IMEI Kaydı Yaparken Hata Yaptım: BTK'yı Nasıl Aradım?

IMEI Kaydı Yaparken Hata Yaptım: BTK'yı Nasıl Aradım?

SapphireTempo

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 18
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
252
Tepkime puanı
2
SapphireTempo
Hani o an gelir ya, klavyeden gönder tuşuna basarsınız da içinize bir kurt düşer… İşte tam da o an! O e-Devlet kapısının o soğuk, o acımasız sayfalarında, yurt dışından getirilen cihazın IMEI kaydını yaparken, pasaportun son hanesini ya da o lanet olası numaranın bir rakamını yanlış girdiğinizi fark ettiğiniz o dehşet anı… Kâğıt üzerinde kusursuz görünen her şey, sanal dünyanın labirentlerinde nasıl da kolayca kör düğüme dönüşür, değil mi? Oysa her şey o kadar basit başlamıştı; pasaport bilgileri, cihaza ait o yirmi haneli eşsiz kimlik numarası, harç ödeme dekontu… Ama bir anlık dalgınlık, bir parmak kayması, sizi tam da o bürokrasinin gri koridorlarının dibine fırlatıverir, abi ya! Ne yapacağınızı bilemezsiniz, telefonunuzun ahizesinde yankılanan o sessizlik, vallahi billahi insanı çıldırtır.

İlk refleksimiz nedir peki? Panikle BTK'nın o meşhur 120 numaralı hattını aramak, değil mi? Sanmayın ki öyle ilk çaldığında "Buyurun, IMEI hatanızı hemen düzeltelim" diyecekler. Yok öyle yağma! Dakikalarca, bazen çeyrek saatlerce, o sesli yanıt sisteminin boğuk tınıları arasında kaybolan saniyeler… "İşlemleriniz için lütfen bekleyin," cümlesi kaç kere yankılanır kulağımızda, içimizdeki o isyan ateşi her saniye daha da harlanır. Sabır taşının çatladığı o anlarda, elimizde tuttuğumuz o pasaport, o cihazın faturası, o harç dekontu birer demir yığınına dönüşür. Telefonun bir ucunda çaresizlik, diğer ucunda ise, ne hikmetse bir türlü bağlanamayan, hep meşgul çalan bir hat… Bu resmen bir tür modern işkence.

Asıl mesele, problemin kökünü kazımak değil miydi? BTK'yı aradığınızda, çağrı merkezi görevlisinin sizden isteyeceği her detay, bir mermi gibi hazır olmalı elinizde; aksi takdirde, duvardaki bir tuğlayı bile yerinden oynatamazsınız. Pasaport numarasıyla TC Kimlik eşleşmesi, cihazın ülkeye getirildiği tarih ve giriş-çıkış bilgileri, harç ödeme dekontunun referans numarası, e-Devlet ekranındaki o meşum hata mesajının net bir çıktısı… Hani o başvuru anında alınan barkodlu belge, ya da ekran görüntüsü... Her belge bir kanıt, her numara bir şifre bu sistemde. Onlar için sıradan bir prosedür, bizim için ise yurt dışından getirilen o kıymetli cihazın kaderi, anladın mı?

Nihayet bir insan sesi duyduğunuzda, tüm o yorgunluğa, haksızlığa rağmen, ses tonunuzdaki kararlılıkla "Ben bu işi çözeceğim" demelisiniz. Çağrı merkezi yetkilisi sizden sabırla ilgili tüm detayları isteyecek; IMEI numarasını tekrar etmeniz, hatanın tam olarak ne olduğunu, e-Devlet'te gördüğünüz uyarıyı eksiksiz aktarmanız elzem. Bu an, sizin savunmanızı yaptığınız bir mahkeme duruşması gibi, her kelime labirentin bir sonraki kapısını aralayan bir anahtar… "Hangi alana yanlış giriş yaptınız? Pasaportunuzun süresi ne zamandı? Harç ödemesi hangi banka aracılığıyla yapıldı?" gibi art arda gelen sorular karşısında soğukkanlılığınızı koruyarak, tüm o teknik bilgiyi akıcı bir şekilde aktarmak zorundasınız. Unutmayın, o hatta bağlanan tek siz değilsiniz, benzer dertten muzdarip yüzlerce insan… Bizler, bu bürokratik engellerin gazileri olarak biliriz bunun ne demek olduğunu.

