çaba sarf etmek, o evrak işlerini takip etmek şart oluyor bizim için, bizden söylemesi... Yani o rahat nefesi tam olarak almak için biraz daha mücadele gerekiyor.

Ne yapmalı o zaman? Borç bitince hemen bankayla irtibata geçip, o "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" talebimizi yazılı olarak iletmeliyiz. Hatta mümkünse bir avukat arkadaşla ya da bu işlerden anlayan biriyle de bir iki laflamak iyi olur, bazen gözden kaçan detaylar oluyor vallahi. Çünkü o teminatın çözülmesi, borcun bitmesi kadar önemli, hatta belki ondan da önemli, düşününce. O tapuda adımıza kayıtlı mülkün üzerindeki o şerhin kalkması, hani o ipoteğin, o rehin işaretinin silinmesi, işte o zaman gerçekten tam anlamıyla özgürleşiyoruz. O hissi yaşamak için biraz daha sabır, biraz daha takip, ama sonunda o zafer bizim olacak, değil mi ya...
 
Çok güzel özetlemişsiniz durumu, gerçekten tam da anlattığınız gibi işliyor süreç. Borç bitti diye sevinirken, bir de teminatın kalkması için ekstra takip gerektiği gerçeği bazen gözden kaçabiliyor. Sizin de belirttiğiniz gibi, o yapılandırma borcunun son taksiti ödendiği anda bankayla iletişime geçip, o "fek yazısı" ve "rehin terkin" talebinde bulunmak en doğrusu.

Hatta borç kapama yazısını alırken, teminatın hangi tarihte ve nasıl kaldırılacağına dair net bir ifade olmasını istemek, ileride yaşanabilecek aksiliklerin önüne geçmek açısından çok faydalı oluyor. Bazen "Borç yoktur" deniyor ama teminat konusu ayrı bir kalem olarak işlem görebiliyor, bu detaya dikkat etmek lazım.

Emeklerinize sağlık bu önemli detayları bu kadar güzel toparlayıp paylaştığınız için. Bu konudaki tecrübelerini paylaşmak isteyen başka üyeler de olursa çok seviniriz.
 
Borcun son taksitini ödemek gerçekten büyük bir rahatlama hissi yaratıyor, bu kadar güzel anlatılamazdı bu durum! Ama haklısın, omuzlarımız hafifler hafiflemez akla ilk gelen şeylerden biri de teminatın durumu oluyor. Dediğin gibi, sistemimizde genellikle ipotek veya rehin gibi teminatların otomatik olarak kalkması pek karşılaşılan bir durum değil maalesef.

Bankalar, yapılandırma sürecinin detayları ve bazen ek masraflar veya farklı yükümlülükler nedeniyle, borcun tamamen kapandığından emin olmadan ve bizden bir talep gelmeden "ipotek fekki" veya "rehin terkin" işlemlerini kendiliğinden başlatmıyorlar. Bu yüzden, sözleşme maddelerini dikkatlice incelemek ve borç biter bitmez bankayla yazılı olarak irtibata geçerek teminatın kaldırılmasını talep etmek en doğrusu. Hatta avukat desteği almak ya da konuya hakim biriyle görüşmek, olası pürüzlerin önüne geçmek adına çok faydalı olacaktır. Takipçi olmak bu süreçte anahtar kelime diyebiliriz.
 
Konuyu ne kadar güzel özetlemişsiniz, gerçekten tam da böyle yaşanıyor bu süreçler. O son taksiti ödeyip rahat bir nefes alıyoruz ama asıl koşturmaca ondan sonra başlıyor çoğu zaman. Bankaların bu konularda otomatik hareket etmesini beklemek yerine, dediğiniz gibi inisiyatif alıp "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" talebini bizlerin iletmesi şart.

Sözleşme maddeleri ve bankayla düzenli iletişim, bu süreçte en önemli iki nokta. Bazen gözden kaçan küçük bir ek borç ya da masraf, teminatın kalkmasına engel olabiliyor maalesef. O yüzden baştan sona tüm belgeleri kontrol etmek ve her adımı takip etmek, sonradan oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçiyor. Dediğiniz gibi, o tapuda ya da sicildeki şerhin kalktığını görmek, asıl ferahlamayı o zaman yaşatıyor insana.
 
