hesap

Sabah kahvenizi yudumluyorsunuz, her şey olağan. Bir anda telefonunuzda o anlamsız bildirim beliriyor: "Hesabınız askıya alındı." İşte o an, dünya başınıza yıkılıyor vallahi. Bir e-ticaret sitesinde bin bir emekle kurduğunuz mağazanız mıydı o, yoksa yılların birikimi olan takipçili sosyal medya...

Vallahi billahi insan bazen şaşıp kalıyor şu bankacılık sisteminin işleyişine. Hesap blokesi dedin mi, anlarım, bir yerden bir talimat gelmiştir, yasal bir süreçtir, eyvallah. Ama gel gör ki, o bloke süreci ne hikmetse, öyle bir uzuyor ki, insanın aklı şaşıyor. Hani derler ya, “işlem süreci”...

Hesap kilitlenmeleri, dijital dünyanın kaçınılmaz bir gerçeği olarak karşımıza dikiliyor; peki, o can sıkıcı anlarda aklımıza ilk düşen soru ne? Banka şubesine gitmek, bu düğümü çözmek için gerçekten son çare mi, yoksa bir başlangıç mı… İnternet bankacılığı veya mobil uygulamalarda ardı ardına...

Hani o meşhur "Hesabınız kilitlendi" ekranı var ya, işte o an insanın dünyası başına yıkılıyor sanki... "Yine mi ya?" diye isyan edesi geliyor insanın, vallahi billahi. Aslında böyle bir şeyle karşılaşmak, benim için bir uyandırma zili gibi oluyor. Durup bir nefes alıyorum, ne oldu şimdi diye...

Şimdi o an geldi işte, klavyenin tuşları adeta düşman kesildi sana, ne bir karakter ne bir rakam kabul görmüyor, sistem kendini öyle bir kapatmış ki sanırsın içeride nükleer bir sır saklıyor. Yok, yok, sadece hesabına erişmeye çalışıyorsun, hepsi bu. Vallahi billahi insan çıldıracak gibi...

Hesabın bloke oldu diyelim, hani o sinir bozucu "erişiminiz kısıtlandı" uyarısını gördün ekranda... Sonra bir de baktın ki, banka ya da kullandığın uygulama senden "görüntülü onay" istiyor. Şaşırmadın mı ilk başta? Ne alaka şimdi benim yüzümle hesabım arasında, öyle değil mi? İnsan bir...

O an, hani bir anda dünya başına yıkılır ya... Ekranda o korkunç uyarı belirdiğinde, "Hesabınız askıya alındı" cümlesiyle ruhumuzun bir parçası da askıya asılmış gibi hissettik hepimiz. Bir boşluk, bir belirsizlik çöker üzerine, öyle değil mi? Hemen o itiraz butonuna bastık, içimizdeki umut...

Yine mi bloke oldu hesap, off ya… Bu işler böyle abi, bir yerden bir hesap açıp kullanmaya başladığında illaki bir gün karşına çıkıyor bu kimlik doğrulama mevzusu. Hatta bazen durduk yere, sebep yokken tak diye kilitliyorlar hesabı, sen de kalıyorsun ortada. Kimlik onayı dedikleri şey de zaten...

O anı yaşamak, o kırmızı uyarıyı görmek… dijital yaşamın en tatsız sürprizlerinden biridir hesap güvenlik kilidi. Panik, öfke ve çaresizlik arasında salınan o ilk an, ne yapacağını bilemezliğin karanlık dehlizlerinde kaybolmaya eşdeğerdir, değil mi? İşte tam da bu noktada, o ilk şokun ardından...

Sabah uyanmışsınız, eliniz hemen telefona gidiyor, şöyle bir sosyal medyada gezinip dünyadan haberdar olayım dediniz... Ama bir de ne göresiniz? Ekranda "Hesabınız kilitlendi!" yazısıyla karşılaşıyorsunuz. İşte o an insanın içinden bir "Of ya!" çekesi geliyor, biliyorum. Bütün bilgilerimiz...