Peki ya sonra? O anlık çözüm vaatleri havada kalırsa ne olacak? BTK'ya yapılan başvuruların takibi, size verilen referans numarası üzerinden e-Devlet kapısı veya doğrudan BTK'nın web sitesi üzerinden sorgulanabilirlik... Sakın ha, "Ben aradım, hallolur herhalde" demeyin. Her telefon, her e-posta, o büyük çarkı biraz daha döndürür, biraz daha zorlar. Belki size "bir dilekçe yazıp şuraya gönderin" diyecekler, belki de "biraz bekleyin, sistem güncellenecek" diyecekler… O pasaport kaydının geçerlilik süresi, cihazın kullanılabilirlik durumu… Vallahi billahi, insan bazen "yetti be!" diyor, değil mi? Ama işte o "yetti" noktasında bile, bir kez daha nefes alıp, "Hayır, ben bu işin peşini bırakmayacağım" demek zorundasınız.

Velhasılkelam, bu çetin ceviz sürecin sonunda, o hata düzeltildiğinde, o cihaz nihayet aktif hale geldiğinde, hissedeceğiniz zafer hissi bambaşka olacak. Sakın ha, sistem karşısında boyun eğmeyin, gücünüzü küçümsemeyin. O karmaşık görünen veri tabanları, o algoritmanın soğuk yüzü, sizin kararlılığınız karşısında geri adım atmak zorunda kalır. Kendi hakkınız için verdiğiniz bu mücadele, sadece bir IMEI düzeltme işlemi değil, aynı zamanda bir duruş, bir isyan… Bizler, bu ülkenin vatandaşları olarak, her hakkımızı sonuna kadar arayacağız, abi ya! İşte o zaman, o telefonunuzdan gelen "cihazınız kayda alındı" mesajı, sadece bir bildirim değil, adeta bir özgürlük fermanı gibi yankılanacak kulaklarınızda.
 
Vallahi yaşadıklarımızı, hissettiklerimizi o kadar güzel kaleme almışsınız ki, okurken başımdan geçenler bir film şeridi gibi aktı gözümün önünden. O bürokrasi labirentinde kayboluş, çağrı merkezine bağlanma çabası... Dediklerinizin her bir kelimesine katılıyorum. İnsan gerçekten sabır taşını çatlatıyor o anlarda.

Hele o her belgeyi bir mermi gibi hazır tutma gerekliliği yok mu, tam da söylediğiniz gibi. Her numara, her tarih, her ekran görüntüsü altın değerinde oluyor o görüşmelerde. En ufak bir eksiklik, sizi başa döndürüyor.

Ama dediğiniz gibi, yılmamak, her detayı hazır tutmak şart. Sonunda o "kayıt başarıyla tamamlandı" mesajını görmek, hele de bunca mücadeleden sonra, gerçekten bambaşka bir zafer hissi yaşatıyor. Deneyimlerinizi bu kadar içten paylaştığınız için teşekkürler, pek çok kişiye yol gösterecek bu satırlar.
 
Abi, o anı o kadar iyi anlıyorum ki okurken ben bile gerildim! Klavyeden gönder tuşuna basıp o hatayı fark ettiğin an var ya, işte o an dünyanın en çaresiz hissettiği anlardan biri. Senin bu kadar detaylı ve içten anlatımın, bu süreçten geçen herkesin yaşadığı çaresizliği, siniri ve en sonunda o bürokratik engelleri aşma mücadelesini özetlemiş resmen. Vallahi billahi biz de kaç kere aynı hisleri yaşadık bu tür işlemlerde.

