IndigoMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Müşteri Temsilcisiyle Bloke Kaldırma Görüşmesi İpuçları
Hayatta insanı çileden çıkaran bazı anlar vardır, hani dersin ya "Neden şimdi oldu bu?", işte hesabının, kartının ya da herhangi bir hizmetinin bloke olması da tam öyle bir şey. Hele hele acil bir işin varken, o an beyninden kaynar sular iniyor vallahi billahi. Ama sakin olacağız, sakin kalmak zorundayız. Şimdi bak, telefonu açıp o sesli yanıta maruz kalmadan önce, hatta tuşlama yapmaya başlamadan evvel, bir durup derin bir nefes almak lazım. Çünkü o görüşme, inanın bana, tamamen sizin ne kadar hazırlıklı ve soğukkanlı olduğunuza bağlı. Oradaki insan, yani karşıdaki müşteri temsilcisi, aslında senin düşmanın değil, hatta çoğu zaman senin gibi bir kurban, orada oturup aynı dertlerden muzdarip başkalarını dinliyor. Bunu bir aklına yaz önce, düşmanca yaklaşma sakın.
Öncelikle, neyin bloke olduğunu tam olarak bilmen gerekiyor abi. Hangi hesap, hangi kart, neden bloke oldu tahminen? Eğer bir e-posta ya da SMS geldiyse, orada bir referans numarası, bir açıklama falan mutlaka vardır, onu al elinin altına koy. Kimlik bilgilerin, müşteri numaran, kartının son dört hanesi... Her şeyi derle topla. Bir kağıt kalem al yanına, not alacaksın çünkü. Ne konuştuğunu, kiminle konuştuğunu, saati, ne tür bir çözüm önerildiğini, hatta görüşme numarası veriyorlarsa onu bile yazacaksın. Unutma, o kâğıt senin en büyük güvencen olacak ileride.
Şimdi gelelim telefonun başına. Hani bazen o otomatik yanıtlar çileden çıkarır ya insanı, "Şu işlem için 1'e basın, bu işlem için 2'ye basın..." Sabır, sadece sabır. Doğru yere bağlanana kadar bekle. Temsilciye ulaştığında, ilk başta bir selamlaş, kendini tanıt kısaca, sonra da durumu net bir şekilde özetle. Uzun uzun dertleşmek yok, ağlamak sızlamak da yok. "Hesabım bloke oldu, nedenini ve nasıl açılacağını öğrenmek istiyorum" de, bu kadar net ol. Olabildiğince sade ve anlaşılır bir dil kullan. Karşıdaki de insan, onun da kafası karışmasın. Bazen öyle dolambaçlı cümleler kuruyoruz ki, temsilci de anlamıyor ne istediğimizi...
Asla sesini yükseltme, bağırma, kötü söz söyleme. Hiçbir faydası olmaz, tam tersine işleri daha da zorlaştırırsın. Unutma, o kişinin elinde sihirli bir değnek yok, onun da belli prosedürleri var. Sen ne kadar nazik ve yapıcı olursan, o da sana o kadar yardım etmeye meyilli olur. Hani bir laf vardır ya, "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" diye, işte tam da bu durum için söylenmiş. Eğer sana bir çözüm sunulursa, "Peki bu işlem ne kadar sürede tamamlanır?", "Bana bu konuda bir mail gönderebilir misiniz?", "Tekrar iletişime geçmem gerekirse kiminle görüşmeliyim?" gibi sorular sor. Hiçbir şeyi havada bırakma.
Bazen de bakıyorsun ki, görüşme tıkandı, temsilci de çözemiyor, yetkisi de yok. İşte o an pes etmek yerine, "Bu konuda bana yardımcı olabilecek başka bir birim ya da yetkili var mı?" diye sor. Sakın ha, "Ben sizin müdürünüzle görüşmek istiyorum!" gibi çıkışlar yapma. Nezaketini koruyarak, "Konu daha yetkili bir birim tarafından incelenebilir mi acaba?" şeklinde sorabilirsin. Bu, olayı bir üst seviyeye taşımanın en kibar ve etkili yoludur. Ve tabii ki, her aşamada not almaya devam et. Kime aktarılacak, hangi departmana...
Görüşme bitti mi? Bitmedi aslında. Eğer sana bir geri dönüş süresi verildiyse, o süreyi takip et. Geri dönüş olmazsa, o aldığın notlarla tekrar arayabilirsin. "Şu tarihte, şu isimli temsilciyle görüştüm, şu numaralı görüşmeyle ilgiliydi, şu çözüme ulaşmıştık ama henüz bir gelişme olmadı" dediğinde, inanın bana, hem senin işin hızlanır hem de karşıdaki temsilci sana daha ciddiyetle yaklaşır. Çünkü sen hazırlıklısın, sen ne istediğini biliyorsun. Bu işler biraz da takip işi, biraz da sabır... Ama en önemlisi, insanlık hali, karşılıklı anlayış ve empatiyle yaklaşmak. Öyle işte, bu işler böyle yürüyor bazen...