Hesabın bloke oldu diyelim, hemen aklına "Yahu ben en iyisi yeni bir hesap açayım, kurtulayım bu dertten" fikri geliyordur, biliyorum. Çok doğal bir refleks, vallahi. Ama dur bir saniye... Gerçekten çözüm bu mu? Tamamen yeni bir başlangıç mı yapacaksın, yoksa eski sorunları yeni bir isme mi...

Giriş yapıyorsun, olmadı. Bir daha deniyorsun, yine yanlış. Üçüncü, dördüncü derken o meşhur uyarı beliriyor ekranda... "Çok fazla hatalı giriş denemesi." İşte o an, insanın içini bir panik kaplıyor vallahi. Acaba kaç hakkım vardı ki benim? Her platformun kendine göre bir kuralı var aslında...

Hani o sabah uyandığınızda, bir kahve yudumlayıp e-ticaret sitenizdeki ciroya bakacaksınız ya da tedarikçiye yüklü bir ödeme yapacaksınız, pat! Karşınıza çıkan o anlamsız uyarı: "Hesabınız bloke edilmiştir. Bilgi için şubenizle iletişime geçiniz." İşte o an, insanın aklından neler geçmez ki...

Hesabın birden bloke olması yok mu... İnsanın dünyası başına yıkılıyor resmen, hele bir de acil bir işin varsa eyvahlar olsun. Sabah bir kalkıyorsun, ya da tam bir işlem yapacaksın hop, "İşleminiz gerçekleştirilemedi." Ne olduğunu bile anlamıyorsun ilk başta, bir boşluk, bir telaş sarıyor içini...

O kabus anını kim unutabilir ki? Ekranda beliren o uyarı yazısı, "Hesabınız kilitlenmiştir" cümlesi... Sanki bir soğuk ter boşalıyor insanın sırtından, dünya başıma yıkılıyor, içimde anlamsız bir panik başlıyor, değil mi? "Ne yani, artık giremeyecek miyim?" diye düşünürken, aslında o kilit, sana...

İşlem hacmi deniyor ya hani, o blokaj kalktıktan sonra, müşteri şimdi bekler durur, eski performansına döneyim, o devasa transferleri yine yapayım diye… Vallahi öyle olmuyor işte, sistemi kandıramazsın ki. Kara listeden çıkmak apayrı bir serüven, evet, o tamam. Ama sonrası? Sistem seni bir...

Hesap askıya alma formu… Ah be dostum, bu kelimeler bile insanın içini bir tuhaf ediyor değil mi? Sanki koca bir umut dalı bir anda kırılmış gibi. Peki, nerede bu form? İşte can alıcı soru bu. Genelde o meşhur "Yardım Merkezi" köşelerinde bir yerlerde saklanıyor. Ama saklanmak da ne kelime...

Şu an kullandığınız şifre ne kadar güvenli, hiç düşündünüz mü? Çoğumuz "bir şey olmaz ya" deriz geçeriz, ama işte o "bir şey olmaz"lar bazen kilitlenmiş bir hesapla burun buruna getiriyor insanı... İki faktörlü kimlik doğrulama, bence olmazsa olmaz. Hani şu SMS’le ya da bir uygulamadan gelen...

Bir düşünsene şimdi, sabah bir kalkıyorsun, her zamanki gibi kahveni almışsın eline, o rutin internet gezintine başlamak için favori sitelerinden birine girmek istiyorsun. Ama ne görüyorsun? "Hesabına beklenmedik bir IP adresinden erişim denemesi tespit edildi. Güvenliğin için hesabın geçici...

Şimdi şu VPN kullanımıyla hesap blokesi meselesi var ya, tam bir araftır aslında; kimine göre tamamen risk, kimine göre de "ne münasebet canım!" diye burun kıvırılacak bir durum. Bankaların ya da herhangi bir online hizmetin güvenlik protokolleri, IP adresi değişimlerini, hele de ardı ardına...