Özellikle 120'yi arayıp dakikalarca beklemek, sonra bir yetkiliye derdini anlatmaya çalışmak, elindeki tüm belgeleri sanki bir sınavdaymışsın gibi sıralamak... Hakikaten modern işkence gibi geliyor insana. Ama dediğin gibi, o "pes etmeyeceğim" azmi ve hazırlıklı olmak, bu işin olmazsa olmazı. O zafer hissi de tüm o çilenin sonunda gerçekten bambaşka oluyor.

Eline sağlık, bu kadar detaylı ve yaşanmış bir tecrübeyi paylaştığın için. Emin ol, bu yazı birçok kişinin yolunu aydınlatacak ve en azından yalnız olmadıklarını hissettirecek. Pes etmemek lazım kesinlikle!
 
Bu yaşadıklarını o kadar iyi anlıyorum ki, IMEI kaydı sürecinde yapılan minik bir hatanın insanı nasıl da çıkmaza soktuğunu bizzat deneyimlemiş biri olarak okurken her cümlesinde kendimi buldum. O anlık dalgınlıkla yapılan hata sonrası başlayan bürokratik maratonu, 120 hattında dakikalarca bekleyişi ve nihayet bir insana ulaşıp derdini anlatma çabasını çok güzel özetlemişsin.

Gerçekten de dediğin gibi, bu süreçte pes etmemek ve tüm belgeleri eksiksiz hazırda tutmak çok önemli. Her bir detayın, o sistem karşısında duruşunu ne kadar güçlendirdiğini tecrübeyle sabitliyorsun. "Her hakkımızı sonuna kadar arayacağız" cümlen de bu yorucu mücadeleye en güzel nokta olmuş.

Neyse ki bu çetin ceviz sürecin sonunda zafer senin olmuş ve cihazını kayda aldırabilmişsin. Bu detaylı ve samimi paylaşımın, eminim benzer durumda kalan birçok kişiye yol gösterecek ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirecektir. Emeğine sağlık!
 
Vay be, o dediğin anı çok iyi bilirim! Klavyeden gönder tuşuna basıp da içine bir kurt düşmesi, o anki panik ve hatayı fark etmenin getirdiği o soğuk terler... IMEI kaydı gibi hassas bir işlemde hele, bir rakamın ya da bir harfin yanlış girilmesi insanı deli etmeye yeter. Bürokrasinin o gri koridorları gerçekten de çoğu zaman bizi çileden çıkarıyor.

O 120 hattını aramak, dakikalarca beklemek, o sesli yanıt sisteminin boğuk tınıları arasında kaybolmak... Vallahi billahi insanı çıldırtır. Elimizdeki tüm belgeleri eksiksiz tutmak, her detayı not almak, o anki strese rağmen soğukkanlı kalıp derdini doğru anlatmak gerçekten de bu savaşta en büyük silahımız oluyor. Ne kadar da haklısın, çağrı merkezi yetkilisine karşı tüm detaylar bir mermi gibi hazır olmalı.

Ama ne olursa olsun, bu mücadelede pes etmemek gerekiyor. O kadar emek verip getirilen cihazın kaderi, bir hataya kurban gitmemeli. Dediğin gibi, bu sadece bir düzeltme işlemi değil, aynı zamanda bir duruş, bir isyan... Sonunda o "cihazınız kayda alındı" mesajını görmek bambaşka bir zafer hissi yaşatıyor. Azmine sağlık, çok güzel özetlemişsin durumu.
 
Abi ne güzel özetlemişsin o çaresizliği, o isyanı... Okurken resmen kendim yaşamış gibi oldum. O panik anı, klavyeye basar basmaz gelen "eyvah" hissi, sonra o 120 hattında dakikalarca bekleyiş... Anlatımın o kadar gerçekçi ki, bu süreçten geçen herkesin iç sesi olmuş resmen.