Bu konuyu o kadar güzel ve detaylı açıklamışsınız ki, gerçekten tecrübe edinmiş herkesin altına imza atacağı cinsten. O borç bitince alınan nefesin ardından, teminatın çözülmesi için de ekstra bir gayret göstermek gerektiği gerçeği çok kritik.

Özellikle yapılandırma sözleşmelerindeki maddelerin dikkatle incelenmesi ve borç kapanır kapanmaz bankayla yazılı olarak iletişime geçilmesi gerektiğini tekrar vurgulamak lazım. Aksi takdirde, dediğiniz gibi, o ipotek ya da rehin bir süre daha üzerimizde kalabiliyor. Çok faydalı bir özet olmuş, elinize sağlık.
 
Bu konuda çok güzel ve detaylı bir açıklama yapmışsın, eline sağlık. Gerçekten de yapılandırma borçlarında, normal kredilere göre teminatın kalkması süreci biraz daha çetrefilli olabiliyor. Bankaların temkinli yaklaşımı ve borcun tamamen bittiğinden emin olma ihtiyacı, bizim de işin peşini bırakmamamızı gerektiriyor.

Senin de belirttiğin gibi, son taksit ödendikten sonra hemen bankayla iletişime geçip, o "ipotek fekki" veya "rehin terkin" talebini yazılı olarak iletmek en sağlamı. Sözleşme maddelerini dikkatlice okumak ve olası ek yükümlülükleri sorgulamak da önemli. Tamamen özgürleşmek için o son takip aşaması maalesef şart oluyor.
 
Bu konuya çok güzel bir açıklık getirmişsiniz, elinize sağlık! Özellikle yapılandırma sonrası teminatın otomatikman kalkmadığına dair verdiğiniz bilgiler çok önemli. Çoğu kişi borcu bitince her şeyin kendiliğinden hallolduğunu düşünebiliyor ama sizin de altını çizdiğiniz gibi maalesef durum pek öyle değil.

Aslında belirttiğiniz gibi, o sözleşme maddelerini dikkatlice okumak ve borç biter bitmez banka ile iletişime geçip ipotek fekki veya rehin terkin talebini iletmek şart. Aksi takdirde, o teminatın bir süre daha durduğunu görmek işten bile değil. Bankaların prosedürleri bazen bizim beklediğimizden daha yavaş işleyebiliyor bu konularda.

Hatta bazen gözden kaçan ek masraflar veya farklı yükümlülükler de olabiliyor; bu yüzden detaylı bir borç kapama yazısı istemek gerçekten hayat kurtarıcı. Bu detaylı ve bilgilendirici paylaşımınız için çok teşekkürler, pek çok kişinin işine yarayacaktır.
 
Çok güzel ve detaylı bir konuya parmak basmışsın. Gerçekten de yapılandırma borçları bittiğinde o teminatın otomatik kalkmadığını ve bizim de üstüne düşmemiz gerektiğini çok iyi özetlemişsin. Birçoğumuz o son taksiti ödediğimizde işin tamamen bittiğini düşünürüz ama dediğin gibi, işin yasal prosedürleri bambaşka ilerliyor.

Özellikle yapılandırma sözleşmesini tekrar gözden geçirme ve borç tamamen kapandıktan sonra bankayla mutlaka iletişime geçip ipotek/rehin fekki için yazılı talep sunma kısmı çok önemli. Bazen dediğin gibi, gözden kaçan ek bir yükümlülük ya da masraf olabiliyor, bu yüzden bankadan borcun sıfırlandığına dair resmi bir yazı almak da işimizi garantiye almanın en sağlam yolu.

Neticede o son "oh be" çekişin keyfini tam yaşamak için biraz daha evrak takibi ve banka mesaisi gerekiyor. Bu önemli hatırlatma için çok teşekkürler!
 
Çok güzel özetlemişsiniz durumu, elinize sağlık! Gerçekten de yapılandırma borçlarında o son taksiti ödediğimizde yaşadığımız rahatlama hissi paha biçilmez ama teminatın kendiliğinden kalkması konusu maalesef sizin de belirttiğiniz gibi pek öyle kendiliğinden olmuyor çoğu zaman.

En can alıcı nokta, dediğiniz gibi, yapılandırma sözleşmesinin maddelerini dikkatlice okumak ve borç biter bitmez hemen bankayla irtibata geçip "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" talebini yazılı olarak iletmek. Aksi halde o teminatın öylece kalma riski var.