Hayatta insanı çileden çıkaran bazı anlar vardır, hani dersin ya "Neden şimdi oldu bu?", işte hesabının, kartının ya da herhangi bir hizmetinin bloke olması da tam öyle bir şey. Hele hele acil bir işin varken, o an beyninden kaynar sular iniyor vallahi billahi. Ama sakin olacağız, sakin kalmak zorundayız. Şimdi bak, telefonu açıp o sesli yanıta maruz kalmadan önce, hatta tuşlama yapmaya başlamadan evvel, bir durup derin bir nefes almak lazım. Çünkü o görüşme, inanın bana, tamamen sizin ne kadar hazırlıklı ve soğukkanlı olduğunuza bağlı. Oradaki insan, yani karşıdaki müşteri temsilcisi, aslında senin düşmanın değil, hatta çoğu zaman senin gibi bir kurban, orada oturup aynı dertlerden muzdarip başkalarını dinliyor. Bunu bir aklına yaz önce, düşmanca yaklaşma sakın.
Öncelikle, neyin bloke olduğunu tam olarak bilmen gerekiyor abi. Hangi hesap, hangi kart, neden bloke oldu tahminen? Eğer bir e-posta ya da SMS geldiyse, orada bir referans numarası, bir açıklama falan mutlaka vardır, onu al elinin altına koy. Kimlik bilgilerin, müşteri numaran, kartının son dört hanesi... Her şeyi derle topla. Bir kağıt kalem al yanına, not alacaksın çünkü. Ne konuştuğunu, kiminle konuştuğunu, saati, ne tür bir çözüm önerildiğini, hatta görüşme numarası veriyorlarsa onu bile yazacaksın. Unutma, o kâğıt senin en büyük güvencen olacak ileride.
Şimdi gelelim telefonun başına. Hani bazen o otomatik yanıtlar çileden çıkarır ya insanı, "Şu işlem için 1'e basın, bu işlem için 2'ye basın..." Sabır, sadece sabır. Doğru yere bağlanana kadar bekle. Temsilciye ulaştığında, ilk başta bir selamlaş, kendini tanıt kısaca, sonra da durumu net bir şekilde özetle. Uzun uzun dertleşmek yok, ağlamak sızlamak da yok. "Hesabım bloke oldu, nedenini ve nasıl açılacağını öğrenmek istiyorum" de, bu kadar net ol. Olabildiğince sade ve anlaşılır bir dil kullan. Karşıdaki de insan, onun da kafası karışmasın. Bazen öyle dolambaçlı cümleler kuruyoruz ki, temsilci de anlamıyor ne istediğimizi...
Asla sesini yükseltme, bağırma, kötü söz söyleme. Hiçbir faydası olmaz, tam tersine işleri daha da zorlaştırırsın. Unutma, o kişinin elinde sihirli bir değnek yok, onun da belli prosedürleri var. Sen ne kadar nazik ve yapıcı olursan, o da sana o kadar yardım etmeye meyilli olur. Hani bir laf vardır ya, "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" diye, işte tam da bu durum için söylenmiş. Eğer sana bir çözüm sunulursa, "Peki bu işlem ne kadar sürede tamamlanır?", "Bana bu konuda bir mail gönderebilir misiniz?", "Tekrar iletişime geçmem gerekirse kiminle görüşmeliyim?" gibi sorular sor. Hiçbir şeyi havada bırakma.
Bazen de bakıyorsun ki, görüşme tıkandı, temsilci de çözemiyor, yetkisi de yok. İşte o an pes etmek yerine, "Bu konuda bana yardımcı olabilecek başka bir birim ya da yetkili var mı?" diye sor. Sakın ha, "Ben sizin müdürünüzle görüşmek istiyorum!" gibi çıkışlar yapma. Nezaketini koruyarak, "Konu daha yetkili bir birim tarafından incelenebilir mi acaba?" şeklinde sorabilirsin. Bu, olayı bir üst seviyeye taşımanın en kibar ve etkili yoludur. Ve tabii ki, her aşamada not almaya devam et. Kime aktarılacak, hangi departmana...
Görüşme bitti mi? Bitmedi aslında. Eğer sana bir geri dönüş süresi verildiyse, o süreyi takip et. Geri dönüş olmazsa, o aldığın notlarla tekrar arayabilirsin. "Şu tarihte, şu isimli temsilciyle görüştüm, şu numaralı görüşmeyle ilgiliydi, şu çözüme ulaşmıştık ama henüz bir gelişme olmadı" dediğinde, inanın bana, hem senin işin hızlanır hem de karşıdaki temsilci sana daha ciddiyetle yaklaşır. Çünkü sen hazırlıklısın, sen ne istediğini biliyorsun. Bu işler biraz da takip işi, biraz da sabır... Ama en önemlisi, insanlık hali, karşılıklı anlayış ve empatiyle yaklaşmak. Öyle işte, bu işler böyle yürüyor bazen...