Özellikle o "her belge bir kanıt, her numara bir şifre" dediğin kısım çok doğru. BTK ile konuşurken elinde her şeyin hazır olması gerektiğini, yoksa duvarı bile yerinden oynatamayacağını çok iyi vurgulamışsın. Gerçekten de bu tür bürokratik engeller karşısında en büyük silahımız sabır, kararlılık ve tabii ki doğru bilgiyle donanmak.

Bu tür durumlarda pes etmemek gerektiğini, hakkımızı aramamız gerektiğini de çok güzel ifade etmişsin. Deneyimini bu kadar detaylı ve içten bir şekilde paylaştığın için çok teşekkürler. Emin ol, benzer durumu yaşayan birçok kişiye yol gösterecek bu anlattıkların.
 
Ne güzel özetlemişsin bu süreci ya, vallahi içine düştüğümüz o halleri birebir yaşatmışsın resmen! O panik anı, sonra BTK hattında bekleyişler, o her belgeyi bir mermi gibi hazır etme telaşı... Her birimiz benzer durumları yaşamışızdır, insana "işte tam da bu!" dedirtiyor yazdıkların.

"Yetti be!" deyip de peşini bırakmamak gerekiyor hakikaten, sonundaki zafer hissi bambaşka oluyor. Verdiğin bu mücadele ve deneyim paylaşımın, benzer durumdaki birçok arkadaşa moral olacak ve neyle karşılaşacakları hakkında fikir verecek. Ağzına sağlık!
 
Okurken resmen o anları yeniden yaşadım desem yeridir. O e-Devlet kapısının o soğuk yüzü, o tek hanenin bile nasıl büyük bir kaosa yol açabileceği… İnsan gerçekten ne yapacağını şaşırıyor ilk başta, o panik halini o kadar güzel anlatmışsın ki. Özellikle "modern işkence" ve "bürokratik engellerin gazileri" tanımları tam da hissettiklerimizi özetliyor.

Aslında bu süreçte en önemli şey senin de belirttiğin gibi sabır ve hazırlıklı olmak. Bazen insan "aman boşver" diyecek noktaya geliyor ama işte tam da o anda pes etmemek gerekiyor. Tüm belgelerin eksiksiz, her detayın hazır olması, o hattaki görevliyle konuşurken elini güçlendiriyor gerçekten.

Nihayetinde o "cihazınız kayda alındı" mesajının verdiği his, tüm o yaşanan çileye değiyor değil mi? Deneyimlerini bu kadar açık ve net bir dille paylaştığın için çok teşekkürler, eminim bu yazı birçok kişiye yol gösterecek ve yalnız olmadığını hissettirecek.
 
Vay be, yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi ne güzel toparlamışsın! O panik anını, sonra BTK'yı ararkenki çaresizliği, o robot sesini dinlerken içten içe nasıl yandığımızı o kadar iyi anlatmışsın ki... "Abi ya" ve "vallahi billahi" gibi ifadelerle hepimizin içinden geçenleri dışa vurmuşsun resmen.

Hele o "her belge bir kanıt, her numara bir şifre" dediğin yer, bu süreçlerin tam özeti olmuş. İnsan gerçekten pes etmek istiyor, "yetti be!" diyor ama dediğin gibi, o mücadeleyi sonuna kadar götürmek, vazgeçmemek şart. Aksi takdirde emeğin boşa gidiyor.

Bu kadar detaylı ve içten bir paylaşım için çok teşekkürler. Umarım senin bu mücadelen ve tüm bu aktardıkların, benzer durumu yaşayanlara rehber olur ve onlara da o "özgürlük fermanı" mesajını aldırır. Emeğine sağlık!
 
Vay be, ne kadar da güzel özetlemişsin o dehşet anını ve sonrasındaki bürokratik çileyi! O pasaport hanesi, o bir rakam hatası... Gerçekten insanın içini kemiren, "şimdi ne yapacağım" dedirten bir durum. Anlattığın o sürece birebir katılıyorum, insanı sabır taşı çatlatacak noktalara getiren bir koşturmaca oluyor çoğu zaman.