Özellikle de bahsettiğiniz gibi başka ek yükümlülükler veya unutulan bir senet gibi durumlar işi daha da uzatabiliyor. Bu yüzden tüm süreç bittikten sonra bankadan borcun tamamen kapandığına dair resmi bir yazı almak ve Tapu Sicil Müdürlüğü'nden teminatın kalktığını teyit etmek en sağlıklısı. Tamamen özgürleşme hissi için bu takip şart.
 
Çok güzel özetlemişsiniz, gerçekten de bu konu birçok kişinin aklını kurcalayan önemli bir detay. Yapılandırma borçlarında o son taksiti ödemekle işin bitmediği, teminatın kendiliğinden çözülmediği ve aktif bir takip gerektiğini harika vurgulamışsınız.

Özellikle yapılandırma sözleşmesinin maddeleri ve bankayla yazılı irtibata geçip "ipotek fekki" veya "rehin terkin" talebinde bulunmanın önemi yadsınamaz. Hatta o "borç kapama yazısı"nı alıp her şeyi netleştirmek, ileride yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçmek adına çok kritik. Maalesef borç yükünden kurtulduktan sonra bir de bu bürokratik süreçlerle uğraşmak biraz yorucu olabiliyor ama dediğiniz gibi tam anlamıyla özgürleşmek için bu adımlar elzem. Paylaşımınız için teşekkürler.
 
Aynen öyle, o son taksiti ödemenin rahatlığıyla gelen tatlı bir yorgunluk oluyor ama içimizdeki o soru işaretleri de hemen başlıyor. Çoğu kişi borç bitince teminatın da otomatikman kalktığını sanıyor ama dediğin gibi, işin aslı biraz daha farklı yürüyor maalesef. Bankaların kendi iç prosedürleri ve o "ipotek fekki" için mutlaka bizim tarafımızdan bir talebin olması gerekiyor.

Hele ki yapılandırma borçlarında, sürecin hassasiyeti nedeniyle bankalar biraz daha temkinli davranabiliyor. Bu yüzden o sözleşme maddelerini iyi incelemek, borcun tamamen sıfırlandığından emin olmak ve akabinde bankaya yazılı bir dilekçe ile başvurup süreci yakından takip etmek çok kritik. Unutulan bir ek masraf ya da başka bir yükümlülük o teminatın çözülmesini geciktirebiliyor.

Nihayetinde o tapu kaydındaki şerh kalktığında, yani ipotek veya rehin tamamen ortadan kalktığında gerçek anlamda bir özgürleşme hissi yaşanıyor. Bu konuya dikkat çektiğin ve detaylarıyla anlattığın için çok teşekkürler, eminim birçok arkadaşımızın işine yarayacak bilgiler bunlar.
 
O borç bittiğinde hissedilen o rahatlama paha biçilmez gerçekten, omuzlardan büyük bir yük kalkıyor. Ama o rahatlamanın ardından hemen "peki şimdi ne olacak?" sorusu akla düşüyor haklı olarak.

Çoğu zaman yapılandırma borçlarında, son taksit ödendiğinde teminatın (ipotek veya rehin) kendiliğinden otomatik olarak kalkması pek karşılaşılan bir durum değil. Bankalar veya alacaklı kurumlar, borcun tamamen kapandığından emin olduktan sonra sizin bir talepte bulunmanızla resmi işlemleri başlatıyorlar. Yani işin kendiliğinden hallolmasını beklemek yerine, biraz koşturmak gerekiyor maalesef.

Bu süreçte yapmanız gereken en önemli şey, borcun tamamen bitmesiyle birlikte bankayla iletişime geçmek. Bankaya gidip "ipotek fekki" veya "rehin terkin" talebinizi yazılı olarak ileten bir dilekçe vermeniz şart. Ayrıca, sözleşmenizi dikkatlice gözden geçirmekte ve bankadan borcun sıfırlandığına dair resmi bir "borç kapama yazısı" almayı istemekte fayda var. Bazen yapılandırmaların karmaşıklığı nedeniyle ufak tefek ek masraflar veya farklı yükümlülükler gözden kaçabiliyor, bu yüzden tüm belgelerle takipçi olmak en doğrusu.
 
Gerçekten çok yerinde ve detaylı bir açıklama olmuş, eline sağlık! Bu yapılandırma borçlarının son taksiti bittiğinde yaşanan o rahatlama hissi paha biçilemez ama teminatın çözülmesi süreci maalesef dediğin gibi öyle otomatikman olmuyor. Çoğu zaman biz borçluların aktif olarak bankayla iletişime geçip, dilekçemizi verip, hatta takip etmemiz gerekiyor.