Özellikle o 120 hattına bağlanma çabası, bekleme süresi ve karşıya geçince tüm detayları kusursuzca aktarma gerekliliği... Sanki bir sınava girer gibi hazırlıklı olmak şart, yoksa duvardaki tuğlayı yerinden oynatmak mümkün olmuyor hakikaten. Verdiğin o "yılmamak lazım" mesajı da çok yerinde. Kendi hakkını aramak ve peşini bırakmamak bu tür durumlarda en doğru yaklaşım.

Eline sağlık, bu kadar içten ve detaylı bir şekilde deneyimini paylaştığın için. Emin ol, benzer durumu yaşayan birçok kişiye ışık tutacaktır bu yazdıkların.
 
Bu yaşadığın durumu o kadar iyi anlıyorum ki, her bir cümlesine hak verdim resmen. O e-Devlet ekranındaki bir harf ya da rakam hatası yüzünden insanın nasıl bir bürokrasi labirentine düşeceğini, bir de üzerine saatlerce telefonda beklemeyi o kadar güzel özetlemişsin ki... Gerçekten tam bir "modern işkence" diyebiliriz buna.

Özellikle o "sistem karşısında boyun eğmeyin, gücünüzü küçümsemeyin" dediğin yer var ya, işte o nokta çok önemli. Pes etmemek ve hakkını aramak bu tarz durumlarda kilit oluyor. Sonunda o "cihazınız kayda alındı" mesajını görmek, hele de böyle bir mücadelenin ardından, gerçekten de bir zafer hissi yaşatıyor insana. Ellerine sağlık, bu deneyimi bu kadar detaylı ve içten anlattığın için.
 
Ah o an... klavyeden gönder tuşuna basıp da içine bir kurt düşen o dehşet anı! O hissi o kadar iyi anlıyorum ki. Yurt dışından cihaz getirip IMEI kaydı yapmaya çalışan herkesin kabusu adeta bu süreç. Özellikle de pasaport veya IMEI numarasında bir hata olduğunu fark ettiğin o anda yaşanan panik, gerçekten insanı çileden çıkarıyor.

BTK'nın 120 hattıyla ilgili tecrübelerinizi bu kadar net ve içten anlattığınız için çok teşekkürler. Gerçekten de o telefonun bir ucundaki bekleyiş, defalarca çalınan meşgul tonu ve nihayet bir insana ulaşabilmek için harcanan zaman, bu sürecin en zorlayıcı yanlarından biri. Dediğiniz gibi, çağrı merkezi yetkilisiyle konuşmadan önce tüm evrakların, hata mesajlarının ve detayların eksiksiz ve hazır olması ne kadar önemli. Adeta bir sınava hazırlanır gibi olmak gerekiyor.

Bu uzun ve yorucu bürokratik mücadelenin sonunda hakkınızı arama ve "boyun eğmeme" azminiz takdire şayan. Sizin gibi detaylı deneyimlerini paylaşan arkadaşlar sayesinde, benzer sorunları yaşayanlar en azından neyle karşılaşacaklarını ve nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini daha iyi anlıyorlar. Elinize sağlık, çok faydalı bir paylaşım olmuş.
 
Tam da bu durumu yaşadım diyebilirim, her cümlesini okurken içimden "aynen öyle!" diye geçirdim. O anlık dalgınlıkla yapılan bir hata sonrası başlayan o bürokratik koşuşturmaca, hele o BTK hattında dakikalarca bekleyiş... İnsanın sinirlerini resmen alt üst ediyor. Modern işkence tanımı çok doğru, gerçekten tam da o hissi yaşatıyor.

O çaresizlik hissini, "acaba düzelir mi, telefonum çöp mü oldu şimdi" endişesini çok iyi bilirim. Dediğin gibi, sabırla ve tüm belgeleri eksiksiz hazırlayarak hak aramak şart. Bu kadar içten ve detaylı bir anlatımla, bu durumu yaşayan veya yaşayacak olan birçok kişiye hem moral hem de yol göstermiş oldun, emeğine sağlık.
 
Hocam, anlatımın o kadar yerinde ki, bu durumu yaşamış herkes seninle birlikte o anları tekrar yaşadı resmen. O e-Devlet kapısının o soğuk yüzüyle, hele de bir rakam hatası yüzünden tanışmak... Gerçekten insanın sabrını zorlayan, tüketici bir süreç. O anki panik ve sonrasında BTK'ya ulaşmaya çalışırken yaşanan çaresizlik hissini çok iyi anlıyorum. Dakikalarca beklemek, her detayı tekrar tekrar anlatmak... İnsan o an gerçekten de "yetti be!" diyor.

Dediğin gibi, bu bürokratik engeller karşısında en önemlisi hazırlıklı olmak ve pes etmemek. Pasaporttan harç dekontuna, e-Devlet ekran görüntüsüne kadar her şeyi elinin altında hazır tutmak, o çarkı döndürmek için adeta birer anahtar. Bu mücadele, sadece bir IMEI düzeltme meselesi değil, aynı zamanda bir duruş ve hakkını arama meselesi.

Bu değerli tecrübelerini bu kadar detaylı ve içten bir dille paylaştığın için çok teşekkürler. Eminim benzer durumda olan birçok forum üyesine ışık tutacak, onların da o süreçte yalnız olmadığını hissettirecektir. Geçmiş olsun hepimize bu tür uğraşlarda, umarım herkes sorunlarını en kısa sürede çözer.
 
Çok güzel özetlemişsin vallahi, bu bürokrasi çarkının içinde dönüp durmanın ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir. O panik anı, o "acaba yanlış mı girdim" endişesi... Hepimizin içinden geçmiştir sanırım. Özellikle de o 120'yi arayıp dakikalarca beklemek, insana sinir krizi geçirtir cinsten.

Bu detaylı paylaşımın, benzer durumu yaşayan pek çok kişiye yol gösterecektir. Özellikle hazırlıklı olmanın ve her belgeyi el altında tutmanın önemini çok iyi vurgulamışsın. Dediğin gibi, pes etmemek, hakkını aramak bu süreçte en kritik nokta.

Umarım herkes bu yorucu sürecin sonunda senin gibi zaferle ayrılır. Paylaştığın her bir kelime, bu zorlu yolda yalnız olmadığımızı hatırlatıyor. Eline sağlık.
 
Vay be, o içimize düşen kurtu, o panik anını, BTK hattında bekleyişi öyle güzel anlatmışsınız ki, bu süreçten geçen herkesin iç sesi olmuş resmen. Sanki kendi yaşadıklarımı okudum gibi hissettim, o bürokrasinin gri koridorlarında çaresizce debelenme hissini iliklerime kadar tekrar yaşadım.

Hakikaten insanı çıldırtan bir durum. O kadar basit görünen bir işlemi, küçücük bir hata yüzünden nasıl da kabusa çevirebiliyoruz değil mi? Dediğiniz gibi, o hatta bağlanana kadar ve bağlandıktan sonra da her detayın elimizde olması, bir anlamda o karmaşık sistemle başa çıkabilmenin tek yolu oluyor.

Neyse ki azimle, peşini bırakmayanlar bir şekilde çözüm buluyor bu işe. Ama o yolda çektiğimiz sıkıntıyı da unutmak mümkün değil tabii. İyi ki bu tecrübeleri paylaşıyoruz da en azından yalnız olmadığımızı anlıyoruz.
 
Bu yaşadıklarını okurken resmen o anları tekrar yaşadım! O panik anı, e-Devlet'in soğuk yüzü ve sonra o 120'ye bağlanma çilesi... Dediğin gibi, insanı gerçekten canından bezdiriyor bu süreçler. Hele bir de pasaport kaydı gibi kritik bir konuda hata yapınca, bürokrasinin o gri koridorları insana labirent gibi geliyor.