Hele ki sözleşmeyi detaylıca incelemek ve olası ek masraflar veya farklı bir yükümlülük olup olmadığını sorgulamak çok kritik. Bazen gözden kaçan küçük bir detay bile ipotek fekkinin gecikmesine neden olabiliyor. O yüzden borç biter bitmez bankanın kapısını çalmak, hatta mümkünse yazılı belge almak en doğrusu, ki o ağır yük tamamen kalksın üzerimizden.
 
Borcun bitmesiyle gelen rahatlamayı o kadar iyi anlıyorum ki, gerçekten insanın omuzlarından koca bir yük kalkıyor. Ama o hisle beraber akla düşen "şimdi teminat ne olacak?" sorusu da çok yerinde. Maalesef, yapılandırma borçlarında teminatın kendiliğinden çözülmesi durumu pek olmuyor, bu konuda sizin de detaylıca bahsettiğiniz gibi bizim biraz peşine düşmemiz gerekiyor.

Borç tamamen kapandıktan sonra bankaların veya alacaklı kurumların otomatik bir fek veya terkin işlemi başlatmasını beklemek yerine, ilk iş sözleşme detaylarına bakmak ve hemen ardından bankayla iletişime geçmek en sağlamı. Bankadan borcun tamamen kapandığına dair resmi bir yazı talep etmek ve ipotek veya rehin kaldırma talebinizi yazılı olarak iletmek şart. Bu sayede süreç resmiyet kazanır ve takibini kolaylaştırırsınız.

Bazen gözden kaçan ufak tefek masraflar ya da farklı bir yükümlülük de teminatın kalkmasına engel olabiliyor, bu yüzden bankadan detaylı bir borç kapama yazısı istemek ve bu konuyu netleştirmek önemli. Eğer tüm bu adımlara rağmen bir pürüz çıkarsa, bir avukat ya da bu konularda tecrübeli birinden destek almak işleri hızlandırabilir. Neticede o teminatın kalkmasıyla ancak tam anlamıyla derin bir oh çekebileceğiz, o yüzden takibi elden bırakmamak lazım.
 
Çok güzel özetlemişsin bu durumu, eline sağlık. Gerçekten de o borç bitince bir oh çekiliyor ama dediğin gibi, işin teminat kısmı genelde ayrı bir takip gerektiriyor. Otomatikman hallolur sanmak büyük yanılgı.

Özellikle yapılandırma borçlarında bankaların bu konuda biraz daha temkinli davrandığını ve her detayın iyice kontrol edildiğini unutmamak lazım. Sözleşmeyi tekrar gözden geçirmek, borç kapandığında bankadan resmi yazı istemek ve en önemlisi fek yazısı için hemen harekete geçmek şart oluyor. Aksi takdirde, o ipotek ya da rehin hiç beklemediğimiz bir anda karşımıza çıkabilir.

Senin de belirttiğin gibi, son taksiti öder ödemez bankayı aramak ve süreci bizzat takip etmek en doğrusu. Hatta olası aksaklıklar için bir avukata danışmak da iyi bir fikir olabilir. Bu süreçte biraz daha sabır ve takip, o mülk üzerindeki şerhin kalkmasıyla gelen rahatlığa kesinlikle değer.
 
Harika bir derleme ve çok detaylı bir açıklama olmuş, eline sağlık! Yapılandırma borcu sonrasında teminatın çözülmesi konusunda ne kadar dikkatli olmak gerektiğini, özellikle bankayla iletişime geçip ipotek fekki talebinde bulunmanın önemini çok net bir şekilde ortaya koymuşsun.

Gerçekten de çoğu zaman otomatikleşen bir süreç değil bu, hatta bazen gözden kaçan ufak tefek masraflar veya farklı ek yükümlülükler de olabiliyor. Bu yüzden borç biter bitmez takibi bırakmamak, sözleşme detaylarını tekrar kontrol etmek ve bankadan yazılı bir borç kapama belgesi almak şart. Bu bilgiler, benzer durumda olan birçok kişiye ışık tutacaktır.
 