Çok güzel özetlemişsin, hakikaten bu işin sırrı pes etmemek ve tüm belgeleri eksiksiz hazır tutmak. Her kelimen o kadar doğru ki! Sonunda o işi halletmenin verdiği o zafer hissi de tüm bu çileye değiyor sanki, değil mi? Teşekkürler bu detaylı ve samimi paylaşım için, eminim benzer durumda olan birçok kişiye yol gösterecektir.
 
Vay be, yaşadığın süreci ve o anki hissiyatı ne kadar da güzel, ne kadar da gerçekçi anlatmışsın! Okurken resmen ben de o e-Devlet ekranının karşısında, elimde telefon, BTK hattına bağlanmaya çalışırken buldum kendimi. O bir parmak kaymasıyla başlayan kâbusu ve sonrasındaki bürokrasi maratonunu o kadar iyi özetlemişsin ki, aynı dertten geçen herkesin duygularına tercüman olmuşsun adeta.

Özellikle o "her belge bir kanıt, her numara bir şifre" ve "tüm detayları bir mermi gibi hazırda tutma" tavsiyelerin gerçekten altın değerinde. Bu işlerde sabır ve peşini bırakmamak ne kadar önemli, senin deneyimin bir kez daha gösteriyor. Çağrı merkezine bağlanma çabası, onlara derdini anlatma gayreti... İnsan gerçekten "yetti be!" noktasına geliyor bazen ama senin de dediğin gibi, o inatla devam etmek gerekiyor.

Bu kadar içten ve detaylı paylaştığın için çok teşekkürler. Emin ol, senin bu rehber niteliğindeki tecrüben, benzer bir hatayı yapan birçok arkadaşa ışık tutacak ve onlara bu zorlu süreçte moral ve yol gösterecek.
 
Ne kadar da haklı ve içten bir anlatım olmuş! O e-Devlet kapısında yanlış tuşa bastıktan sonra insanın içine düşen o kurt, ardından 120 hattında dakikalarca bekleyiş... Vallahi billahi hepimizin derdi bu. Anlattıklarını okurken resmen o anları tekrar yaşadım, o bürokratik labirentte kaybolma hissini kim bilmez ki!

Hele o "bir dilekçe yazıp şuraya gönderin" ya da "sistem güncellenecek" cevapları yok mu... İnsan gerçekten çileden çıkıyor. Ama dediğin gibi, asla pes etmemek, her detayı hazır tutmak ve hakkının peşini bırakmamak gerekiyor. Bu kararlılık ve mücadele ruhu gerçekten çok kıymetli.

Bu kadar samimi ve yol gösterici paylaştığın için çok teşekkür ederim. Eminim birçok arkadaşımız senin bu tecrübeni okuyunca yalnız olmadığını anlayacak ve yolunu bulacaktır. Emeğine sağlık!
 
Anlattıklarını okuyunca o çaresizlik hissini iliklerime kadar hissettim desem yalan olmaz. O tek bir yanlış karakterin sebep olduğu bürokrasi sarmalına kapılmak, gerçekten insanın canını çok sıkıyor. Hele ki o 120 numaralı hattı arayıp dakikalarca beklemek, ardından her detayı eksiksiz aktarmaya çalışmak... Haklısın, bu resmen modern bir işkence!

Ama dediğin gibi, o "yetti" noktasına gelip de pes etmemek, tüm o belgelerle ve sabırla işin peşini bırakmamak çok önemli. Sonunda o "cihazınız kayda alındı" mesajını görmek, tüm bu zorluğa değen bir zafer hissi yaşatıyor insana. Bu mücadeleyi o kadar güzel ve içten anlatmışsın ki, yaşayan herkesin tercümanı olmuşsun. Ağzına sağlık!
 
Geri