Çok güzel özetlemişsin durumu, vallahi içimizden geçenleri yazmışsın. O son taksit sevinci bir yana, teminatın çözülmesi de ayrı bir dert gibi duruyor gerçekten. Tecrübeyle sabit ki, çoğu zaman bankalar kendi kendine bu süreci başlatmıyor, bizim bir dilekçe ile hatta bizzat takip ederek işi hızlandırmamız gerekiyor. Özellikle yapılandırma borçlarında bu durum daha da önemli oluyor, dediğin gibi.

Sözleşme maddelerine bakmak ve bankadan resmi bir 'borç bitmiştir' yazısı almak da çok kritik. Hatta sadece borcun bitmesi yetmeyebiliyor, bazen gözden kaçan ek bir masraf ya da bağlantılı başka bir yükümlülük de teminatın üzerinde kalmasına sebep olabiliyor. O yüzden her adımı titizlikle takip etmek en sağlamı.

Umarım herkesin bu süreci en kolay şekilde atlatmasına yardımcı olur bu bilgiler. Emeklerine sağlık.
 
Evet, bu durum gerçekten de birçok kişinin kafasını karıştıran ve dikkat edilmesi gereken bir konu. O borç yükünden kurtulduğunuz an, omuzlarınızdaki hafiflemeyle birlikte teminatın da otomatikman kalktığını düşünmek çok doğal ama maalesef süreç pek öyle işlemiyor.

Bankalar genellikle borcun son kuruşu ödendikten sonra bile, bizim tarafımızdan resmi bir talep gelmeden "ipotek fekki" ya da "rehin terkin" işlemlerini kendiliğinden başlatmıyorlar. Bu yüzden borcunuz biter bitmez banka ile iletişime geçip, sözleşmenizi kontrol edip, teminatın kaldırılması için gerekli dilekçeyi vermeyi kesinlikle ihmal etmeyin.

Bazen gözden kaçan ek borçlar veya masraflar da olabiliyor, o yüzden detaylı bir borç kapama yazısı istemek ve tüm sürecin takipçisi olmak en sağlıklısı. Aksi takdirde o teminat gereksiz yere üzerinizde kalabilir.
 
Harika bir konuya parmak basmışsın! O son taksit ödendiğinde hissedilen rahatlama tarifsiz, ama sonra akla düşen o "acaba teminat ne olacak" sorusu da bir o kadar düşündürücü oluyor gerçekten.

Evet, çoğu zaman tam da belirttiğin gibi, yapılandırma borcu bitse de teminatlar (ipotek veya rehin) maalesef kendiliğinden kalkmıyor. Bankaların kendi iç prosedürleri ve o sözleşmelerin maddeleri gereği, bizim tarafımızdan bir talep gitmesi şart oluyor. Yani borcun bittiğini teyit edip, ipotek fekki ya da rehin terkin için dilekçe vermek ve süreci takip etmek en doğrusu.

Bu yüzden borç biter bitmez bankayı aramak, şubeye gitmek ve yazılı talepte bulunmak büyük önem taşıyor. Yoksa o teminat öylece durur durduğu yerde. Hatta bazen başka küçük borçlar ya da ek masraflar da bu durumu etkileyebiliyor, o yüzden bankadan borcun tamamen bittiğine dair resmi bir yazı almak işimizi daha da kolaylaştıracaktır. Takipte kalmak şart!
 
Borcun bitmesiyle gelen o rahatlama hissini ne güzel anlatmışsın, hepimiz benzer şeyler yaşamışızdır eminim! İçimizdeki o yükün kalkması müthiş bir his ama dediğin gibi, işin teminatı çözdürme kısmı maalesef her zaman otomatik ilerlemiyor. Çok doğru bir noktaya parmak basmışsın, genelde bankalar borç tamamen kapansa bile bizim onlara bu yönde bir talep iletmemizi beklerler, o ipotek fekki (kaldırma) için.

Sözleşmeyi dikkatlice incelemek ve ardından bankayla doğrudan iletişime geçip, dilekçe vermek en sağlamı. Bazen gözden kaçan ek borçlar veya masraflar da olabiliyor, bu yüzden detaylı bir borç kapama yazısı istemek de çok önemli. Gerçekten de o son imzayı atana kadar biraz daha takip gerekiyor ki, o mülk üzerindeki şerh kalksın ve tam anlamıyla içimiz rahat etsin. Bu detaylı paylaşımın için teşekkürler, birçok kişinin işine yarayacaktır.
 
Geri